İz’ler, an’lar ve yoldaşlık: ‘Nûjiyan’
- 09:02 28 Haziran 2022
- Kültür Sanat
Nişmiye Güler
İSTANBUL- Yoldaşı ve meslektaşı Nûjiyan Erhan’ı “Nûjiyan” isimli belgesel filmde anlatan Jinda Asmen, savaşın tüm sıcaklığı ve engellemelere rağmen belgeseli tamamlayıp izleyici ile buluşturdu. Nûjiyan ile an’larına yeni bir an ekleyen Jinda, “Şengal’de dolaşırken her yerde Nûjiyan vardı ve çalışmayı yaparken de Heval Nûjiyan beni izliyor gibiydi” diyor.
Taşıyıcısı olduğu özgür basın geleneğini iliklerine kadar hissedip yaşamsallaştıran gazeteci Nûjiyan Erhan, 3 Mart 2017’de KDP’nin özel güçleri tarafından Şengal’in Xanesor kasabasında vurularak ağır yaralandı. 22 Mart 2017’de tedavi gördüğü Hesekê Hastanesi’nde yaşamını yitiren Nûjiyan, yoldaşlarına kalemini, kamerasını ve hakikat arayışını bıraktı. DAİŞ saldırılarının olduğu ilk günden itibaren ihanete inat Êzidî halkının yanında yer alarak seslerini ve direnişlerini dünyaya duyuran Nûjiyan, ardında özgür basın için yetiştirdiği onlarca Êzidî genci bıraktı.
Nûjiyan’ın yaşamı belgeselde
Kadın gazeteciler için de ilham ve güç kaynağı olan Nûjiyan’ın yaşamı ve mücadelesi gazeteci, yönetmen Jinda Asmen tarafından belgeselde anlatıldı. Yaşamını yitirişinden iki yıl sonra çekimlerine başlanılan belgesel, 2021 yılında tamamlandı. Savaşın sürdüğü Şengal ve Rojava’da çekimleri yapılan belgeselde, gazeteci Feride Zade Nûjiyan rolünü üstlendi.
İlk gösterim Xanesor’da yapıldı
Savaşın yarattığı olumsuz koşullardan kaynaklı montaj ve kurgusu 2022’de bitirilen belgeselin ilk gösterimi ise Nûjiyan’ın yaşamını yitirdiği Xanesor’da gerçekleştirildi. Ardından önce Şengal sonra da Hesekê de halkla buluşturuldu.
“Nûjiyan” belgeselinin ortaya çıkış fikri, çekim sırasında yaşanılan zorlukları, Nûjiyan’ın yoldaşlığını ve gazeteciliğini, mücadelesini ve inadını Jinda Asmen ile konuştuk.
*Gazeteci Nûjiyan Erhan için “Nûjiyan” isminde bir belgesel çalışmanız oldu. Öncelikle bu belgesel çalışmasının fikri nasıl açığa çıktı?
Nûjiyan belgeseli aslında bir bütünün toplamıydı. Nûjiyan yol arkadaşımdı. Şengal'de birçok şeye tanık olduk. Şengal bildiğiniz gibi katliamdan, fermandan geçti, büyük acılar yaşadı. Ama aynı zamanda kendi hayatını yeniden örgütleyip yeniden kurdu. Bunların birçoğuna Heval Nûjiyan ile tanık olduk. Birçok çalışma yürüttük. Bu belgeselin zemini buradan da geliyor diyebilirim.
Bu çalışma süresi boyunca Heval Nûjiyan ile tartışmalarımız, görüş alışverişlerimiz oldu. Birbirimizi yakından tanıdık. Aynı amaç uğruna aynı yolda ilerledik. Bu da bir yaşamın temeli gibi bir şey. Aslında bu mücadele ile başladı diyebiliriz. Fakat Heval Nûjiyan ile tartışmalarımızda, paylaşımlarımızda “Savaştır her an her şey olabilir. Bana bir şey olursa benim üzerime bir şey yap” dedi. Bir nevi vasiyet gibiydi. Heval Nûjiyan'ın bu sözü yüreğimde yankılanıp durdu. “Acaba nasıl yapabilirim” sorusu üzerine çok yoğunlaştım. Bu söz kafamda yankılanırken “kendimi nasıl adapte edebilirime” yoğunlaştım. Nereden başlayacağımı bilmiyordum, bu beni çok etkiliyordu. Kafamda, “Nûjiyan , Nûjiyan nereden başlayacağım” diyordum. Bir gün yine yoğunlaşırken “Nûjiyan Yeni Hayat” dedim. Bu başlıkla önce bir şiir yazdım aslında. Bu şiir belgeselin temasını oluşturdu diyebilirim. Ondan sonrası kendiliğinden aktı zaten. Zorlama olmasını istemedim yüreğimden ne zaman akacaksa o zaman başlayayım dedim ve öyle aktı. Şiirin temasından bir senaryo oluşturdum. Bunun üzerinden başladım projeye.
*Belgesel hazırlıkları ne kadar sürdü ve çekimleriniz nerelerde geçti?
Çekimlerimiz ağırlıkla Şengal'de gerçekleşti. Gönül isterdi ki Nûjiyan’ı yaşadığı tüm yerlerde çekelim, anlatalım. Fakat kısmi yerleri kullanabildik. Rojava'da, Maxmur'da kısmi çekimlerimiz oldu. 2019'da çalışmaya başladık 2021'de sonuçlandı. Bizler de şehadet yıldönümü olan Mart ayını bekledik. Bu yıl aslında Mart ayında yapmak istedik ama bazı koşullardan kaynaklı yapamadık. Aksilikler olunca biraz beklemek zorunda kaldık. Fakat belgesel 2019-2021 yılları arasında gerçekleşti ve sonuçlandı.
“Tek bir amacımız vardı; hangi koşulda olursa olsun bu belgeseli sonuçlandırmak.”
*Özellikle sıcak bir savaşın olduğu bir süreçte böylesi bir projeyi hayata geçirmenin ne tür zorluklarını yaşadınız?
Hem Şengal’deki savaşa tanık oluyorsun hem de oradaki savaşla ilgili bir belgesel yapıyorsun. Şengal kurtarıldı ama baskılar, savaş hala bitmemişti. Biz projeye başladığımızda da böyleydi. Saldırılar oluyor, Türkiye'nin keşif uçakları saldırılar yapıyordu. Irak ordusu bazı zorlamalar çıkarıyordu. Fakat tek bir amacımız vardı; hangi koşulda olursa olsun bu belgeseli sonuçlandırmak. Belgeseli çekerken bir yandan da arkadaşların güvenliğinden sorumlusun. Her an her şey olabilirdi. Bu noktada zorluklarla karşılaştık. Bazı noktalarda çekimlere izin vermediler, engellediler ama biz bir şekilde çekimlerimizi tamamladık. Fermanda verdiğin mücadelenin farklı bir boyutu oluyor aslında bu. Tabi biz bunun bilincindeydik bizi geriye çekecek bir şey değildi. Bir amaç için yola çıkmışsan canını vermeyi de göze alırsın. Biz de ne olursa olsun bu çalışmayı sonuçlandırmaya çalıştık.
Şengal' de imkanlar kısıtlı. Biz ışık sistemini geçiremedik Şengal'e. Bu da savaşın getirdiği engellerdi. Belgesel çekimi boyunca tüm o engellemeler bir savaşın sonucuydu. O yüzden de belgesel çekimlerimiz kısıtlı teknik ekipmanla gerçekleşti. Irak ordusunun yaklaşımları ortaya çıktı. Onlar engellemeler çıkardılar. Kendi toprağında, kendi mücadeleni anlatamıyorsun. Çalışmanı yürütemiyorsun. KDP'nin de Irak ordusunun da içten engellemeleri vardı. Türkiye'nin de uçak saldırıları oldu. Şengal Dağı'ndan Şengal'e inen bir yol var. Orada bir çekim yapmak istedik ve çekim anında gelip doçka silahıyla engellemeye çalıştılar. Kameralarımızı almak istediler. Biz bunun mücadelesini verdik.
*Bu kadar imkansızlığa rağmen sizler hangi pratik çözümler hayata geçirdiniz?
Işık sistemimizi getirmemize izin vermediler. Biz de var olan ampullerden yararlandık. Halbuki ışığı çekimlere göre az kalıyor. Ya da küçük projektörler vardı. Bazılarının ayakları yoktu, bir yerlere sıkıştırarak ayakta durmasını sağladık. Kameraların objektifleri yeterli değildi. Hareketli çekimlerde kamerayı döndürmek için bir alet kullanılıyor, ondan bizde yoktu. Biz de kamerayı bedenimize bağlayıp çekim yapıyorduk. Bunlar bizim moralimizi bozmadı, bundan gocunmadık çünkü yaratarak, üreterek ortaya çıkardık. Elinde var olan en küçük teknik duygu ve düşüncenle birleşip bunun yansıması olmalıdır. Zorlandığımız anlar olsa da mutlu, moralli bir çalışma oldu.
*Ekibiniz kaç kişiydi?
Biz üç kadındık. Gönül rahatlığıyla şunu söyleyebiliriz, bu bir kadın çalışmasıydı. Ben, Zınar ve Feride Zade vardı. Çalışmanın bütününü biz üçümüz üstlendik. Bunda da yaratıcılığımız açığa çıktı. Üç kadın olarak birbirimizi de güçlendirdik. Yine Şengal halkı da bütün gücüyle bize destek oldu. Nûjiyan'ın adını duyan herkes sahiplendi. Şengal halkı da bu ekipteydi aslında. Irak ordusunun engellemeleri karşısında tavır sergilediler ve bizi, Heval Nûjiyan’ı sahiplendiler.
“Şengal'de yaralandı, gömüldü ve oranın bir parçası oldu. Ama onunla tekrardan buluşma anıydı.”
*Belgeselin ilk gösterimini Şengal’de yaptınız. Buranın tercih edilmesinin özel bir anlamı vardır kuşkusuz. Bunu sizden dinlemek isteriz.
Heval Nûjiyan ile Şengal’deydik. Birlikte soluduk o havayı. Ve Şengal'de yaralandı, gömüldü ve oranın bir parçası oldu. İlk gösterimin Şengal'de olmasının sebebi Heval Nûjiyan'ın orada olması ve tekrardan bir kucaklaşmak aslında. Heval Nûjiyan şehit düştü ama onunla tekrardan buluşma anıydı. Halk etkilendi ve sahiplendi. Daha belgeseli çekerken yeni doğan çocuklara Nûjiyan adı veriliyordu. Bu yüzden ilk gösterimin burada olmasını istedik. Gösterimin olacağı gün Nûjiyan’ın adını taşıyan çocukları bir araya getirip onlara hediyeler verildi. Heval Nûjiyan ile yaralanan bir arkadaş daha vardı o da kısa bir konuşma yaptı. Belgeseli izleyenlerden şimdiye kadar olumlu yansımalar ve dönüşler aldık.
*Belgeselde izleyici nasıl bir Nûjiyan’ı görüyor?
Nûjiyan'ın bıraktığı izi göstermeye çalıştık belgeselde. Gerçeği ile ele aldık her şeyi. Heval Nûjiyan, devrimci, gazeteci bir kadındı. Şengal’de bir gazeteci ve devrimci olarak bulunu ve aslında Êzidî halkın bir ferdi olarak yer edindi. Biz heval Nûjiyan’ı nasıl tanıdıysak belgeselde de bıraktığı izi ile yaratmaya çalıştık. Muhakkak eksik anlatımlar vardır. Heval Nûjiyan bizde nasıl bir iz bırakmışsa belgeselde de Heval Nûjiyan’ı o iziyle yaratmaya çalıştık.
“Zaman beni Nûjiyan'da yakalarsa başlayacağım dedim ve öyle de oldu.”
*Nûjiyan ile bir süre çalıştın. Birebir çalıştığın bir yoldaşının yaşamını ele almak sende nasıl bir etki yarattı? Bu gücü kendinde görmene neden olan etken neydi?
Nûjiyan ile yaşamak güzeldi. Bir hayat paylaştık. Birbirini tamamlayan bir güç oluyorsun. Hep acaba hakkını verebildim mi? İyi bir şey ortaya çıkarabildim mi? diye düşünüyorum. Duygularım beni buna yönlendirdi. Heval Nûjiyan’ın bir amacı vardı ve bu amacın devam etmesi gerekiyordu. Bir şeye bürünmesi gerekiyordu. Bu yüzden onun arkadaşı olarak devam ettirmem gerekiyordu. Zorlama ile yapmak istemedim hiçbir zaman. Ne zaman akacaksa o zaman yapmak istedim. Ne acele ne geç. Zaman beni Nûjiyan'da yakalarsa başlayacağım dedim ve öyle de oldu. Hep eksik kalan bir yan var mı diye düşünüyorsun. Koskoca bir hayat var. 30 yıllık bir hayatı nasıl belgesele sığdırabilirim. Kuşkusuz bunu diyorsun kendine ve hep bir soru işareti kalıyor. Bir nevi de olsa Heval Nûjiyan’ı anlatabilmişsem ne mutlu biz devrimci kadınlara. Heval Nûjiyan gibi birçok kadın var, biz birbirimiz için varız. Her birimiz birbirimizi anlatmalıyız. Heval Gurbet, Nûjiyan, Deniz ve birçok arkadaş var.
*Nûjiyan hem bir savaşçı, hem bir devrimci hem de bir gazeteci idi. Nûjiyan ile yaşam nasıldı? Nasıl bir çalışma arkadaşıydı?
Heval Nûjiyan hayata çok canlı katılan biriydi. Sevecen, sıcakkanlı, coşkulu güzel bir kadındı. Biz Şengal'e ilk ulaştığımız gün hemen çalışma yapmak istedi. Birkaç küçük çocuk gördü, çobanlardı. Heval Nûjiyan hemen onlarla diyoloğa geçti. Onlara yönelik bir haber yaptı. Çalışmalara bağlı ve yaratıcıydı. Bir şeylerin olmasını beklemezdi. O bulurdu bir şeyleri. Bazı insanlar vardır yan yana durunca sabrın gelir derler, bir gün görmesen özlersin denir. Heval Nûjiyan da o insanlardandı. Öğretmeyi severdi. Bildiği ne varsa öğretirdi, paylaşırdı. Birçok Êzidî kadına basın alanında eğitim verdi. Canlı, bilinçli ve amacına bağlı bir kadındı.
“Şengal’de dolaşırken her yerde Nûjiyan vardı ve çalışmayı yaparken de Heval Nûjiyan beni izliyor gibiydi.”
*Kısıtlı bir zaman diliminde Nûjiyan’ı belgeselle anlatmaya çalıştın. Belgesele sığmayan anılar, zamanlar vardır kuşkusuz. Bunlar nelerdi?
Heval Nûjiyan şehit düştü ama onunla hala an'lar yaşayabiliyorsun. Heval Nûjiyan, 'Anılarımıza yeni anılar ekleyeceğiz' diyordu. Bende de bu çalışmayı yaparken aslında öyle oldu. An'ların bütünlüğü bir hayat yaratıyor. Şengal’de dolaşırken her yerde Nûjiyan vardı ve çalışmayı yaparken de heval Nûjiyan da beni izliyor gibiydi. Yeni bir an'da buluşmak gibiydi.
“Nûjiyan ile haber yaparken Gulê'nin hikayesini duyduk ve peşine düştük. Her anını birlikte çektik.”
*Şengel’de DAİŞ saldırısına karşı direnen ilk kadın olan Gulê’nin haberini Nûjiyan ile birlikte yaptın. Nûjiyan yaşamını yitirdiği için haber yarım kaldı ve sen o haberi daha sonra tamamladın. O süreci de dinlemek istiyoruz.
Şengal’e birlikte gitmiştik ve hiçbir şeyin yarım kalmasını istemedim. Nûjiyan ile haber yaparken Gulê'nin hikayesini duyduk ve peşine düştük. Her anını birlikte çektik aslında. Aileyi bulduk, konuştuk. Gulê’nin mezarına gittik. Gulê, DAİŞ’e karşı bir tabancayla savaşıyor ve ölüyor. Aynı zamanda bir anne çocukları var. Gulê vuruluyor ve cenazesini bir köşeye atıyorlar. Bizim bunu anlatmamız gerekiyor diyerek peşinde düştük. Birimiz yazacak, birimiz montajını yapacaktık. Böyle bütünleyecektik çalışmalarımızı. Fakat bazı çekimleri tamamlayamamıştık. Heval Nûjiyan yaralandı. Ben tekrar yarım kalan çekimi tamamladım, yazdım. Asla yarım kalsın istemedim. Fakat Heval Nûjiyan da benimleydi. Şengal'de 11 ay boyunca savaş oldu ve birçok devrimci, gerilla şehit düştü ve biz onları da çekmek istedik. Aynı şekilde o çalışmamızda yarım kalmıştı. Onu da tamamlamak istedim çünkü bunların hepsi Nûjiyan’ı tamamlayan şeylerdi. Kalsaydı yarım kalacaktı. Nûjiyan’ı tamamlamam gerekiyordu. Neyi planlamışsak tamamlayarak yola devam ettim. Heval Nûjiyan’dan kopmadım.
*Önümüzdeki süreçlerde belgeseli festivallere göndermeyi düşünür müsün? Ya da belgeselin gösterimi için belirlediğiniz bir takvim var mı?
Nûjiyan belgeselini öncelikle halkla buluşturmak istedim. Şengal'de ve Hasekê'de gösterimleri gerçekleştirdi. Heval Nûjiyan Şengal'de yaralandığında tedavi için Hasekê'ye getirilmişti ve Hasekê Hastanesi’nde şehit düştü, bu açıdan anlamlı. Olursa farklı yerlerde gösterim yapmak isteriz. Nûjiyan’ı her yerde anlatmak boynumuzun borcu. Anlatabildiğimiz her yerde anlatacağız. Şuan net bir şey diyemiyorum ama amacımız bu yönde.