WAN - Wan'da Halepçe Katliamı’nın yıldönümü dolayısıyla "Komkujî û tekoşîna li dijî komkujiyê” başlıklı panel düzenlendi.

 

Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgelere Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşil Sol Parti (YSP), Halepçe Katliamı’nın yıldönümü dolayısıyla  “Komkujî û tekoşîna li dijî komkujiyê” konulu panel düzenledi. Wan’ın Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesindeki Aydın Perihan Alışveriş Merkezi’nde bulunan ŞanoWan tiyatro salonunda düzenlenen panelin moderatörlüğünü Jineolojî Dergisi’nden Neslihan Şedal yaptı. "Em Komkujîya Helepçeyê ji bîr nakin" pankartının asıldığı ve çok sayıda kişinin katıldığı panelde yazar Heval Dilbahar ile sosyolog ve yazar Selahaddin Biyani sunum yaptı. 

 

‘Saldırıların nedeni Kürtlerin mücadelesi ‘

 

Saygı duruşu ile başlayan program kapsamında katliama dair bir sinevizyon gösterimi de yapıldı. Ardından konuşan Neslihan Şedal, Halepçe Katliamı’nın Kürt halkının iradesine, varlığına ve mücadelesine dönük gerçekleştirilen bir soykırım olduğunu dile getirdi. Neslihan, “Bu saldırıların temel nedeni Kürt halkının geleceğini ve mücadelesini yok etmekti. Bugün bile bu baskı ve politikaları yaşıyoruz. Bu sisteme karşı mücadele eden TJA üyelerimiz bugün bir operasyon sonucu gözaltına alındı. Buradan bunu bir kez daha kınayarak mücadelelerine destek olacağımızı söylüyoruz” dedi.

 

'Enfal sıralı bir soykırımdı’

 

Halepçe Katliamı’nın sıradan bir katliam olmadığını dile getiren Selahaddin Biyani, "Halepçe Katliamı Enfal’in bir parçasıydı. Enfal'e baktığımızda içerisinde 20'den fazla Halepçe Katliamı çıkıyor. Halepçe Katliamı’nın görüntü ve fotoğrafı dünya çapına dağıldığı zaman hafızalarda kaldı. Fakat katliam aynı katliamdı. Dünyada çok sayıda sıralı katliamlar yaşandı diktatörler, kirli zihniyetler tarafından. Enfal sıralı bir soykırımdı, Halepçe ise orada bir noktaydı. 8 katliam, 8 soykırım Enfal’in içerisindeydi. Saddam ve Irak hükümeti tarafından sistematik bir şekilde soykırım yapıldı” şeklinde konuştu.

 

‘Acılar mücadeleyi güçlü kılar’

 

Halepçe'de binlerce kişinin yaşamını yitirdiğini fakat bunların hiçbirinin hikayesinin yapılmadığını sözlerine ekleyen Selahhatin, şöyle konuştu: “Kürt halkı bir statüye sahip olmadığı sürece bunun gibi birçok saldırıya açık olacaktır. Statümüz olursa saldırılara karşı kendimizi koruyabileceğiz. Biz acılarımızla var olduk ve acılarımızla buraya kadar geldik. Biz bu acılarla daha mücadeleci ve daha güçlü oluyoruz.”

 

Abdullah Öcalan vurgusu 

 

Kürt halkı ve coğrafyası için özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenleri anarak sözlerine başlayan Heval Dilbihar ise Halepçe Katliamı ve Kürtlere karşı olan saldırıları kınadı. Bugüne kadar dünya genelinde tarih, felsefe ve hakikat yolunda mücadeleci olmanın vurgusunu PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın yaptığına işaret eden Heval, “Bunu sadece onu sevdiğimiz için, Kürt halkının lideri olduğu için demiyorum. Abdullah Öcalan'ın paradigmasını kim okursa bu bulguyu elde eder. Bugün birçok üniversitede Sayın Abdullah Öcalan'ın paradigması ders olarak işleniyor. Fikirleriyle tezler yapılıyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fikir ve düşünceleriyle Kürt halkı tanındı ve bu aşamaya kadar geldi. Yarattığı ekol ve paradigma sayesinde şu an Kürt halkının kazanımları mevcut” ifadelerini kullandı.

 

Panel, soru cevap ile son buldu.