Yeşil Sol Parti Eskişehir’de: Bir aradayız birlikte kazanacağız

  • 13:29 27 Nisan 2023
  • Siyaset
 
ESKİŞEHİR - Eskişehir’deki halk buluşmasında konuşan Yeşil Sol Eşsuzcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, 14 Mayıs seçimlerinin iktidar ve toplum arasında olduğunu ve toplumun kararını verdiğini belirterek, “Birlikte değiştireceğiz, bir aradayız ve birlikte kazanacağız” mesajı verdi.  
 
Yeşiller ve Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ve milletvekili adayları Eskişehir’de bulunan Taşbaşı Kültür Merkezi’nde halk buluşması gerçekleştirdi. Buluşmaya Halkevleri, Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi, Yaşam Bellek ve Özgürlük Derneği, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Eskişehir Okulu ve Türkiye İşçi Partisi de (TİP) katıldı.   
 
‘Bu faşist iktidarın halklara verecek hiçbir şeyi kalmadı’
 
Buluşmada ilk olarak söz alan ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, AKP’nin kriz yaşadığını ve çıkmazda olduğunu belirterek, “AKP-MHP faşizmi çok ciddi bir kriz içerisinde, hiç eğip bükmeden bu salonda dosdoğru söylememiz gereken, bu krizi derinleştiren şey 3’üncü cephemizin, birleşik mücadelemizin yarattığı direniş geleneği, yarattığı siyaset Türkiye ve Kurdistan’da yarattığı umut ve dirençtir. 2015 yılından bu yana Gezi’de ve Rojava’da bütün değişim umudunu arkalayarak yarattığımız siyasetimize karşı mücadele yürütüyorlar. 2015 yılından bu yana AKP-MHP faşist rejimi Kürtleri dört parçadan kopararak Kuzey Kurdistan’da kazanılmış bütün siyasal mevzilerini yok ederek, direnişi tavsiye ederek, Kürk özgürlük mücadelesini bitirerek bir gelecek inşa etmeye çalışıyor. Aynı zamanda devrimcileri, ant-faşistleri yok ederek, memleketteki bütün direniş damarlarını kırarak ve Türkiye ve Kurdistan coğrafyasında bir mezar sessizliği yaratarak bir gelecek inşa etmeye çalışıyor. Ama bugün neredeler? Bugün geldikleri nokta direnişi bitirememek tam tersine bu direnişin yarattığı umut, bu direnişin yarattığı değişim isteğinin bir türlü bastıramadığı yarattığı büyük bir rejim kriziyle boğuşmaktır ve bugün bu faşist rejimin halklarımıza verecek hiçbir şeyi kalmadığı gibi söyleyecek hiçbir sözü ve inandırabilecek vaadi kalmamıştır. O nedenle bugün hepimizin yapması gereken daha sıkı kenetlenmek, partimiz etrafında daha güçlü örgütlenmek, partimizin yarattığı bu gerçeği ve halklarımızın ve işçi sınıfının ona sonsuz ihtiyacını sokaklarda, alanlarda, parklarda tek tek insanlara anlatmak” diye konuştu.
 
3’üncü Yol’un yolcuları değiştirecek
 
Daha sonra söz alan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, yeni bir döneme girdiklerini söyleyerek, “Bir yeni dönem siyasetine iddiayla giriyoruz. Uzun süredir AKP ve MHP iktidarı döneminde ama öncesinde de yolsuzluğa, ranta, talana, toplum karşıtı her şeye bulaşmış bir siyaset var karşımızda. Bu siyaseti demokrasi lehine değiştirmeye adayız ve bu siyasetin kendisini de gerçek sahipleriyle buluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü adımıza siyaset yürüten merkez siyasetindeki herkesin asıl derdi kendi kimliğini ve varlığını korumak üzerinedir. Ancak seçim döneminden, seçim dönemine hatırlanan bir halk ve toplum gerçekliği var. Ama biz bunu değiştirmeyi önümüze koyduk ve bir yol tarif ettik. Üçüncü Yol diye bu yolun bütün yolcuları, yol arkadaşları birlikte mücadele ettiğimiz yol arkadaşlarımız aynı zamanda“ dedi.
 
‘Operasyon ve gözaltı mevcut tek adam rejiminin fotoğrafı’
 
İki gün önce yapılan gözaltılara konuşmasında değinen Çiğdem, şöyle devam etti: “Mevcut iktidarın dayattığı sanata biat etmeyen ve özgür sanat için mücadele eden tiyatrocu arkadaşlarımız, yandaş medyaya karşı AKP’nin, MHP’nin tüm baskılarına rağmen toplumu gerçeklerle buluşturan özgür basın çalışanı arkadaşlarımız, bizlere dayatılan adaletsizliğe ve hukuksuzluğa karşı gerçek adaleti tesis etmek için büyük bir çaba içerisinde olan avukat arkadaşlarımız ve demokratik siyaseti bütün baskılara rağmen inşa etmek için bir adım geri atmayan siyasetçi arkadaşlarımız gözaltına alındı. Buradan baktığımızda operasyonun amacı açığa çıkıyor. Yeni değil, seçim sürecinden önce de biz bu operasyonlara tanıklık ettik. Operasyon ve gözaltı mevcut tek adam rejiminin fotoğrafı, bu operasyonlara rağmen bütün gözaltı ve tutuklamalara rağmen içeride de dışarıda da mücadeleyi ve direnişi yükselten fotoğraf da bizim fotoğrafımız. Bu fotoğrafla yeni dönemi sizlerle birlikte inşa etmek için yola çıkmış bulunuyoruz.
 
Kadınsız bir toplumu tahayyül ediyorlar ama başaramayacaklar
 
Tek adam rejiminin kendisi bir beyannameyle sahaya çıktı. Millet İttifakı’nın da beyannamesi var, bizim de var. Bizim beyannamenizdeki söz ‘Dîsa Em’, Zazaca ‘Reyna Ma’, Türkçesi ‘Yine Biz’, yani bu mücadeleye emek veren herkesin sesinin soluğunun olduğu bir beyannameyle toplumun karşısındayız. Tek adam rejiminin beyannamesi ise doğru zaman, doğru adam. Sadece buradan bile baktığımızda kendisine dönük söyleminin olduğu beyannamede kendisinden ve kendi iktidarından başka hiçbir şeyin olmadığını görmek mümkün. En çok da kadınlar açısından söyleyelim; kadınsız bir toplumu tahayyül ediyorlar ama başaramayacaklar. Kadın mücadelesi çoktan bunu yıktı ve değiştirdi. Bu doğru zaman ve adam meselesine ilişkin bizim derinlikli işler yaptığımız kesin ama buna ilişkin biraz daha büyütmek gerekiyor. Biz buna yanlış zaman ve yanlış insan diye tarif ediyoruz ama bunu nasıl doğru zamana evirebilirizi de tartışmak gerekiyor.
 
İddiası olan bir partiyiz
 
İki gün önce bir televizyon programında bir rahatsızlık yaşadı ve bu yansıdı biraz basına. Seyircilerden ve halktan helallik istemiş ama biz de söyleyelim artık siyasetten de helallik istese her birimiz açısından daha iyi olacak. Tek adam rejiminin değişmesi konusunda iddiası olan bir partiyiz ve toplumsal mücadele sözcüsüyüz. Bu mücadeleyi yürüttüğümüz her alan ve zemin tek adam rejiminin kaybetmesine ondan kurtulmasına ve aynı zamanda nasıl yeniyi inşa edeceğimizin göstergesi. Hem Özlem Başkan hem de Murat Heval bahsetti ama şöyle bir durumla karşı karşıyayız: Mevcut iktidarın elinde şiddet dışında herhangi bir mekanizması kalmadı. Eskiden Türkler, Kürtler mücadele alanları çok yan yana değildi; iktidarlar karşısında aynı pozisyonda da değildik. Ama tek adam rejimiyle birlikte, özellikle bütün mücadele alanları, bütün toplumsal kesimler çok aynılaştı. Aynı saldırı merkeziyle karşı karşıyayız ve bu tek merkeze karşı ortak mücadeleyi tarif ettik. Hem Emek ve Özgürlük İttifakı olarak hem de Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı olarak. 
 
Bu direnişler Türkiye siyasetine yön vermeye ve yönetmeye aday
 
Yine ekoloji alanında bu mücadeleyi yürüten arkadaşlarımıza yönelik ciddi bir saldırı var. Dün Çernobil Katliamı’nın 37. yıldönümüydü. Bugün Yeşil Sol Partili arkadaşlarımız, HDP’li arkadaşlarımız Akkuyu yolundalar. Hatta bir engellemeyle karşı karşıya kalıyorlar. Ekoloji mücadelesi karşısında mevcut iktidarın yürüttüğü rant politikasına karşı ciddi bir direniş var. Bu direnişin içinde gençler, kadınlar var bu mücadelenin büyümesine inanan herkesin olduğu bir gerçeklik var. Bu rant ve talan politikasına karşı bizler bir direniş örgütledik. Aynı zamanda emekliler Türkiye toplumunda ciddi bir yer tutuyor. EYT meselesi bir direnişe döndü. KHK’yle yüzbinlerce arkadaşımızın hayatında ciddi değişimler ve mağduriyetler oldu. Ama KHK’nin kendisi de bir direniş alanına dönüştü. Kadın mücadelesi uğradığı bütün saldırılar karşısında çok genişledi, güçlendi ve direniş mevzisine dönüştü. Sözün özü bu iktidarın bize saldırdığı her başlığı biz direnişe çevirdik. Bu direniş bugün kazanmaya, Türkiye siyasetine yön vermeye, söz söylemeye ve yönetmeye aday.
 
Zaferin durağı Yeşil Sol Parti
 
Bugünkü adımız Yeşil Sol Parti, arkamızda çok kadim ve güçlü bir mücadele var. Yeni durağımız Yeşil Sol Parti olabilir, biz bunu bir anlamda zaferin durağına çevirmek durumundayız. Mücadelemizi böyle yürütüyoruz. Eskişehir aynı zamanda öğrenci ve gençlik kenti. Aynı zamanda Ali İsmail Korkmaz’ın katledildiği kent. Gezi Direnişi’nde birçok arkadaşımız sokaktaydı, toplumsal demokratik muhalefeti yükselten arkadaşlarımız. Ama biz aynı zamanda Eskişehir’de arkadaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları hem siyasal hem de ekonomik anlamda görüyoruz. Yine tek adam rejiminin beyannamesinde gençlere geleceksizlik dayatılıyor. Bu konuda iki vurgu vardı: Birincisi mülakatı kaldırıyoruz diyorlardı. Düşünün Türkiye’de KPSS birincisi olan arkadaşımız mülakatı geçemedi. Bu tablo da AKP’nin fotoğrafı.
 
Gençleri zaferin öznesi olmaya davet ediyoruz
 
Gençliğe vaatleri de 10 gb ücretsiz internet vereceklermiş. Buradan baktığımızda meselenin ne olduğu görünüyor. Biz iade edelim, daha fazlasını verelim diyor genç arkadaşlarımız. Gerçekten de öyle. Hem eğitim-öğretim sisteminin anti demokratik uygulamaları hem barınma sorunu ciddi bir ekonomik sorun. Bu anlamda gençlerin hem siyasete dahiliyetini engelleyen hem de daha refah bir hayat kurmalarını da engelleyen bir pozisyonda. O yüzden biz gençlere bir gül bahçesi vadetmiyoruz ama kuracağımız yeni dönemde, kuracağımız gül bahçesinde ortak hareket etmeyi vadediyoruz. Hatta onların öncü olmasını istiyoruz. Buradan da genç arkadaşlarımızı bu siyasete müdahale etmeye ve öznesi olmaya davet ediyoruz.
 
Demokratik Cumhuriyet’in kurulması kaçınılmaz olarak önümüzde duruyor
 
Çok kritik bir seçim 14 Mayıs 2023 seçimleri. Bizim açımızdan bir anlamda birlikte geçirdiğimiz yüzyılın da muhasebesi. Nasıl bir muhasebe; yok sayılan Kürtler adına, Aleviler adına, sömürülen emekçiler adına, gençler adına, Türkiye’de ötekileştirilen yok sayılan bütün kesimler adına bir muhasebe. Bu muhasebeden baktığımızda yeni dönemin tüm öteki kimliklerin kurucu öznesi olduğu bir siyasetin, Demokratik Cumhuriyet’in kurulması kaçınılmaz olarak önümüzde duruyor. Biz buna adayız, Türkiye’de ve Kürdistan’da, sahada yürüttüğümüz çalışmalarda bizimle birlikte buna aday olan, bu anti demokratik siyasete müdahale etmek isteyen, bu siyaseti toplumsallaştırmak isteyen çok ciddi mücadele dinamikleri var. Kürdistan’da da Türkiye’de de sesimizin ulaştığı her yerde. Bir anlamda sürgünde yaşayan arkadaşlarımız da bu sürecin bir parçası. Bugün itibariyle oy kullanma süreci başladı. AKP-MHP iktidarının, tek adam rejiminin bütün saldırıları karşısında bulunduğumuz bütün cephelerden sesimizi yükselttik.
 
Birlikte değiştireceğiz
 
Bir kayyım rejimi karşımıza çıkarıldı. Özellikle Kürdistan’da kayyım rejimine karşı hem kadın politikalarını hem de Kürt halkının iradesini hedef alan kayyım politikalarına karşı ciddi bir direniş gerçekleşti. Yine HDP’nin karşı karşıya olduğu kapatma davası karşısında gözaltına alınan haksız bir şekilde yürütülen bir Kobanê Kumpas Davası var. Bu davada yargılanan arkadaşlarımızın cezaevinde gösterdiği bir direniş var. Sürgünde olan, topraklarını terk etmek zorunda kalan arkadaşlarımızın direnişi var. Bütün bunların toplamı kazanmayı kaçınılmaz hale getiriyor. Bize düşen kapı kapı dolaşıp Yeşil Sol Parti’yi anlatmak, sandığa gidip oyumuzu kullanmak, oyumuza sahip çıkmak ve her birimizin en az iki oy kazandırması. Bu kazanımı sadece beraber mücadele ettiğimiz alanlar için söylemiyoruz. Türkiye’de yaşayan bütün halklar için, inançlar kadınlar gençler için olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar büyük bedellerle yürüttüğümüz mücadelenin bir kazanıma evrilmesi gerekiyor. Bu sonuçta halkın kazanmasıdır. Burada baktığımız zaman seçim iki güç arasında yürütülüyor iktidar ile toplum arasında. Toplum kararını vermiş durumda; siyaseti değiştirmek ve siyasetin öznesi olmak için ciddi adımları var, ciddi müdahalesi var. Biz de bu sürecin ancak yürütücüsü ve emekçisi olabiliriz. Kendimizi de böyle tarif ettik. 14 Mayıs’a sayılı günler kala her birimizin emeğinin bir kazanıma dönüşmesini ve bu kazanımın da kalıcı kazanımla sonuçlanmasını diliyorum. Buradayız birlikte değiştireceğiz. Bir aradayız ve birlikte kazanacağız. Hepimizin yolu açık olsun.”