Müjde Tozbey: Kadınların yaşaması için mücadele sürecek

  • 09:27 7 Haziran 2022
  • Hukuk
İSTANBUL - Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dönük açılan davaların duruşmaları bugün itibariyle Danıştay'da görülmeye başlanıyor. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Genel Başkanı Avukat Müjde Tozbey, kadınların yaşam hakkı için İstanbul Sözleşmesi’ni Danıştay'da savunacaklarını söyledi.
 
Türkiye, 11 Mayıs 2011 tarihinde ilk imzacısı olduğu, kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Sözleşmesi”nden AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararı ile 20 Mart 2021’de çekildi. Bunun üzerine kadın örgütleri başta olmak üzere birçok siyasi parti, baro, sivil toplum örgütü ve çeşitli kesimlerden kadın sözleşmeden tek kişinin kararı ile çıkılmasına tepki göstererek Danıştay'a kararın yürütmesinin durdurulması talebiyle başvuruda bulundu.
 
Danıştay savcısı kararın iptal edilmesini istedi
 
Danıştay 10'uncu Dairesi’nde 28 Nisan’da 10 kurumun başvurusu görüşüldü. Binlerce kadının Türkiye'nin dört bir yanından katılarak İstanbul Sözleşmesi’ni savunduğu duruşmada, Danıştay savcısı sunduğu mütalaada çekilme kararının iptal edilmesi talebinde bulundu. Danıştay savcısının iptal kararını vermesini kadınlar, kadın mücadelesinin bir kazanımı olarak değerlendirdi.
 
‘Dava politik bir mücadelenin ürünüdür’
 
Danıştay'a kararın yürütmesinin durdurulması talebiyle başvuruda bulunan 22’si baro olmak üzere 26 ayrı başvurucunun duruşması da 7, 14 ve 23 Haziran tarihlerinde Danıştay'da görülecek. Bugün Danıştay'da başvurularına ilişkin duruşması görülecek kurumlardan biri olan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey, dernek olarak Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini öngören Cumhurbaşkanı kararının “hükümsüz” olduğunu söyleyerek Danıştay’da dava açtıklarını ifade etti. Müjde, hukuken bir sonuç alınmasa bile mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek, “Danıştay’ı ‘iktidarın Danıştay’ı’ olarak tanımlıyoruz. Danıştay'ın politik karar vermesi bizi şaşırtmayacaktır. Bu dava politik bir mücadelenin ürünüdür. Tüm gücümüzle mücadele ediyoruz. Ondan dolayı baroların, siyasi partilerin dava açması önemli” diyerek kararın iptali için açılan davaların önemine dikkat çekti.
 
Siyasal yaklaşımın sembolü
 
Türkiye’de tek bir kadının dahi şiddete maruz kalmadığı güne kadar kadınların yaşama hakkını savunmaya devam edeceklerinin altını çizen Müjde, “Kadınların yaşamını koruyan İstanbul Sözleşmesi’ne dokunmayı aklınızdan dahi geçirmeyin. İstanbul Sözleşmesi’ne girme kararı nasıl ki toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir demokratik toplum idealini önüne koyan bir sembol ise sözleşmeden çıkma kararı da tam tersine cinsiyetçiliğe dayalı otoriter, baskıcı, gerici toplum düzenini tercih eden bir siyasal yaklaşım tercihinin sembolü oldu. İstanbul Sözleşmesi’nde bahsedilen bütünlüklü toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önüne alan, yapıcı politikalar dışında şiddete son vermenin başka bir çözümü yok” diyerek İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidarın kadın katliamlarını önlemek için “sözde attığı adımların bir anlam ifade etmediğini” söyledi.
 
Örgütlü mücadele sürdürülecek
 
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı hukuksal olarak yürütülen mücadelenin yeterli olmadığını dile getiren Müjde, mücadeleyi örgütlü bir şekilde sürdüreceklerini kaydetti. Müjde, “Sokaklarda aydınlar, laikler, sosyalistler yani tüm halkımız olarak bir mücadele yürüteceğiz. Hiçbir kadının şiddete uğramaması için mücadelemizi sürdüreceğiz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. İstanbul Sözleşmesi’nin ve kadınların yaşaması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.