Gültan Kışanak: Tarihi tersten yazanları teşhir edeceğiz

  • 19:49 10 Haziran 2022
  • Hukuk
ANKARA - Kobanê Davası'nda mahkeme heyetinin arkasında “saray” olduğunu belirten Gültan Kışanak, siyasi savunma yapacaklarına vurgu yaparken, “Tarihe doğru not düşmek için tarihi tersten yazanları teşhir edeceğiz. Mahkemeniz aradan çekilsin” dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 13’üncü duruşması 8’inci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görülmeye devam ediyor.
 
Duruşma verilen aranın ardından yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın beyanlarıyla devam etti. İddia makamı mütalaasında kendisi için bir değişiklik yapıldığını ifade eden Gültan, “Hakkımda verilen bir beyan dosyadan çıkarılmış. Asılsız olduğu iyice ayyuka çıktığı için galiba ama aynı şey gizli tanıklar Ulaş ve Mahir’in beyanları için de geçerli” dedi.
 
'Sahte belgeleri delil olarak koymayın'
 
Kobanê Davası savcısı Ahmet Altun’un kendisini iddianameye ekleyene kadar 2014 yılından beri kendisinden konuya dair bir ifade bile alınmadığını belirten Gültan, “Beni tutuklu tutmak için yeni gerekçeler üretmeyin. Zaten siyaset yapmam bile sizin için bir tutukluluk gerekçesi. Bu sahte belgeleri buraya delil olarak yazmayın. Yüzünüz kızarmıyorsa bir şey diyemem” diye belirtti.
 
‘Başım dik alnım açık'
 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 2015 yılından beri Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde kendisi hakkında usulsüzlükler aradığını söyleyen Gültan, buna rağmen hiçbir şey elde edemediğini ifade etti. Gültan, “Başım dik. Alnım açık. Görevimi yaptım ve halkıma hizmet ettim. Bu nedenle Amed halkına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Elimden geldiği kadar dürüst ve şeffaf bir belediyecilik anlayışıyla çalıştım. İçişleri Bakanlığı’na bir sorun. Yüzlerce müfettiş gönderdiler. Belediye başkanlığı dönemimde imkanları örgüte tahsis etmediğime dair mahkeme kararı bile var. Bu da mı yetmiyor size? Size yalanı devam ettirme görevi verilmiş” diye konuştu.
 
Gültan devamında şu ifadelere yer verdi: “Düşüncelerimden dolayı kimse beni yargılayamaz. Kimsenin haddine değil. Bunu yapacaksanız samimi olun ve açıkca söyleyin. Başka kulp bulmaya gerek yok. İddianamede katıldığım mitingler ve açıklamalar var. Bunlar benim en temel haklarımdandır. Bu yüzden beni kimse yargılayamaz.”
 
Arkanızda saray var
 
Usule aykırı olarak tanık dinliyorsunuz. Üstelik de ‘savunma yapmak istemiyorlar’ gerekçesiyle yapıyorsunuz. Biz savunma yapmak istiyoruz. Bizim savunma süremizi kısıtlamak için usule ve hukuka aykırı olduğu halde savunma yapmamıza izin vermeden araya tanık ve müşteki sıkıştırıyorsunuz. Sonra da dönüp diyorsunuz ki: ‘neden mahkeme heyetini tartışma konusu yapıyorsunuz.’ Sizin arkanızda saray var. Onlara söyleyeceğimiz sözleri sizin üzerinden söylüyoruz. Keşke bu iddianame yerine Cumhurbaşkanlığı bizim hakkımızda hapis cezası alacağımız bir kararname çıkarsalardı. Mahkemeniz aradan çekilsin.
 
Tarihi tersten yazanları teşhir edeceğiz
 
Bu ülkenin ekmekten çok barışa ve demokrasiye ihtiyacı var. Bu nedenle bu sürecin ilerlemesini istedik. Ama bunu tek başımıza yapmadık. O nedenle bizim sözümüzü kısmayın. Süreci başından sonuna kadar anlatmak istiyorum. Doğru olan sürecin tüm taraflarının doğrularıyla yanlışlarıyla bir arada oturup ‘nerede yanlış yaptık’ diye tartışmasıdır. Hala bunu savunuyoruz. Ama o süreçte demokratik siyaset yürütenlerin yargılanması üzerinden kendilerine bir iktidar kuracaklarsa buna da eyvallah diyemeyiz. Süreç nasıl yürütüldü? Kim önüne taş koydu kim çabaladı? Savunmalarımızda Türkiye kamuoyuna bunları anlatacağız. ‘Bize ceza vermeyin’ diye savunma yapmayacağız. Türkiye’nin toplumsal bir barışa ihtiyacı var. Biz de buradan elimizden geldiğince konuşacağız. Tarihe doğru not düşmek için tarihi tersten yazanları teşhir edeceğiz.
 
Darbecilerin çöplüğünden hukuk çıkmaz
 
İktidar, darbecilerin kumpas çöplüğüne medet umar hale geldi. Geçmişte baş edemiyoruz diyorlardı. Şimdi ise onların çöplüğünden belge bulup önümüze koyuyorlar. Vay hallerine. Mahkeme heyetine sesleniyorum: darbecilerin çöplüğünden hukuk çıkmaz. Sanki duvara konuşuyoruz. Bir sürü şey anlatıyoruz. Delilleri çürütüyoruz ancak hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorsunuz.
 
Seçim öncesi hakkımızda karar verip ‘iktidara yarasın’ istiyorsanız çabuk verin. Bizim için sorun yok. Biz demokratik geleceğimizi toplumsal barışımızı hakikat üzerine inşa edeceğiz ve kumpaslarınızla başa çıkacağız.
 
İstanbul Sözleşmesi
 
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen AKP iktidarı tüm kadın kazanımlarını hedef aldı. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden kadınların kazanımı olarak hayata geçirilmesi için mücadele eden kadınlara selam olsun. Geleceğimizde biz söz sahibi olmak istiyoruz.
 
Kimliklere saygı göstereceğiz
 
Türkiye’de çoklu demokrasi sorunları var.  Herkesin birden fazla kimliği var. Benim egom diğer kültürleri yok edemez. ‘Biz’ olmak istiyorsak bütün kimliklere saygı göstereceğiz. Birileri o egoyu çok büyütüp tüm kimlikleri yok etmeye çalışıyor ama biz varız ve var olmaya devam edeceğiz. Kalmışlar tartışıyorlar. Kılıçdaroğlu aday olursa sünniler için tehlike olurmuş. Külliyen yalan. Halkımız içerisinde böyle bir sorun yok. Ezilen kimse onlar için mücadele etmek gerek. Ezilen Alevi ise herkesin ‘ben aleviyim’ deyip sokağa çıkması gerekiyor."
 
'Tanıklar yönlendiriliyor'
 
Pervin Oduncu müdafi avukat Zeynep Sedef Özdoğan söz alarak, mahkeme başkanının tanıkları yönlendirdiğine dikkat çekti. Avukatların mikrofonunun kapalı olmasını eleştiren Sedef, “Mahkeme başkanının mikrofonu ise her zaman açık. Buna rağmen sesini kolayca yükseltebiliyor. Tanıklar üzerinde baskı kuran avukatlar değil mahkeme başkanıdır. Tanık kendi bildiğini söyler. Buna rağmen mahkeme başkanı tanığı yönlendirerek sanıkları hedef gösteriyor. Yargılamayı yapan heyet, teşhise dayalı kanun hükmünü çiğniyor. Buna adil ve dürüst bir yargılama demek mümkün değil” diyerek müvekkilinin tahliyesini talep etti.
 
'Usule uygun gözetim yapılmadı'
 
Daha sonra konuşan avukat Kenan Maçoğlu, tanık Kerem Gökalp hakkında usulüne uygun bir şekilde idari gözetim kararı alınmadığını hatırlatarak, “Gökalp Kobanê soruşturmanın şüphelisi olmamasına rağmen savcılık talepte bulunmuş ve Ankara Emniyeti’nde sanıklar hakkında aleyhte beyanda bulunmuş. Siz gerekçeli kararınızda delillerinizin hukuka uygun elde edilip edilmediğini belirtmek zorundasınız. Siz savcılığın Gökalp’le ilgili talep yazısını ve mahkemenin kararını görmek zorundasınız. Bunlar dosyada yok. Getirmeniz gerekirken savcının sakladığı belgeleri saklıyorsunuz” diye konuştu.
 
'İfadenin nerede alındığını tutanağa geçmek zorundasınız'
 
Mahkeme heyetinin tanık dinleme koşullarına dair avukatlar tarafından yöneltilen soruları reddettiğini anımsatan avukat Çiğdem Kozan da, “Gizli tanık ifadesinin nerede alındığını tutanağa geçmek zorundasınız.Bu bilgi gizli tanığa açığa çıkarmaz” dedi.
 
'AİHM kararları Kobanê Mahkemesi’nde geçersiz'
 
İddia makamının mütalaasına dair değerlendirmelerde bulunan Çiğdem, “Savcı mütalaasında bir önceki ara karar ve bizim taleplerimizle ilgili değerlendirmede bulunmuş. Bir talep dahi olmadan böyle bir değerlendirme yapması garip. Mahkemeye ‘bu kararınızdan vazgeçme’ diyor. Savcı, tanık beyanlarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunmuş ve tanıkların çoğunlukla önceki beyanlarını doğruladığı ve bazı tanıkların önceki ifadelerinden vazgeçtiğini yazmış. Biz aynı tanıkları mı dinledik?” diye sordu.
 
Mütalaada DTK’nin illegalize edildiğine dikkat çeken Çiğdem, “AİHM’in, DTK’nın illegal bir yapı olmadığına dair kararları var ancak AİHM’in kararları bu mahkemede yer etmiyor” diye ekledi.
 
'Kalıplaşmış tanık beyanları'
 
Çiğdem, gizli tanıkların Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata hakkındaki ifadelerinin çelişkili olduğunu belirtirken, beyanlarının ise kalıplaşmış ve soyut beyanlardan ibaret olduğuna dikkat çekti. Akat Ata’nın düşünce ifade özgürlüğü kapsamında kadın çalışmaları yürüttüğünü aktaran Çiğdem, “Hiçbir dernek faaliyetinde suç unsuru olmadığı ortada” dedi. Akat Ata’nın kaçma şüphesi olmadığını söyleyen Kozan, “Müvekkilim dört kez evinden gözaltına alındı. Kaçma şüphesini tutuk devam gerekçesine ekleyecekseniz bunu somutlaştırmanız gerekiyor” diye belirtti.
 
Avukat beyanlarının ardından mahkeme başkanı ara kararını açıklamak üzere duruşmaya ara verdi. 
 

Etiketler:

kobanê dava