Aşağı Kuyumcular’da yeni toplum inşası hayat buluyor

  • 09:02 16 Mart 2023
  • Yaşam
 
Nişmiye Güler
 
MEREŞ - Depremin merkez üslerinden biri olan ve hiçbir evin ayakta olmadığı Aşağı Kuyumcular köyünde, depremzedeler yeni toplumun inşası için öz gücü ile kendini yönetiyor. 
 
Merkezi devlet yönetiminin çözümsüzlüğü, halkı ölüme terk etmesi, halktan çok ranta ve savaşa bütçe ayırması, yolsuzluk, hırsızlık ve daha birçok durum Türkiye’deki bu sistemin içinde olduğu krize işaret ediyor. 6 Şubat Mereş merkezli depremlerden sonra yerelden yönetimin ve halkın kendi kendini yönetmesinin önemi bir kez daha açığa çıktı. Ölüme terk edilme deneyimini yaşayan halk, “Devlet yok, devlet nerede?” sözleri ile öfkelerini dile getirirken, kendi kendini yönetebileceğini de deneyimledi. 
 
Kürt Aleviler kendilerini yönetiyor 
 
Özellikle devletin üç gün sonra enkazlarına müdahale etmeye başladığı Mereş’in birçok bölgesinde halk, yaralılarını ve cenazelerini kendileri enkaz altından çıkardı. Avrupa’daki yakınlarından ve gönüllülerden kendilerine ulaşılan yardımları da kendileri koordine ederek aralarında paylaştı. Alevi Kürt köylerinde bu durum en fazla açığa çıkarken, bugüne kadar devletin asimilasyon ve ötekileştirme politikaları ile yüz yüze kalmaları bu durumun açığa çıkmasına en önemli etken oldu. 
 
Fay hattı üstündeki Aşağı Kuyumcular köyü 
 
 
Kürt Alevilerin yaşadığı yerlerden biri de fay hattının geçtiği ve 55 haneden 53’ünün deprem nedeniyle yerle bir olduğu, ikisinin de ağır hasarlı olduğu Kürtoğuli (Türkoğlu) ilçesine bağlı Aşağı Kuyumcular köyü. 3 kişinin enkaz altında kalarak yaşamını yitirdiği ve hiçbir evin kullanılamaz halde olduğu köyde, depremzedeler köydeki cemevi bahçesinde kendi imkanları ile aldıkları çadırlarda ortak kalıyor. Kurulan ortak alan çadırında ise yemekler yapılıp beraber yeniyor. 
 
Köy komününe doğru
 
 
Depremin ilk gününden bu yana yetkililerin yolunun düşmediği köyde, yardımlar yoğunluklu olarak yurtdışından geliyor. Yardımlar cemevinin bahçesinde toplanarak daha sonra her çadırın ihtiyacı kadar pay ediliyor. Koordinenin sağlanması için de dört kişilik bir ekip oluşturulmuş. Kadın ve erkek özgünlüğü göz önüne alınarak oluşturulan ekip, köy komününün oluşturulması için de ilk adım olmuş. Henüz komün sistemi tam olarak oturtulmamış olsa da köy sakinleri kendi ihtiyaçlarını kendileri belirliyor, kendi kendini koordine ediyor, artı bir ürün çadırına koymuyor, kendine yettiği kadar alıyor. 
 
Depremin birinci ayında enkazlar kaldırılmaya başlandı
 
 
Evlerin yerle bir olduğu köyde, depremzedeler kendi imkanları ile kimi eşyalarını enkaz altından çıkardı. Köyde enkaz kaldırma işlemi ise depremin üzerinden geçen bir ayın ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde Devlet Su İşleri (DSİ) 20’nci Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılmaya başlandı. 
 
‘Su içilmesin’ ama çözüm de yok 
 
Şebeke suyu için de depremzedelere içilmemesi yönünde uyarıda bulunulmuş. Depremzedeler içme suyu ihtiyacını ise Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Bornova Belediyesi ile gönüllülerin yolladığı su depoları ile gideriyor. Mereş’in tamamında şebeke suyunun kullanılmaması yönünde uyarılarda bulunan yetkililer, depremzedelerin su ihtiyacını ise karşılamıyor. Birçok köyde depremzedeler benzer çözümler ile su ihtiyacını karşılıyor. 
 
Yamulan elektrik telleri
 
 
Köyde elektrik de yalnızca cemevinde bulunuyor. Köyde yıkılan elektrik telleri halen yolların üzerinde duruyor. Köyde yamulan elektrik telleri depremin büyüklüğünü de gözler önüne seriyor. 
 
Kayısı ağaçlarının müjdesi yeni toplum
 
 
Köyde depremin tüm yıkıcılığına rağmen doğa kendini yenilemeyi de başarıyor. Kayısı ağaçları enkazların içinde çiçeklerini açarken, yeni toplumun inşasını da müjdeliyor.