Marta Sömek

 

İSTANBUL - Ülkesinde siyasi parti ve sivil toplum alanında İmralı tecridine dair çalışma yürüteceğini söyleyen “Tecride Karşı Uluslararası Hukukçular Delegasyonu” ve Stockholm Baro üyesi avukat Lena Charlotta Lagnander, “Abdullah Öcalan Kürt halkının lideri. Bu yüzden de fiziki özgürlüğü çok önemli. Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olmadan herhangi bir barışa yönelik adım atılabileceğini düşünmüyorum. İlk adım olarak onun özgürlüğü en azından bir başlangıç olarak avukatlarıyla ilişki kurabilmesi ve tecridin ortadan kalkması gerekiyor” dedi.

 

İmralı Adası’nda 26 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 36 aydır da hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecridin son bulması ve fiziki özgürlüğünün sağlanmasına ilişkin dünyanın dört bir yanında kesintisiz mücadele yürütülüyor. Yapılan girişim ve yürütülen çalışmalar kapsamında İsveç, Güney Afrika, İspanya, İtalya ve Norveç’ten 12 avukatın yer aldığı “Tecride Karşı Uluslararası Hukukçular Delegasyonu”, 28 - 29 Şubat tarihleri arasında Amed’de bir dizi temaslarda bulundu. 1 Mart’ta da İstanbul’da Asrın Hukuk Bürosu avukatları ve sivil toplum örgütleri ile ziyaret gerçekleştiren delegasyon heyeti, 2 Mart günü Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile birlikte Beyoğlu’nda bulunan bir otelde, “Tecrit Siyasetine Karşı Barış ve Özgürlük Mücadelesi” başlıklı konferans gerçekleştirdi. Konferansta, çözüm adresinin Abdullah Öcalan olduğunun vurgusu yapıldı.

 

“Tecride Karşı Uluslararası Hukukçular Delegasyonu” ve Stockholm Baro üyesi avukat Lena Charlotta Lagnander, ziyaretlerinin içeriği ve ülkelerinde sürdürecekleri mücadele ve girişimlere dair JINNEWS’e konuştu.

 

İmralı tecridine dair bilgi topladılar

 

İnsan haklarına inanan bir avukat olduğunu söyleyen Lena, “Her insanın adil ve güvenli olarak yargılanma hakkı vardır. Özellikle tutsakların bu hakkı vardır. Öcalan ve İmralı’daki tutsaklar ile aynı zamanda diğer politik tutsakların bu haklarından mahrum kaldığını biliyoruz, görüyoruz. O yüzden heyetle birlikte bu duruma dair bilgi almaya ve yerinde gözlem yapmaya geldik. Ülkemize döndüğümüzde bu bilgilerin hepsini paylaşacağız” sözleriyle ziyaretlerine dair bilgi verdi.

 

Açlık grevi eylemcilerine destek

 

“Tecrit bir işkence yöntemidir” yorumunu yapan Lena, “Dünyada tutsak olan ya da olmayan hiçbir insan buna maruz kalmamalıdır. Aynı zamanda birçok metotla siyasi tutsakların ailelerinden uzak farklı şehirlere sürgün edilmesi gibi pek çok hak ihlallerini görmekteyiz. Bu kesinlikle kabul edilemez. Aynı zamanda açlık grevinde olan tutsakları anlayabiliyorum ve onlara sempati duyabiliyorum. Çünkü ellerinden gelen her şeyi denedikten, bütün metotları tükettikten sonra böyle bir noktaya gelmiş olmaları çok anlaşılır bir şey” diyerek fiziki özgürlük talebiyle hem siyasi tutsaklar hem de Adalet Nöbeti tutan anneler ile dayanışma yürüttüğünü belirtti.

 

Ülkelerinde bulunacakları girişimler

 

Türkiye’nin politikalarına son vermesi için baskı oluşturulması gerektiğini dile getiren Lena, “Toplantı ve ziyaretlerimizin çoğunda sıkça tecridin son bulması için politik bir çözüm gerekmekte olduğunu konuştuk. Türkiye, uluslararası hukuka bağlı kalmıyor ve uluslararası kararlara uymamak için uğraşıyor. Uluslararası mekanizmaların, devletlerin bu konuda Türkiye üzerinde baskı kurması gerekiyor. Erdoğan’a, yaptığı ihlallerin kabul edilebilir bir düzeyde olmadığının belirtilmesi gerekiyor. Aynı zamanda biz de ülkelerimize döndüğümüzde, ülkelerimizdeki politik partilere ve sivil toplum alanında bu konuda aktarımlar yapmayı ve daha güçlü bir örgütlenme oluşturmaya çalışmayı hedefliyoruz. İsveç’teki insanlar şu an Türkiye’de Kürt halkının ve politik mahpusların yaşadığı problemlerin neler olduğunu bilmiyorlar. Ben ve heyetteki diğer meslektaşım İsveç’e döndüğümüzde, burada gördüğümüz bilgileri detaylı bir şekilde aktaracağız” dedi.

 

‘Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü çok önemli!’

 

Ziyaretlerde çözümün PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünden geçtiğinin paylaşıldığını aktaran Lena, “Abdullah Öcalan Kürt halkının lideri. Bu yüzden de fiziki özgürlüğü çok önemli. Bir diğer sebep de Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olmadan herhangi bir barışa yönelik adım atılabileceğini düşünmüyorum. İlk adım olarak onun özgürlüğü en azından bir başlangıç olarak avukatlarıyla ilişki kurabilmesi ve tecridin ortadan kalkması gerekiyor. Ama bunun Avrupa ve dünyanın geri kalanından politik baskı uygulanmadan gerçekleşeceğini düşünmüyorum” vurgusuyla tüm ülkelere ve mekanizmalara baskı kurmaya çağrısı yaptı.