10 yıl boyunca çalıştığınızı kanıtlamanız gerekseydi ne yapardınız?

  • 09:03 23 Aralık 2017
  • Emek/Ekonomi
Zülal Koçer
 
İSTANBUL -  İMECE Ev Emekçileri Sendikası Başkanı Ayten Kargın, 2012’den bu yana yargıya bir evde 10 yıl boyunca çalıştığını kanıtlamaya çalışıyor. Yıllarca sigortasız çalışan Ayten’in hikayesi, ev işçilerinin görünmeyen emeğinin görünür kılma mücadelesi aynı zamanda.. 
 
Ev emekçilerinin yaşadığı sorunlar, iş yükleri saymakla bitmiyor ama onlar açısından şu anda en elzem olan kayıt dışı ve sigortasız çalışmaları. İMECE Ev Emekçileri Sendikası Başkanı aynı zamanda bir ev emekçisi olan Ayten Kargın ile bir ev emekçisinin bitmeyen mesaisini, sürekli kanıtlamakla mükellef olduğu kayıt dışı emeğini konuştuk. 
 
Çalıştığını kanıtlamak
 
10 yıl boyunca bir evde çalışan Ayten,  temizliğinden, yemeğine kadar evin bütün işlerini yaptı.2012 yılında eşi hastalanıp bir süre işe gidemeyince de işten atıldı. 10 yıl boyunca sigortasız çalışan Ayten, bu kez de mahkemeye bu evde 10 yıl boyunca çalıştığını kanıtlamaya çalıştı. 10 yıl boyunca çalıştığını şahit ve sitenin güvenlik kameraları aracılığıyla kanıtlayan Ayten, bu kez de iş verenin “10 değil 4 yıl çalıştı” iddialarıyla karşı karşıya kaldı. Yıllarca hukuk mücadelesi veren Ayten bu kez de 10 yıl boyunca çalıştığını kanıtlamaya çalışıyor.  Son duruşması 5 Aralık’ta görülen dava Nisan 2018’e ertelenirken, Ayten ise davanın geldiği aşamayı kendisi için büyük bir kazanım olarak görüyor. 
 
‘Çok zor bir iş’
 
Çalışmaya 43 yaşında başlayan Ayten, “Para kazanmam gerekti. Ama yaşım nedeniyle ne bir fabrika da ne de markette iş bulamadım.  Ben de evlere temizliğe gitmeye karar verdim ve bu işi buldum” diyor. Ayten, ev işçilerinin zor şartlarını, “Bu işi küçümsediğim için değil ama bugün başka bir işte çalışmam mümkün olsaydı ev işine başlamazdım. Çok zor bir iş” sözleriyle anlatıyor. 
 
Ayten’in ‘sıradan’ bir iş günü
 
Çalıştığı “sıradan” bir iş gününü anlatan Ayten, şöyle diyor: “İlk başta mutfak olmak üzere bütün evi toparlıyor, temizliyorum, ardından o günün yemek programına göre yemekleri yapıyorum. Evin temizliği, ütüsü, devam ediyordum. Bizim yaptığımız işin sınırı yok. Sadece bunlar değil. Çünkü yeri geliyordu koltuk da siliyordum, halı da, duvar da. Bir evde aklınıza gelebilecek her işi yapıyordum. Bazen çocuk bile bakıyordum bu işlerin içerisinde."
 
Gözünü açıyor iş, kapatıyor iş
 
Yıllarca ev işleri yapan Ayten, “Sabah kalkıyordum kendi evimi hızlıca toparlıyor, çocukları okula hazırlıyor kahvaltılarını hazırlayıp sonra çalıştığım eve gidiyordum. Tüm gün oradaki işleri yaptıktan sonra kendi evime dönüp devam ediyordum çalışmaya. Bu biz ev emekçileri için çok ağır bir iş yükü. Gözümü açıyorum aynı işi yapıyorum, kapatıyorum aynı işi yapıyorum” diye belirtiyor. 
 
Görünmeyen emek
 
Çalışma koşullarının çok yıpratıcı olduğuna değinen Ayten, “Ben kendimi her zaman çok yorgun hissediyorum.  Düşünsenize yatıp kalkıp aynı işi yapıyorsunuz. Hem hor görülen bir iş. Bir de karşılığı olmayan, verilen emeğin yok sayıldığı bir iş. Ev emekçilerinin emeği görülmüyor, kadının emeği görülmüyor” ifadelerini kullanıyor. 
 
Yıllarca yer silen Ayten şimdi ilaçlarla ayakta duruyor
 
Meslek hastalıklarının da yoğun olarak ortaya çıktığı bir alan olan ev içi çalışma Ayten’de de pek çok hastalığa neden olmuş. Diz kapağında aşınma, kireçlenme, menüsküs, ödem olan ve ilaçlarla ayakta kalabilen Ayten “Yıllarca diz üstünde yerleri, halıları silmekten dolayı bu hastalıklar. Bel fıtığından ameliyat oldum. Evi temizlerken işte çekyat koltuk kaldırmaktan,  bazaları itip kaldırmaktan bel fıtığı oldum” sözlerine yer veriyor. 
 
Dava dilekçesinde bu hastalıklarına da yer verdiğini söyleyen Ayten, “Ben sağlığımı bıraktım o evde” diye tepkisini dile getiriyor. Şimdilerde okul servisi işi yapan oğluna yardıma giden Ayten, halen haftada bir gün bir eve temizliğe gidiyor.
 
 Ev emekçilerini koruyan yasalara ihtiyaç olduğunu söyleyen Ayten, örgütlü çalışmanın önemine işaret ederek, “Örgütlenin. Haklarınızı alabilmek için, işverene karşı daha güçlü olabilmek için örgütlenmeliyiz. İşverenden sigorta istemeliyiz. Sendikamıza üye olsunlar, birlikte haklarımızı arayalım” çağrısında bulunuyor.