İki kardeşini, bir kızını kaybetti: Baskılar bugün de devam ediyor

  • 09:02 18 Haziran 2022
  • Güncel
 
ŞIRNAK - Göç ile başlayan devlet baskıları nedeniyle PKK’ye katılan iki kardeşi ve kızını kaybeden Makbule Paksoy, “Çocuklarım da baskı altında doğdu, küçük yaşlarda bu zulümle tanıştılar. Yıllardır süren baskı, bugünde devam ediyor” dedi. 
 
Devletin 1990’lı yıllardan bu yana yürüttüğü politikalar kapsamında Kürtlere yönelik baskılar, bugün de derinleşerek sürdürülüyor. Devletin baskılarından nasibini alan Şırnak’ın Uludere ilçesinde yaşayan Paksoy ailesi, 1990’lı yıllarda köylerinin boşaltılmasıyla Hatay’a göç etmek zorunda kaldı. Çocuk yaşta evlendirilmesiyle zorlu yaşamı başlayan Makbule Paksoy (60), hayatının yarısını devlet baskılarına karşı mücadele ederek geçirdi. 
 
1998 yılında tekrar döndükleri Uludere’de yaşayan Makbule, devlet baskıları nedeniyle başlayan zulmün halen devam ettiğini, geçen 30 yılda iki kardeşini, bir kızını kaybettiğini söyledi.  Kardeşlerinden Abdullah Yaman’ın 1995’te, Fehime Yaman’ın ise 2016’da yaşamını yitirdiğini söyleyen Makbule, bir diğer kardeşi Ali Yaman’ın ise baskılardan dolayı 1997’de Avrupa’ya göç etmek zorunda bırakıldığını belirtti. 
 
Makbule, ilk çocuğu olan Leyla Paksoy ise 23 Mart 2015’te PKK’ye katıldı, 21 Kasım 2016’da Şehba’da çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdi. 
 
Son sözü ‘seni çok seviyorum anne’ oldu
 
Leyla’nın gittiği gün kendisiyle vedalaştığını anlatan Makbule, kızının kardeşi Fehime’den 3 ay sonra yaşamını yitirdiğini söyledi. Makbule, kızının kendisiyle vedalaşmasını, “Gelip bana sarıldı ve ‘anne hiçbir zaman unutma, seni çok seviyorum’ dedi. Son sözü bu oldu” diye belirtti. 
 
‘Hep güler yüzlüydü’
 
Makbule, Leyla’nın cesaretli ve bilinçli bir kişiliğe sahip olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Yüzü her zaman gülerdi. Hep güler yüzlüydü. Çok çalışkan ve disiplinli biriydi. Her akşam eve geldiğinde gelip boynuma sarılırdı. Oğlum Ahmet hep gider Leyla’ya sarılır ve öperdi. Çocuklarımın hepsi Leyla’yı bir ayrı severlerdi. Leyla’nın çocuklarla ilişkisi çok farklıydı, çok severdi onları. Hiçbir zaman kimsenin kalbini kırmazdı. İşlerini hiçbir zaman yarım bırakmazdı. Ne olursa olsun hep mutlu biriydi. Kararlı ve örgütlü biriydi.” 
 
Leyla’yı dinlediği şarkıyla anıyor 
 
Leyla’yı sürekli dinlediği “Dilê min Zagros e” şarkısıyla anan Makbule şöyle devam etti: “Kızım hep bu şarkıyı dinlerdi, gidene kadar da dinledi. Her dinlediğim de kızım aklıma geliyor. Zilan ismini çok severdim. Kızım gittiğinde de adını ‘Zilan’ koydu. Bunu duyduğumda çok mutlu oldum ama bir o kadar da yüreğim yandı. Yaşadığım süre boyunca kızımı asla unutmayacağım. Hep yüzümü güldürürdü. Güçlü bir çocuktu. Bir arkadaş oldu.”
 
‘Baskılar bugün de devam ediyor’
 
Çocukluğundan bu yana devlet baskısıyla karşı karşıya olduklarını söyleyen Makbule son olarak şu sözleri kullandı: “Biz, devletin baskıları nedeniyle İskenderun’a göç etmek zorunda kaldık ve tekrar döndük. Çocuklarım da orada baskı altında doğdu ve küçük yaşlarda bu zulümle tanıştılar. Yıllardır süren baskı, bugün de devam ediyor.”