‘Sorumlular göçmenler değil erkek egemen ideolojidir’

  • 20:24 28 Haziran 2022
  • Güncel
 
İZMİR - Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın açıklamasında hak savunucuları, mültecilerin yaşanan krizlerin sorumlusu olarak gösterildiğini belirterek, “Sorumlular lanse edilmeye çalışıldığı gibi göçmenler değil erkek egemen ideolojidir” dedi.
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), İzmir Mültecilerle Dayanışma Platformu, Halkların Köprüsü Derneği (HKD), İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) mültecilere yönelik hak ihlallerine karşı Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına hak örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay katıldı. “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin” pankartının açıldığı açıklamada “ Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Yaşasın halkların eşitliği” sloganları atıldı. Basın açıklamasını eylemciler adına Duygu İnegöllü okudu.
 
‘Sorumlu erkek egemen ideolojidir’
 
Her geçen gün büyüyen kriz ve şiddet tablosuna işaret eden Duygu, bu öfkenin göçmenlere yöneltildiğini ifade etti. Duygu, “Her kurumu ve başta yargı eli ile kadınlara saldıran devlet, kadınlara yönelik saldırıların artmasını, tacizin, şiddetin sorumluluğunu göçmenlere yıkmaya çalışıyor. Her gün yeni bir kadın cinayeti haberi ile uyandığımız, kadın örgütlerinin kapatılmaya çalışıldığı, faillerin cezasız bırakıldığı, Pınar Gültekin’in katilinin haksız tahrik indirimiyle ödüllendirildiği, valilik kararları ile Onur Yürüyüşlerinin yasaklanıp polisleriyle LGBTİQ+’lara saldıran bu düzende sorumlular lanse edilmeye çalışıldığı gibi göçmenler değil erkek egemen ideolojidir” şeklinde konuştu.
 
Türkiye mültecilerin can güvenliğinden sorumlu
 
Göçmen karşıtlığını perçinlemek için mültecileri savaş coğrafyalarına göndermenin sorunları çözeceği algısının “yalan” olduğunu kaydeden Duygu 23 Haziran’ı 24 Haziran’a bağlayan gece İzmir Harmandalı GGM’de çığlıkların duyulduğu görüntüleri hatırlattı. Duygu “Öncelikle, İzmir İli Valiliğine bağlı olan bu kurum bir cezaevi değildir, içeride barındırılan yabancı uyruklu kişiler hukuken kesinleşmiş bir mahkumiyet kararına dayalı olarak suçlu sayılan kimseler değildir. Bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti’nin ceza yasası yabancılar için de bağlayıcıdır. Geri Gönderme Merkezleri idari gözetim kurumudur ve kamu otoritesi bu kurumda tutulan şahısların can ve mal güvenliğinden sorumludur” ifadelerini kullandı.
 
‘Yaptıklarını saklamaya çalıştılar’
 
Gece yarısı çok sayıda jandarmanın GGM’ye geldiği ve çığlık seslerinin yükseldiği bir kamu kurumunun içeride neler yaşandığını, niçin avukatların müvekkilleri ile görüştürülmediğini açıklayamadıklarının altını çizen Duygu, “Yaptıkları hukuka aykırılıkları saklamaya çalışmışlardır. Geçerli bir hukuki mazeret bildiremeyen idarecilerin bu tutumu karşısında durumu emniyet güçlerine bildirerek avukatlık mesleğini yapmanın hukuka aykırı şekilde engellenmesinin yasada suç sayıldığı hatırlatılmasına rağmen emniyet güçleri de hiçbir şekilde olay yerine intikal etmemişlerdir. Bunun karşısında Geri Gönderme Merkezi bahçesi içinde bekletilen otobüslere göçmenler bindirilmiş, bu kişilerin akıbetinin ne olacağı sorulduğunda hiçbir açıklama yapılmamıştır. Hareket haline geçen otobüsler için kapı açılmış ve otobüsteki jandarma komutanlarının talimatıyla araç kasten avukatların üstüne sürülmüştür” dedi.
 
‘Göçmenleri kazanç kapısı haline getirenler siyasi otoritedir’
 
Irkçı ve faşist grupların, avukatlara yönelik hakaretlerinin yanı sıra telefonla arayarak tehdit de ettiklerini söyleyen Duygu, yaşananların iktidar ve muhalefet tarafından gündem değiştirme aracı olarak kullanıldığına değindi. Duygu, şunları söyledi: “Var olan krize ilişkin gündemi değiştirmek için aylardır göçmenler üzerinden yaratmaya çalıştıkları nefretin bir sonucudur. Göçmenleri kazanç kapısı haline getirenler avukatlar değil, siyasi otoritedir. Bizleri linç ederek yıldıracaklarını, korkutacaklarını sananlar hatasından vazgeçmeli, yasalarının onlara da bir gün lazım olacağını hatırlamalıdırlar. Hukuka aykırı olarak, kanunsuz emri uygulayan ve zorla sınır dışı etme zorbalığına katılan tüm personellerden, avukatların üzerine otobüs sürerek onları ezme emri veren kolluk amirinden, şoför ve güvenlik personellerine kadar bu suça ortak olan herkes hakkında derhal soruşturma başlatılması için tüm sürecin takipçisi olacağımızı bildiririz.”
 
Duygu son olarak, “Bizi soyanlar göçmenler ve yoksullar değil, buralı zenginlerdir” dedi.
 
‘Mülteciler araçsallaştırılıyor’
 
Ardından söz alan Serpil Kemalbay ise son dönemde mülteciler üzerinden nefret söylemi ve suçların artığını dikkat çekerek, mültecileri sahiplenmek gerektiğini söyledi. Serpil, “Birlikte yaşamak için mücadele etmek gerek. Güvenceli bir yaşam isteyen insanları kriminalize etmeye çalışıyorlar. Halkları birbirine karşı araçsallaştırıp silah olarak kullanıyorlar. Bu durumu en çok AKP-MHP faşist iktidarı yapıyor. İktidar kimi zaman kapıları açarım, kimi zaman mülteciler kardeşim diyerek mültecileri bir silah olarak kullanıyor” şeklinde konuştu.