‘Kimsenin can güvenliği yok’

  • 18:45 2 Temmuz 2022
  • Güncel
İZMİR - Kendilerini istihbarat elemanı olarak tanıtan kişiler tarafın kaçırılan ve işkence edilen sinemacı Suphi Orhan, “Kimsenin can güvenliği yok” dedi. ÖHD’li avukat Eylem Zengin ise, “Orhan’ı kaçıranların isimleri belli olmasa da faillerin kendilerini devlet görevlisi olarak tanıttıkları için sorumlunun devlet olduğunu biliyoruz” dedi. 
 
İzmir’de 30 Haziran’da kendilerini istihbarat elemanı olarak tanıtan kişilerce kaçırılan Suphi Orhan, yaşadıklarına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya İHD İzmir Şubesi, Hak İnisiyatifi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi ve İnsan Hakları Gündemi Derneği temsilcileri de katıldı. 
 
‘Biz istihbaratız, devlet üstüyüz’
 
Suphi, maruz kaldığı işkenceyi şu sözlerle anlattı: “Arkadaşımı bırakmak için 30 Haziran’da gittiğim havalimanında, kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda kaçırıldım. Daha önce burada lise okudum, sinema ve fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. İzmir’e bütün vatandaşlar gibi biletimi alıp geldim. Herhangi illegal bir durumla ilgim yoktur. Beni havalimanından alıp Gaziemir Mezarlığı’na götürdüler ve işkence uyguladılar. Bana sürekli, ‘Sen buraya niye geldin, seni buraya örgüt niye gönderdi? Bize örgüte ilişkin bilgi vermelisin’ tarzında sorular sordular. Bende onlara herhangi bir illegal örgütle bir bağım olmadığını ve bir suç şüphesi varsa yetkili mercilerin bunu yapması gerektiğini, bu yapılanların suç olduğunu söyledim. Ancak bana sürekli ‘Biz istihbaratız, biz devlet üstüyüz, bize bilgileri ver. Sen bize istediklerini verirsen bizde sana yardımcı olacağız' gibi şeyler söylediler.”
 
Hak savunucularına çağrı
 
İşkence sırasında çekilen fotoğraf ve videolarla şantaj uygulandığını belirten Suphi, “Beni birçok yerde gezdirdiler. Özellikle mezarlıklar ve tepelerin olduğu yerlerde gezdirdiler. En son ailemler ve yakınlarımla tehdit ettiler. Benim yaşadıklarımı yarın herkes yaşayabilir. Bu nedenle bütün demokratik kitle örgütleri, hak savunucuları bu olaylara karşı tepkilerini dile getirmeli. Çıplak görüntülerimi çektiler. Kimsenin bu görüntülere kanmaması gerekiyor” diye kaydetti. 
 
‘Yaşananlar cezasızlık politikalarının sonucudur’
 
Hak İnisiyatifi Derneği Başkanı Mehmet Arif Koçer de, yaşananların bir hukuk devletinde utanılacak bir olay olduğunu belirtti. İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin de, Türkiye'nin 1990’lı yıllara geri döndüğünü söyledi. Buna benzer işkence ve ajanlaştırma olayını defalarca raporladıklarını kaydeden Zafer, "Bize yapılan başvurularda herhangi bir somut adım atılmıyor. Bu konuda yetkililerin görevlerini yerine getirmesi gerekiyor. Bu yaşananlar cezasızlık politikalarının sonucudur. İHD olarak bu olayın takipçisi olacağımızı da buradan bir kez daha yeniliyoruz” ifadelerini kullandı.
 
'Mücadele edeceğiz' 
 
ÇHD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Nihat Arman Atılgan da, Türkiye tarihinin Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliamlarla dolu olduğunu belirtti. Son olarak konuşan ÖHD’li avukat Eylem Zengin ise şunları söyledi: “90’lı yılların uygulamalarının yerleşik hale gelmemesi için mücadeleye devam edeceğiz. Orhan’ı kaçıranların isimleri belli olmasa da faillerin kendilerini devlet görevlisi olarak tanıttıkları için sorumlunun devlet olduğunu biliyoruz. Biz Orhan’ın kayıp haberini aldıktan hemen sonra olayın takipçisi olduk. Bu hukuk dışı uygulamaların yaşanmaması için mücadele edeceğiz."