İlknur Birol: Gemlik Yürüyüşü tecride karşı irade beyanıydı

  • 09:04 1 Temmuz 2022
  • Siyaset
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Gemlik Yürüyüşü’nün tecride karşı bir irade beyanı olduğunu vurgulayan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, “Kürt sorununun çözümündeki adres Abdullah Öcalan’dır” dedi.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 23 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 15 ayı aşkın bir süredir ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesi ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için dünyanın dört bir yanında binlerce kişi eylem ve etkinlikler gerçekleştirmeye devam ediyor. 12 Haziran’da da Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Mezopotamya Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED-TUHAD FED) öncülüğünde “Tecrit Siyasetine Karşı Özgürlüğü Savunmak İçin Gemlik’e Yürüyoruz” şiarıyla Bursa’nın Gemlik ilçesine yürüyüş gerçekleştirilmek istendi.
 
‘Tüm dünya duydu: Talep fiziki özgürlük’
 
Türkiye’nin birçok yerinden binlerce kişi Gemlik’e doğru yola çıkarken, polis engeline rağmen binlerce kişi bulundukları yerlerde eylemler ve açıklamalar gerçekleştirerek taleplerini bir kez daha haykırdı. Gemlik Yürüyüşü’nde halkların talepleri ise PKK Lideri üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması oldu. Halklar bunun sağlanması için de kesintisiz eylem kararı aldı.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, kamuoyunda büyük bir yankı uyandıran Gemlik Yürüyüşü’ne dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Toplum nefessiz bırakıldı’
 
İlknur, 12 Haziran Gemlik Yürüyüşü’nün İmralı Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış mutlak tecridin ve topyekün izolasyon halinin sonlandırılması için gerçekleştirildiğini hatırlattı. İlknur, “Bu tecrit rejimi, İmralı’dan başlayarak diğer tüm toplumsal kesimlerin ses çıkarmasını önlemek amacıyla yaygınlaştırıldı ve genel bir kural halini aldı. Türkiye’de siyaset üretmek, problemlere çözüm aramak için çalışma yapan bütün demokrasi güçlerini, demokratik siyaseti ve toplumu nefessiz bırakan bir hal almaya başladı” diye konuştu. İlknur, demokratik kurumların görevinin, ülkenin geleceğine ilişkin özgür ve eşit bir adaletin tesis edilerek uygulanabilir bir zeminin yaratılması olduğuna dikkat çekti.
 
‘Ülkeyi girdaba sürükleyen tavırlardan vazgeçilmeli’
 
Gemlik Yürüyüşü’nün, tecridin ortadan kaldırılmasının mutlak gerekli olduğunu ifade etmek için bir irade beyanı olduğunun altını çizen İlknur, “Aynı zamanda bu konudaki karar alıcıların, bu noktadaki ısrarından, inadından ve ülkeyi bir girdaba sürükleyen bu tavırlarından vazgeçmeleri gerektiğini söyleyen bir yaklaşımdı. Bunu Gemlik’e yürüyerek ve bir basın açıklamasıyla kamuoyuna açıklamak isteyen kurumlara son derece sert bir müdahalede bulunuldu” dedi. Kadıköy’de yoğun polis şiddetinin yaşandığını söyleyen İlknur, “Ortadaki görüntü, aslında tecridin o gün Kadıköy sokaklarında da yaşandığını, bunun artık normal bir rejim haline getirilmek istendiğini, devlet güçlerince de ne denli karşılık bulduğunu gösterir bir manzaraydı” değerlendirmesinde bulundu. 
 
‘Kürt sorunu askeri yöntemlerle çözülemez’
 
Türkiye’nin artık nefes alması gerektiğini ifade eden İlknur, Kürt sorununu askeri yöntemlerle çözme eğiliminden vazgeçilmesi üzerinde durdu. İlknur, “Gemlik Yürüyüşü, bütün sorunların demokratik mekanizmalar ve demokratik müzakere yoluyla çözülebilir olduğunun bir kere daha ilan edilmesiydi. Bu açıdan da herkesin bildiğini herkese hatırlatma işiydi aslında Gemlik Yürüyüşü” şeklinde konuştu. İlknur devamında da “Kürt sorununda gerek sınırlar içindeki durum, gerek sınırlar dışında Kürdistan ve Suriye başta olmak üzere Türkiye’nin birçok kaynağı askeri harcamalara gidiyor. Kaynakların bunlara harcanmasının içeride yarattığı büyük yoksullaşma, ırkçılık, nefret ve bir arada yaşama iradesinin zayıflatılmak istenmesi gibi sorunlar çözülmek zorundadır” ifadelerini kullandı.
 
‘Kürt sorununun çözümünde adres Abdullah Öcalan’dır'
 
PKK Lideri’nin Kürt sorununun çözümünde temel aktör olduğuna işaret eden İlknur, “Bu meseleyi çözme niyetinde olanlar açısından da Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümüne ilişkin demokratik müzakere ve görüşme yöntemiyle fikirlerini kamuoyuyla paylaştığı dönemde olumlu anlamda ilerleme kaydedildiği görülmüştür. Şimdi izolasyonla ve tecritle demokratik ve barışçıl çözüm ihtimalini ortadan kaldıranlara ‘bundan vazgeçilmelidir’ demenin bir adımıdır Gemlik Yürüyüşü. Biz bunu çözebiliriz. Biz bu coğrafyada Türklerin ve Kürtlerin eşit ve özgürce bir arada yaşadığı güçlü ve özgür bir toplum haline gelebilme ihtimalini güçlendirmek için siyaset yapıyoruz. Yaptığımız bu siyasetin 87 milyonun toplamının faydasına olduğunu ve bu açıdan kendi iktidarlarının çıkarları dışında hiçbir şeyi düşünmeyip, toplumu ateşe atmakta sakınca görmeyenlerin bu tavırdan, düşünceden vazgeçmeleri gerektiğini söyleyen ve yapmaya çalışan bir yerde duruyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Bütün kesimlerin bu sese kulak vermesi gerekir’
 
“Gemlik Yürüyüşü bizi kriminal bir alanda değerlendirme konusu yapmaktan vazgeçmeye çağrıdır aynı zamanda”  diyen İlknur, “Ülkenin demokratik ılıman bir iklime kavuşmasının herkes için hayati olduğunu hatırlatmaktır yaptığımız şey” ifadesini kullandı. İlknur, hiçbir çatışma ve savaşın sonsuza dek sürmeyeceğini belirtirken, Türkiye toplumuna, problemlerini çözerek demokratik bir rejimde yaşamayı vaad eden herkesin bu sese kulak vermesi gerektiğini söyledi. İlknur, “İktidar kanadının da, kendine muhalefetim diyen kanadın da, devlet aklını oluşturduğunu söyleyen aklın da bu sesi duyuyor olması lazım. Hiç kimseye fayda sağlamayan bu davranıştan ve var olan rejimin köklenmesini sağlayacak tutumlardan vazgeçilmesi gerekir. Tecridin kaldırılması, aslında bir hak olan, kendi kanunlarında dahi yazan hakların icra edilmesidir. Avukatlarıyla, ailesiyle düzenli görüşünün sağlanması ve sesinin duyulmasının sağlanmasına ilişkin bir yaklaşımdır” dedi.
 
‘Gemlik Yürüyüşü adım atmaya davetti’
 
İlknur, Gemlik  Yürüyüşü sonrasında yaşananları ise şöyle özetledi: “Bu durumu iç siyasi menfaatler için zamanı geldiğinde bir aparat olarak kullanma eğiliminin de bu ülkeye fayda sağlamadığı görüldü. Gemlik Yürüyüşü, demokratik yöntemlerle sorunların çözülebileceği, özgüvenli ve güçlü bir şekilde toplumun sahipleneceği bir biçimde adım atmaya davetti. Ama büyük bir şiddetle karşı koyuldu, kutuplaştırıcı söylemlerle gerçekten uzaklaşılarak tribünlere oynandı. Milletvekillerimizin dokunulmazlıklarının kaldırılması gibi apar topar bir işlem yapıldı. İl yöneticilerimizin içinde bulunduğu gruplara gözaltı ve operasyonlar yapıldı. Ama biz gerçeğin sesi olarak durduğumuz yerde duruyoruz. Bu söylediğimizi de dün olduğu gibi bugün ve yarın da söylemeye devam edeceğiz. Çünkü demokratik siyaset alanının bu ülke için vazgeçilmez bir aktörüyüz.” 
 
Kürt ve Türk halklarının, ezilen halkların iradesinin temsil edildiği bir yerde durduklarını kaydeden İlknur, son olarak da tecridin sonlanması için taleplerini söylemekten vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi.