‘Anıları hep benimle’
- 09:04 15 Haziran 2022
- Güncel
ŞIRNAK - Cizîre Kantonu’nda 2014 yılında DAİŞ’le çıkan bir çatışmada kızı Suzan Yaman’ı yitiren Hatice Yaman, “Kızımla arkadaş gibiydik, anıları her zaman aklımda ve hep benimledir” dedi.
Bölge kentlerinde özellikle de Şırnak ve ilçelerinde 90’lı yıllarda yaşanan devlet baskısı nedeniyle yüzlerce köy boşaltıldı, binlerce insan göçe zorlandı. Şırnak merkeze bağlı Bêgûrza köyü de 90’lı yıllarda boşaltıldı. Burada Yaman ailesi de baskı ve zulümden nasibini aldı. 9 çocuk annesi olan Hatice Yaman (53), köylerine yapılan baskında ağabeyi Osman İşten ve dayıları Haşim ve Ömer İşten hayatını kaybetti. Hatice, köylerini terk ederek Şırnak’ın Gundikê Melê beldesine yerleşti.
Ancak baskılar burada da devam edince Yaman ailesiyle birlikte, 1991’de Şırnak’ın Uludere ilçesine yerleşti. Hatice'nin beşinci çocuğu olan Suzan Yaman da burada aynı yıl içerisinde doğdu. Henüz küçük yaşlarda devletin baskısıyla tanışan Suzan, 2008 yılında YJA STAR’a katıldı, 23 Ağustos 2014 yılında ise Kuzey ve Doğu Suriye Kantonu’na bağlı Cezaa’nın Ekreş Sefan Köyü’nde DAİŞ’le çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdi.
Annesi Hatice, kızı Suzan'ı anlattı.
Suzan'ın diğer çocuklarından farklı olduğunu söyleyen Hatice, “Okula gidiyordu ve çok çalışkan bir çocuktu. Gittiğinde bize bir şey anlatmadı. Gideceği gün cebinde 10 TL’si vardı ve çıkarıp bana uzatarak, ‘bana lazım değil sen de kalsın” dedi. Parasını geri verdim ama kabul etmedi. Kızımı en son gittiği gün gördüm” dedi. Sürekli baskılara maruz kaldığı için kızının bu konuda dönem dönem kendisine sorular yönelttiğini dile getiren Hatice, “Küçük yaşta evlendirildim, köyümüz yakılıp talan edildiği için her zaman hayatımdan bahsetmemi isterdi. Bana hep ‘Ne zorluklar yaşadın, bana biraz anlatsana’ şeklinde sorular sorardı. Her akşam oturduğumuzda yaşamımdan bahsetmemi isterdi. Devletin bize uyguladığı zulmü hep sorardı. Akıllı ve sorgulayıcı bir çocuktu, sürekli soru sorardı. Kendi yaşamımdan bahsettiğim zaman gelip beni kucaklar, öperdi” diye belirtti.
'Kızımın yaşamı benim için bir anı'
Kızının yaşamının kendisi için bir anı olduğunu dile getiren Hatice, şöyle devam etti: “Avinar, sessiz bir çocuktu, kimseyi rahatsız etmezdi. Herkese karşı çok saygılıydı. Nereye gitsem benimle gelirdi. Kendi diline hep sahip çıkardı. Türkçe konuşmazdı. Her zaman Kürtçe konuşurdu. Kızım bir karar verdi ve kararından dönmedi ve gitti. Benimle her şeyini paylaşıyordu. Arkadaş gibiydik. Hiçbir zaman beni üzmezdi. Anıları her zaman aklımda ve hep benimledir. Üzgün olduğum zaman gelip beni güldürürdü. ‘Sen ağlarsan ben de ağlarım’ diyordu. Gittikten sonra eskisi gibi gülmedim. Sohbet etmeyi çok severdi. Her zaman topluma katılır sohbeti dinlerdi. Tüm yaşamı benim için bir anıdır.”
'Özgür bir yaşam istiyoruz'
Türkiye’nin KDP’nin işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerinde devam eden saldırılarına değinen Hatice, “Şu anda Başûr'da dönük saldırılar var. Benim yüreğim yandı başka annelerin yüreği yanmasın artık. Bu savaş son bulsun. Biz ölüm ve savaş istemiyoruz. Bu savaşa karşı herkes ayaklanmalı ve ses çıkarmalı. Bizler özgür bir yaşam istiyoruz” dedi.
Ailesinin Avînar diye hitap ettiği Suzan'ın ardından ilçede doğan kız çocuklarının birçoğuna Avînar ismi konuldu.