HAKKARİ - Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı’nda darp edilen avukatlar, “Bizler yaşanan bütün hak ihlallerine karşı adliyelerde, sokaklarda ve meydanlarda olmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Şîşemzîn, Xurekana Seyîda ve Xurekana Temo köyleri kırsalında bulunan Astenga Reş bölgesinde 26 Haziran günü başlatılan askeri operasyon sırasında gözaltına alınan köylüleri görmek için İlçe Jandarma Komutanlığı’na giden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, askerler tarafından darp edilerek, yerlerde sürüklendi. ÖHD Hakkari Şube Eşbaşkanları Harika Günay Karataş ve Fırat İke, kendilerine yaşatılan işkenceyi anlattı.

 

Darp, kötü muamele ve cinsel hakaretlere maruz kaldığını söyleyen Harika, köylülerin gözaltına alınmasının ardından, ÖHD Eşbaşkanı Fırat İke ile birlikte İlçe Jandarma komutanlığına gittiklerini belirterek, gözaltına alınan yurttaşların aslında gözaltına alınmadığı, sadece bilgi verme sıfatıyla orada bulunduklarını öğrendiklerini dile getirdi. Yapılan işlemlerin fiili olarak gözaltı olduğuna dikkat çeken Harika, “Fiili olarak gözaltında olan ancak bilgi verme amacıyla orada olduğu iddia edilen ve kolluk güçleri tarafından yanımıza getirilen yurttaşın eşbaşkanımızla olaya müdahale etmeye çalıştığımızda darp olayı başladı” diye belirtti.

 

‘Zorla nizamiyeden çıkarıldık’

 

Müvekkilleriyle görüşme taleplerinin kabul edilmediğini kaydeden Harika, “Gözaltına alınan bir yurttaşın darp edilmek suretiyle görüşme odasına getirildiğini gördük. Buna müdahale ettiğimizde aynı darp uygulaması tarafımıza da yapıldı. Darp edilerek dışarı çıkarıldıktan sonra nizamiyede eşbaşkanımız kaba dayağa maruz bırakıldı. Ben kollarım ve bacaklarımdan tutularak, yerde sürüklenerek darp edildim. Cinsiyetçi ve ağır hakaretlere maruz bırakıldık. Araçtan inmemiz engellendi. Son olarak bir abluka içerisinde zorla nizamiyeden çıkarıldık” ifadelerini kullandı.

 

‘İşkence emrini komutan vermişti’

 

Yüksekova ilçe Jandarma Komutanı’nın “işkenceci” bir kişi olarak tanındığına işaret eden Harika, “İşkence emri veren B.K. isimli komutan geçtiğimiz yıl Ağustos ayında yine aynı şekilde, tarafımıza ve başka bir meslektaşımıza bir işkence talimatı vermişti. Yine aynı süreçte Tiloran köyünde bulunan 7 çoban Jandarmalar tarafından işkence edilmişti” dedi. 

 

‘TSK sivil alanlara yönelmeye başladı’

 

Kürt coğrafyasında yaşananların bölgede yürütülen savaş politikalarından bağımsız olmadığını  vurgulayan Harika, Adana’da siyasetçilerin, Diyarbakır’da 16 özgür basın çalışanın tutuklanması ve avukatlara yönelik saldırıların savaş politikalarından ayrı değerlendirilemeyeceğinin altını çizdi. Harika devamında şu sözleri kullandı: “PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 23 yıldır devam eden tecrit politikası var ve bu politikayı özgürlük ve savunma mücadelesinde bulunan herkese bir baskı aracı olarak kullanmaya çalışıyorlar. Kürdistan’da yaşanan çatışma sürecinin uzlaşmaz hale geldikten sonra ve Türk ordusunun verdiği kayıplarının ardından TSK sivil alanlara yönelmeye başladı. Bu özellikle Kürdistan’da Van ve Hakkari bölgesinde daha çok devam ediyor.” 

 

‘Saldırılar bugün ile sınırlı değil’

 

Savunmaya yönelik yapılan saldırıların bugün ile sınırlı olmadığını ifade eden Harika, “Savunmaya yapılan saldırılar, Türkiye Kürdistan'ında ve Türkiye’de sistematik olarak yaşanan bir durum. Onur yürüyüşü gerçekleştirilmek istenirken 400’e yakın kişi gözaltına alındı. Orada da avukat meslektaşlarımız darp edildiler ve işkenceye maruz bırakıldılar. Bu aslında bir devlet değil çete ahlakının sonucudur. Bizler bu çete ahlakının uygulamalarına maruz bırakıldık. Avukatlar savunmanın temsiliyetidir ve halkın aslında özgürlük mücadelesinin yanında olan, onlara omuz veren kişilerdir. Bununla alakalı mücadele edenler mutlaka susturulmaya çalışılmaktadır” şeklinde konuştu. 

 

‘Onurlu mücadelenin birer ayağıyız’

 

Maruz kaldıkları işkencenin ardından Yüksekova Devlet Hastanesi’ne giderek darp raporu aldıklarını paylaşan Harika, ayrıca polisler hakkında şikayetçi olduklarını sözlerine ekledi. Harika, “Bundan sonraki aşamalarda ise savcılıkla birlikte yürütülecektir. Bizler yaşanan bütün hak ihlallerine karşı adliyelerde, sokaklarda ve meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Çünkü savunma hiçbir zaman susmadı ve biat etmedi. Bundan sonra da halkımızla birlikte bu onurlu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Bizler onurlu mücadelenin birer ayağıyız. İşkencelerini 40 yıldır, sürdürüyorlar. Ama bir sonuç alamadılar. Çünkü karşılarında direnen, haklı ve onurlu bir mücadele veren halk var” diye belirtti. 

 

‘Bu halkı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz’

 

ÖHD Eşbaşkanı Fırat İke ise, devlet tarafından Kürtlere yönelik uygulanan uygulamaların yeni bir pratik olmadığını söyledi. Fırat, şu ifadeleri kullandı: “Nasıl ki siyasal alanda bir tasfiye varsa savunma alanında da bir tasfiye yoluna gidildi. Bizleri tasfiye ederek Kürt halkını savunmasız bırakmak istiyorlar. Bizler bu uygulamalara karşı her zaman ve her alanda direnmeye devam edeceğiz. Darp, şiddet ve kaba dayakla bu halkı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Jandarma ve TEM'de yaşanan işkencelerin peşinde olacak ve her hak ihlali yaşayan yurttaşın ifadesine girmeye devam edeceğiz.”