'Bu bütçede kadın yok, işçi yok, çiftçi yok, kısacası halk yok...'

  • 09:06 19 Aralık 2017
  • Emek/Ekonomi
Filiz Zeyrek
 
ADANA - Meclis Genel Kurulu'nda devam eden  bütçe görüşmelerine ilişkin değerlendirmede bulunan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, 2018 bütçesinin de hükümetin savaş politikalarına ayrıldığını belirterek, "Bu bütçede kadının adı yok, adalet yok, çiftçi yok, işçi yok, kısacası halk yok" diye konuştu. 
 
Üçüncü çeyrek büyüme rakamlarında ekonominin Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında yüzde 11,1 oranında büyüdüğünü açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),  Türkiye’nin Hindistan ve Çin’i geride bıraktığını belirtmişti. TÜİK açıklamasına emek cephesinden tepkiler gelirken, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te devam eden 2018 bütçe görüşmelerine ve yüzde 11,1’lik büyümeye ilişkin değerlendirmede bulundu. 2018 bütçesinin toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı olmayan, savaş bütçesi olduğunu belirten Meral, ABD’de devam eden Reza Zarrab davasına göndermede bulunarak, “Zarrab’ın ifade ettiği rüşvetlerin gündemde olduğu bugünlerde hükümet bir de vatandaştan fedakarlık bekliyor” dedi. Meral, “Bu dava kapsamında dudak uçuklatan rakamlar gündeme geldi. Yani bir tarafta bütçe görüşmeleri sürerken diğer yanda halktan kaçırılan paralar ekonomi gündemine bomba gibi düştü. Halktan daha fazla fedakarlık isteyenlerin, artan vergi yükü ve zamları dayatanların iş kendilerine geldiğinde neler yapabildiklerini gördük" dedi. 
 
'Trilyonlarla ifade edilen rakamlar havada uçuşurken...'
 
“AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan 2017 yılında Türkiye'nin büyümesinden bahsederken gittikçe dibe vuran ülkenin ekonomisini görmezden geliyor” diyen Meral, “ Kimse şsizlik ve yılda en az iki kez yapılan zamlar nedeniyle zor günler geçiren halka Türkiye'de büyümeden bahsetmesin” diye konuştu. Torba yasada asgari ücretin bin 404 TL’nin altına düşmeyeceği biçimde bir düzenleme yapıldığını hatırlatan Meral, “Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı Kasım ayında geçen yıla göre yüzde 10,6 artışla 5 bin 106 liraya çıktı. Yoksulluk sınırı tutarı ise son bir ayda 75 lira, yılbaşına göre 441 ve geçen yılın Kasım ayına göre 491 lira arttı. Diğer taraftan 2018 asgari ücret tartışmaları öncesi ortaya çıkan tablo asgari ücretin açlık sınırı altına gerilediğinin gösteriyor. Halen aile bireyleri dikkate alınmadan, tek bir işçi için hesaplanan aylık net asgari ücret bin 404 lira olmasına karşın, bekâr bir işçi için hesaplanan yaşam maliyeti günümüzde aylık net bin 949 liraya yükseldi. Ve bu tüyler ürpertici tabloya rağmen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yaptığı açıklamada; işçilerden fedakarlık göstermelerini beklediklerini söyleyebilmiştir. Emekçi halkın ödediği vergi yetmezmiş gibi. Üstelik rüşvet tartışmaları ve trilyonlarla ifade edilen rakamlar havada uçuşurken…" ifadelerini kullandı. 
 
Türkiye’de kayıtlı çalışanların yüzde 60’ının asgari ücretle çalıştığını söyleyen Meral, “Asgari ücretle çalıştığı halde ücretini bile tam alamayanların olduğu, kayıt dışı çalıştırılanların sayısının her geçen gün arttığı, stajyer ve çırak istihdamının hızla büyüdüğü bir ülke haline gelen Türkiye yurttaşlarına adeta modern köleliği dayatıyor” diye konuştu. Asgari ücretle çalışan yurttaşların yarısının ek iş yapmak zorunda bırakıldığını söyleyen Meral, “Çünkü aldığı ücret yaşamasına asla elverişli değil. Bu anlamda DİSK tarafından yapılan ‘enflasyon ve büyüme oranında bir artışla asgari ücret net 2 bin 300 TL olmalıdır’ açıklamasını insanca yaşam düzeyini sağlamak açısından yeterli görmemekle birlikte destekliyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
'Bir devletin bütçesi o devletin vicdanıdır'
 
“Bir devletin bütçesi o devletin vicdanıdır” diyen Meral, “Bir devlet vicdanlı mı vicdansız mı diye bakmak için o devletin bütçesini önünüze aldığınızda görürsünüz” dedi. Bütçe görüşmeleri sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından teşhir edilen “Man Adası Belgeleri”ni hatırlatan Meral,  “Man adasındaki yatırımlar, kaçırılan vergiler, ABD’de süren ve herkesin kulak kesildiği Hakan Atilla davasında Reza Zarrab tarafından dile getirilen rüşvet iddiaları, dudak uçuklatan rakamlar…Yani bir tarafta bütçe görüşmeleri sürerken diğer yanda halktan kaçırılan paralar ekonomi gündemine bomba gibi düştü” diye belirtti. 
 
'Devletin vicdansızlığına tanıklık ettik'
 
AKP hükümetine işaret ederek, “Halktan daha fazla fedakarlık isteyenler, artan vergi yükü ve zamları dayatanların iş kendilerine geldiğinde neler yapabildiklerini gördük” diyen Meral, “Elbette bu devletin vicdanına daha doğrusu vicdansızlığına da tanıklık ettik. Yine sermayedarlara peşkeş çekilen kamu arazilerini, Saray’a ayrılan bütçe kalemlerini gördük. Kuşkusuz bu tartışmalar 2018 yılı bütçe görüşmelerinin ilk durağı olan Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da gündemdeydi. Ve bizler muhalefet olarak eleştirilerimizi o aşamadan başlamak üzere dile getirdik” diye konuştu. 
 
Komisyon tartışmaları boşa çıkarıldı 
 
Komisyonda bir ay boyunca sabaha kadar mesai yapılarak gerçekleştirilen toplantılarda bile getirilen önerilerin hiçbir şekilde değiştirilmeden Meclis Genel Kurul gündemine getirildiğini kaydeden Meral, “Öneri olmamışçasına tek bir virgül dahi değiştirilmeden sunulan bütçe Genel Kurul’un gündemine geldi. Yürütme makamında olanların bütçe sunumları sonrasında bir yasama organının birer parçası olarak bütçeyi tartıştık. Eksiğini, yapılması gerekeni dile getirdik. Ancak demokratik bir ortamdan yoksun bir biçimde adeta noter vazifesi gören bir kuruma dönüştürülmek istenen bu parlamentoya bu bütçe dayatıldı. Tıpkı halka dayatılan yoksulluk, işsizlik gibi” dedi. 
 
'2018 bütçesi savaş politikalarına ayrıldı'
 
“Az evvel ifade ettiğim üzere bütçenin bir devletin vicdanının aynası olduğunu ifade etmiştim. Evet bu aynada gördüklerimiz ne yazık ki çok vahim bir tabloyu gösteriyor” diye konuşan Meral, şöyle devam etti: “ Bir kere toplumsal cinsiyete dayalı bir bütçeden söz edemiyoruz. Her gün kadının şiddete maruz kaldığı, sokak ortasında öldürüldüğü, kadına işsizliğin dayatıldığı bir ortamda bütçeden bir pay ayrıldığını söyleyemiyoruz. Yine 2018 bütçesinde sosyal politikalara değil, savaş politikalarına kaynak ayrıldığını görüyoruz.  Bu anlamda AKP döneminin en vicdansız ve en adaletsiz bütçesiyle karşı karşıyayız ne yazık ki. Bütçeyi S-400 füzesi almaya endekslemişler ancak çiftçiye destek bu bütçede yok. Harcanması gereken kalemlere para aktarmayan ama savaş malzemelerine büyük pay ayrılan bir bütçe görüşülüyor şu an TBMM Genel Kurulu’nda. Yani bu bütçede kadının adı yok, adalet yok, çiftçi yok, işçi yok, kısacası halk yok. Odağına halkı almayan bir bütçenin adaletli ve vicdanlı bir bütçe olduğundan söz etmek mümkün değil özcesi.”