Melek Avcı

 

ANKARA - Türkiye’nin kimyasal silah kullanmasına ilişkin değerlendirme yapan IPPNW eski yöneticisi ve barış aktivisti Dr. Gisela Penteker, “Türkiye kimyasal silah kullanmakta ya da uluslararası hukuka zarar vermekte bir sorun görmüyor. Çünkü Birleşmiş Milletler organlarının ve müttefik ülkelerin bu durumu umursamadığını daha önce birçok kez tecrübe ettiler. Bu sessizliğin farkındalar ve biliyorlar. İnsanlığa karşı istedikleri her suçu işlemekte özgür hissediyorlar kendilerini” dedi. 

 

Türkiye’nin Güney Kurdistan’ın Avaşîn, Metîna, Zap, Xakurkê ve Garê gibi bölgelerine dönük saldırıları 2022’den beri sürüyor. Saldırılar sırasında defalarca kimyasal silah ve yasaklı bomba kullandığına ilişkin haberler gündeme geldi. Buna ilişkin herhangi bir inceleme başlatılmazken, bölgeye gitmek isteyen ekipler ise KDP tarafından engelleniyor.

 

Nükleer Savaşın Önlenmesi İçin Uluslararası Hekimler (IPPNW) Almanya'nın eski yöneticisi ve "Deutschland-Türkei-Kurdistan" çalışma grubunun yöneticisi barış aktivisti Dr. Gisela Penteker, 1982’den beri barış hareketinde aktif olarak yer alıyor. Türkiye, sağlık hizmetleri, travma, göç ve iltica hukuku alanında çalışma yürüten Gisela, Türkiye’nin kimyasal silah kullanmasıyla ilgili JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. 

 

‘Şüphe dahi gerçeği araştırmak için yeterlidir’

 

Kurdistan’a yönelik savaşın dünya medyasında Gazze ve Ukrayna kadar yer almadığını söyleyen Gisela, “Ukrayna ve Gazze'deki savaşların gölgesinde Alman medyasında Kürdistan hakkındaki savaş hakkında ne yazık ki çok şey duymuyoruz. Oradan herhangi bir bilgi alabilmek için özel kanallar kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla Türk ordusunun kimyasal silah kullanıp kullanmadığına ilişkin haberlerle çok denk gelmiyoruz ve bilemiyoruz. Ancak sadece şüphelenmek bile bağımsız bir gerçeği bulma misyonu için inceleme başlatmak için yeterli olmalı” diye belirtti. 

 

Sessizlikten ‘güç’ alma

 

Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına dair herhangi bir endişe taşımadığını, çünkü bunun uluslararası alanın umursamazlığından geldiğini dile getiren Gisela, “Türkiye kimyasal silah kullanmakta ya da uluslararası hukuka zarar vermekte bir sorun görmüyor. Çünkü Birleşmiş Milletler organlarının ve müttefik ülkelerin bu durumu umursamadığını daha önce birçok kez tecrübe ettiler. Bu sessizliğin farkındalar ve biliyorlar. İnsanlığa karşı istedikleri her suçu işlemekte özgür hissediyorlar kendilerini” sözlerini kullandı.

 

‘Uluslararası alanda çok fazla çifte standart var’

 

Ülkelerin kimyasal silah barındırmasına ve bu silahların tutulmasına dair ise Gisela, “Bu tartışma başladığında kimyasal silahlar hakkında hiçbir bilgim yoktu. Birleşmiş Milletler sözleşmelerini imzalamış olmalarına rağmen neredeyse tüm ülkelerin kimyasal ve biyolojik silahlar üzerinde araştırma yaptıklarını öğrenince adeta şok oldum. Hatta, korkarım ki sadece Türkiye'nin kimyasal silah stokları yok. Uluslararası alanda çok fazla çifte standart var. Çok övülen batı değerleri sadece diğerlerine hitap etmekten öteye gitmiyor” dedi.

 

‘KDP Kürt sorununun barışçıl çözümüyle ilgilenmiyor’

 

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) üye devletlerin talebiyle inceleme başlatabilmesi maddesine ilişkin ve KDP’nin daha önce heyetlerin bölgeye girmesini durdurmasına dair konuşan Gisela şunları söyledi: “Birleşmiş Milletlerin incelemeleri iyi bir fikirdi ancak mevcut kurallarla etkili bir şekilde çalışamıyor. Kendi kendilerini kandırıyorlar ve KDP Kürt sorununun barışçıl çözümüyle ilgilenmiyor bu gayet açık biçimde görünüyor.”

 

Tünelin sonunda ışık görünmüyor

 

Türkiye’nin saldırılarının halka zarar verdiğine dikkat çeken Gisela, “Türkiye'nin Kuzeydoğu Suriye ve Kuzey Irak'taki saldırıları uluslararası hukuka aykırıdır ve altyapıyı dağıtmaya odaklandıkları için etkilenen bölgelerdeki kalkınmaya da sivil halka da zarar veriyor. Önümüzdeki sürece baktığımızda mevcut koşullarda Türkiye’nin Kürt sorununu çözmeye dönük yaklaşımı, bir adımı yok. Ne yazık ki, tünelin sonunda ışık yok gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.