Muşîra Mele Reşîd: Türk devletinin Suriye’deki işgali sonlandırılmalı

  • 09:13 27 Mayıs 2022
  • Güncel
Sîdra Mamo
 
ŞEHBA - Efrîn’i Özgürleştirme Çalıştayı’na ilişkin değerlendirme yapan Efrîn Kurucu Meclis üyesi Muşîra Mele Reşîd, çalıştay sonucunda, “Türk devletinin Suriye’deki işgalinin sona erdirilmesi için çalışma yürütülmesi, halka ve kadınlara yönelik suçların uluslararası topluma, kamuoyuna açıklanması gerektiği” kararlaşmasına gidildiğini söyledi. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik AKP-MHP iktidarının saldırıları devam ediyor. Yapılan saldırılarda uluslararası kurumlarca da belgelenen savaş suçlarının üzerini örtemeye çalışıyor. Saldırıların yanı sıra AKP-MHP iktidarı bölgenin demografyasını değiştirme girişiminde bulunuyor. AKP-MHP iktidarının destek verdiği gruplarla birlikte 2018 yılında Efrîn’i işgal etmesinden bu yana işlediği suçlar insan hakları örgütlerince kayıt altına alınıyor. 
 
AKP-MHP ve destek verdiği grupların işlediği suçların önünü almak, yaşananları dünya kamuoyuna duyurmak açısından Efrîn Bölgesi Demokratik Suriye Meclisi ve Suriye-Efrîn İnsan Hakları Örgütü geçtiğimiz günlerde Efrîn’i Özgürleştirme Çalıştayı gerçekleştirildi. Şehba Kantonu’nda bulunan Berxwedan Kampı’nda gerçekleştirilen çalıştaya ilişkin Efrîn Bölgesi Kurucu Meclisi üyesi Muşîra Mele Reşîd değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Çalıştaya birçok heyet takıldı’
 
Efrîn’i Özgürleştirme Çalıştayı’nın önemine değinen Muşîra, “Böylesi önemli bir süreçte, bölgede bir çalıştay yapmak, özellikle de Şehba Kantonu’nda bunu gerçekleştirmek oldukça anlamlı. Çalıştayda çok önemli konular tartışıldı. Özellikle de Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı ve işgal girişimi üzerinde duruldu. İşgalci Türk devleti Kuzey ve Doğu Suriye halklarının iradesini kırmak için özel savaşın bütün yol ve yöntemlerini kullanıyor. Bu açıdan Efrîn’i Özgürleştirme Çalıştayı’na Kuzey ve Doğu Suriye halklarından önemli ve önde gelen isimlerin katılması önemliydi. Yine Suriye’deki farklı yerleşim yerlerinden isimler katıldı. Türk devletinin işgal saldırılarında işlediği savaş suçları, işgal edilen bölgelerin durumu tartışıldı. Türk devletinin işlediği savaş suçlarının nasıl belgelendirilebileceği ve bunun kamuoyuna ulaştırılması, Tayyip Erdoğan’ın yargılanması gerektiği tartışıldı” diye konuştu. 
 
‘Türkiye içeride yaşadığı karmaşayı dışarı kaydırmak istiyor’
 
Türk devletinin içeride yaşadığı karmaşa ve çıkmazı dışarıya kaydırmak istediğini belirten Muşîra şöyle devam etti: “Türkiye yaşadığı karmaşayı dışarı kaydırarak Suriye’yi daha da karıştırmak istiyor. Bizim bölgelerimizi işgal ederek Türk devleti kendi sınırlarını genişletmek istiyor. Türkiye bu son günlerde Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon hazırlığı içerisinde. Bu şekilde 30 kilometre içeri girmek istiyor. Çalıştaya katılan herkes Türk devletinin işgalci gerçekliğini dile getirdi. Artık Türk devletinin işlediği bütün savaş suçlarının açığa çıktığını, yine diğer güçlerin de kendi çıkarları için bu topraklara olduğunu katılımcılar ifade etti. Türk devleti kendi sınırlarını koruduğunu iddia ediyor. Ancak Efrîn’i nasıl işgal ettiğini ve demografyayı nasıl değiştiridiğini gördük. Türk devletinin ve uluslararası güçlerin imzaladığı anlaşmalar olmasına rağmen herkes kendi çıkarlarından dolayı Türkiye’nin yaptıklarına sessiz kalıyor.”
 
‘Türk devleti Efrîn’in tarihini yok etmek istiyor’
 
Muşîra, çalıştayda ele aldıkları konulara ilişkin “Efrîn’in tarihsel önemi, insanlığın oluşumundaki rolü, ekolojik açıdan önemi, yine Türk devletinin demografyayı değiştirme girişimleri ve bunların çözümünün nasıl olacağı konuşuldu. Sorunların çözümü tartışıldığında öncelikle stratejik ve ekolojik olarak araştırmak gerekiyor. Efrîn’in özgürleştirilmesi önemli. Çünkü Suriye’deki kaosun çözümlenmesinin anahtarı Efrîn’de. Çünkü Efrîn stratejik olarak çok önemli. Bu bütün Suriye açısından da böyle. Bu yüzden de Türk devletinin Efrîn’e saldırıları ve işgali insanlığın yarattığı değerlere bir saldırıdır.  Bu açıdan bakıldığında uluslararası güçlerin Türk devletinin işlediği ahlaksızlığa ve suçlara sessiz kalması aynı zamanda bunun ortak bir proje dahilinde gerçekleştirildiğü anlamını taşıyor. Türk devleti demografyayı değiştirmekle de özellikle tarihi yerlerde yaptıkları ile Efrîn’in tarihi ve inançsal yapısını yok etmek istiyor. Bunun sonucunda da Türk devleti yeni planlarla bir kültür oluşturmak istiyor, Efrîn’in varlığının sembollerini yok etmek istiyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Türk devletinin tüm suçları ortaya çıktı’
 
Mültecileri zorla geri gönderme ve bunları işgal edilen bölgelere yerleştirmenin suç olduğunu ifade eden Muşîra, “İşgalci Türk devleti Suriyeli mültecileri zorla, işgal edilen bölgelere yerleştirmek istiyor. Bu bir suç ve uluslararası sözleşmelere de aykırı bir şey. Seçimlerin yaklaşması ile birlikte Türk devleti, mültecileri çıkarmak istiyor. Erdoğan bunu oy almak için yapıyor. Mültecileri gönderme adı altında ayrıca kendisine bağlı çeteleri bu bölgelere geçirmek istiyor. Teröre destek verdiklerine ilişkin kamuoyunda oluşan durumu değiştirmek istiyor. Yine çeteleri kendisi için bir tehlike olmaktan çıkarmayı düşünüyor böylelikle. Çetelerden kurtulmak istiyor. Türkiye’nin bu planları açığa çıkmış durumda.  Amerika’dan çalıştaya katılanlar yine gelenler bunları dile getirdi. Bu da bizim Türk devletinin işlediği suçları dünyaya gösterdiğimizin ifadesi” şeklinde konuştu. 
 
‘Türkiye’nin savaş suçları kamuoyuna açıklanmalı’
 
Çalıştayda ortaya çıkan sonuca ilişkin de Muşîra şunları söyledi: “Çalıştay sonucunda, Türk devletinin Suriye’deki işgalinin sona erdirilmesi için çalışma yürütülmeli. Halka ve kadınlara yönelik suçların uluslararası topluma, kamuoyuna açıklanması gerektiği belirtildi.”