Esmer köyünde kadınlar ortak yaşamda buluşuyor

  • 09:05 19 Haziran 2022
  • Güncel
 
Zelal Tunç
 
AĞRI - Esmer köyünde her yıl yaz aylarında koyunların kırpılmasıyla elde edilen yünü kolektif bir şekilde yıkayan kadınlar, işlerini kolaylaştırmak için ortaklaşmanın önemini vurguluyor. 
 
Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Esmer köyünde kadınlar kolektif bir şekilde yaşamlarını sürdürüyor. Köye adını veren Esmer Deresi’nde buluşan kadınlar her yıl haziran ayında, topladıkları koyun kıllarını yıkıyorlar. Kadınlar, sabah gün doğumuyla beraber başladıkları yıkama işlemine akşam saatlerine kadar devam ediyor. 
 
20 yıl önce Muş’un Malazgirt ilçesinden, Tutak’a bağlı Esmer köyüne yerleşen Kubar Aslan ile komünal bir şekilde sürdürdükleri yaşama dair konuştuk. 
 
‘İşlerimizi kolaylaştırmak için ortaklaşıyoruz’
 
Kubar, sabah gün doğumuyla beraber koyunlardan elde ettikleri yünü yıkamaya başladıklarını söylüyor. Koyun kırpma döneminde bir araya geldiklerini dile getiren Kubar, her gün bir aileye ait  yünleri yıkadıklarını belirtiyor. Kubar, “Aslında çok eziyetli olan bu yün yıkama işlemini bu şekilde yardımlaşarak daha çabuk bitiriyoruz. Köyün tüm işleri kadınların omuzlarında. İşlerimizi kolaylaştırmak için ortaklaşıyoruz” diyor. 
 
‘Yünleri tek tek yıkıyoruz’
 
Kubar, evlendikten sonra Van’ın Başkale ilçesine yerleştiğini, yaz aylarında ise Esmer köyüne giderek hem ailesine hem de köylülere koyundan elde ettikleri yünü yıkama sürecinde destek olduğunu belirtiyor. Kubar,  yünleri yıkama sürecini şu şekilde özetliyor: “Saat 09.00’dan bu yana derede yün yıkıyoruz. Yaklaşık 150 koyuna ait yün bulunuyor. Yünler kahverengi ve beyaz renklerden oluşuyor. Serdiğimiz brandanın üzerine yünleri koyuyoruz. Islattıktan sonra da deterjan ve tuz döküyoruz. Erkekler traktörle üzerinden geçtikten sonra yumuşayan kirlerinde bekletiyoruz. Daha sonra yünleri tek tek derenin suyunda yıkıyoruz.”
 
‘Hayvancılık ve tarım bitme noktasında’
 
 Tarım ve hayvancılığın tek geçim kaynakları olduğunu kaydeden Kubar, ekonomik krizin kendilerini nasıl etkilediğine değiniyor: “Mazota yapılan zamlardan kaynaklı tarlalarımızı süremiyoruz. Buğday, arpa tohumları çok pahalı. Yanı sıra küçükbaş hayvan satışı az bir maliyet ile yapılırken, et, süt, yoğurt ve peynir fiyatları köylüden çok az bir fiyatla alınıyor. Biz sadece kendi geçimimizi sağlamak için koyun besliyoruz. Fazla ürün çıkaramadığımız için satamıyoruz. Hayvancılık ve tarım bitme noktasında.”