Marta Sömek 

 

İSTANBUL - Gazetecilerin tutuklanmasının ardından meslektaşlarıyla dayanışmak için Diyarbakır’a doğru yola çıkan gazetecilerden Canan Coşkun, “Kürt gazeteciler halkın haber alma hakkını yerine getirdiği için tutuklandı. Onları savunmak gerçeklere sahip çıkmaktır” dedi.

 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında 8 Haziran'da gözaltına alınan JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, gazeteciler Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Remziye Temel, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmış, Gülşen Koçuk, Esmer Tunç, Mehmet Yalçın, Kadir Bayram, Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen hakkında ise adli kontrol tedbiri ile serbest bırakılmıştı.

 

Dayanışma yükseliyor

 

Tutuklanan gazeteciler için dünyanın birçok yerinden tepkiler yükselirken, çok sayıda dayanışma mesajları, eylemler, açıklamalar da düzenlendi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın İş de meslektaşlarıyla dayanışmak, basın meslek örgütlerini ziyaret ederek gazetecilerin serbest bırakılmaları için Diyarbakır’a doğru yola çıktı. İstanbul’dan yola çıkan gazeteciler önce Ankara’ya geçecek. Buradan da bir heyetin katılmasıyla Diyarbakır’a doğru yol alınacak. Gazetecilerin yarın Diyarbakır’da olması beklenirken, yola çıkan gazetecilerden Canan Coşkun ajansımıza konuştu.

 

‘Hepimiz için bir gözdağı’

 

Meslektaşlarının habercilik yaptığı için alıkonulduğunu söyleyen Canan, “Biz zaten biliyorduk, savcı da haber programları, sokak röportajları, haber dili ve yayın politikasıyla ilgili sorularıyla itiraf etmiş” dedi. “16 Kürt meslektaşımızın gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklanması hepimiz için bir gözdağı aslında” diyen Canan, “Gazetecilere ‘Sizi tutuklamak için hukuki bir gerekçeye ihtiyacımız yok’ mesajı verilirken halkın haber alma hakkına da büyük bir darbe indirildi” değerlendirmesini yaptı.

 

‘Karanlık bir günde çökmedi…’

 

Yine bir seçim dönemine girilirken gazetecilere dönük böylesi büyük bir “operasyon” karşısında yalnızca tek tük çatlak ses çıktığını belirten Canan, “Sansür yasası daha Meclis Genel Kurulu’ndan geçmedi ama amaçladığı çıt çıkmayan muhalefeti inşa etmiş görünüyor” ifadelerini kullandı. Canan, AKP iktidarının yıllardır baskıcı rejimini perçinlemek istediğinde Kürt basınını, siyasetçilerini ve Kürt halkını kıskaca aldığını vurguladı. Kürt gazetecilere dönük saldırı ve baskıların ilk olmadığına değinen Canan, “Ne zaman Kürt siyasetçiler ve gazeteciler tutuklansa peşinden hep daha fazla özgürlüğümüzü kaybettik. İçinde bulunduğumuz karanlık bir günde çökmedi” şeklinde konuştu.

 

Meslektaşları için yola çıktılar

 

Her kesimin gazetecilerle dayanışması gerektiğinin altını çizen Canan, “Meslektaşlarımızın uyduruk gerekçelerle alıkonulması karşısında kafamızı kuma gömemeyiz. İçi boş, ‘great’ laflarla gün kurtarmadan gazeteciliği savunmalıyız. İçine düştüğümüz cehennemden çıkışın tek yolu bu” dedi. “Bu kaygı verici sessizlikte meslektaşlarımızın yalnız olmadığını bilmelerini istiyoruz” sözlerini kullanan Canan, meslektaşlarıyla dayanışmak için Disk Basın İş öncülüğünde çok sayıda gazeteciyle bugün Diyarbakır’a yola çıktıklarını paylaştı. Diyarbakır’da basın meslek örgütlerini ziyaret edeceklerinin bilgisini veren Canan, bunun yanı sıra meslektaşlarının maruz bırakıldığı hukuksuzluğu da izlenimlerle haberleştireceğini sözlerine ekledi.

 

‘Meslektaşlarımızı savunmak gerçeklere sahip çıkmaktır’

 

Kürt gazetecilerin halkın haber alma hakkını yerine getirdiği için tutuklandığını vurgulayan Canan, “Onları savunmak gerçeklere sahip çıkmaktır” sözleriyle dayanışmayı büyütme çağrısında bulundu.