Devrim öncesi yok sayılanlar şimdi siyasetin öncüsü

  • 09:04 7 Haziran 2022
  • Güncel
Sîdra Mamo-Yara Kendeş
 
ŞEHBA/KOBANÊ - Rojava Devrimi öncesi kadınlara hiçbir alanda fırsat verilmediğini söyleyen Kuzey ve Doğu Suriyeli siyasetçi kadınlar devrimle birlikte bunun değiştiğini söyledi. Siyasetçiler, kadınların gücünü ve iradesini ortadan kaldırmak isteyen herkese karşı direneceklerini vurguladı.  
 
Kadınların öncülüğünde 19 Temmuz 2012’de gerçekleşen Rojava Devrimi ile birlikte, başta Kuzey ve Doğu Suriye olmak üzere Ortadoğu’da yeni yaşamın inşa süreci başladı. Dünyada birçok kadın ve kadın örgütü, inşa edilen yaşamın kendileri için ilham kaynağı olduğunu her fırsatta dile getirirken, bu yaşamın AKP-MHP iktidarının saldırıları ile ortadan kaldırılmak istendiği belirtiliyor. 
 
Yaşamın birçok alanında inşaya öncülük eden kadınlar, siyaset alanında geçmişten bugüne nasıl geldiklerini ve saldırılar karşısında direneceklerini, kazanımlarından vazgeçmeyeceklerini söylüyor. Siyasetçi kadınlar, devrim öncesi yaşamın hiçbir alanında olmayan, fırsat verilmeyen kadınların şimdi her alanda olduğu gibi siyasette de öncülük ettiklerini ifade ediyor. 
 
Efrîn Bölgesi Demokratik Birlik Partisi (PYD)  Kadın Meclisi üyesi Sureye Mistefa ve Kobanê Bölgesi PYD Kadın meclisi üyesi Elmaz Romî devrim öncesi durumu ve sonrasındaki kazanımlarını, mücadelelerini anlattı.  
 
Devrim öncesinde kadınların rol ve misyonlarının ortadan kaldırıldığını belirten Sureye, “Bugün gelinen aşamada dünyada büyük bir kaos ve tıkanma yaşanıyor. Bunun yanı sıra kadınların yeniden alanlara çıktığını ve insanlığın başlangıcına, neolitik dönemdeki özlerine dönüşü yaşadıklarını görüyoruz. Kadınlar başlangıçta toplumsallaşmayı inşa etti. Toplumsallaşma kadın ekseninde gelişti. Ancak daha sonrasında bu sistem erkek tarafından bozuldu. Erkek egemen sistem hakim oldu. 5 bin yıldır siyaset de tersine döndü, her şeyi kendi hizmetlerine sokan hegemon devletlerin hizmetine girdi”  dedi. 
 
Önce kadınlar hedef alınıyor
 
Hegemon güçlerin toplumda egemenliklerini kurmak için öncelikle kadınları hedef aldıklarını dile getiren Sureye şu ifadeleri kullandı: “Hegemon güçler, toplum üzerinde hakimiyet kurabilmek için öncelikle toplumun temeline el atıyorlar. Biz biliyoruz ki toplumun temeli de kadındır. Bu yüzden kadını hedef alıp, eziyorlar, iradesizleştiriyorlar. Bu şekilde toplumu zayıf bırakıyorlar. Ancak 21’inci yüzyılda kadınlar, Önder Apo’nun düşünce ve felsefesi ile yaşamı doğru tanıdı, doğru anlamlandırarak tanımladı. Bu tarihin de doğru tanımlanmasını getirdi. Ortadoğu’da bugün yaşanan kirli karmaşanın çözümü için demokratik bir fikre ihtiyaç var. Çünkü bugün yaşanan savaş, toplumu, insanı, doğayı ve tüm dünyayı olumsuz etkiliyor.”
 
Kadınlar kendi özüne döndü
 
Rojava Devrimi ile kadınların rollerinin öne çıktığını kaydeden Sureye, “Şu anda yaşanan kaos ve karmaşayı ortadan kaldırmak için Önder Apo’nun düşünce ve felsefesine ihtiyaç var. Egemenlerin bu kirli siyasetini ortadan kaldırmak için öncelikle kaybettiklerimize dönmeliyiz. Nerede kaybettiysek orada bir arayışa yönelmeliyiz. Halkların bahar devrimi ile birlikte kadınların toplum içerisindeki rollerinin ortaya çıktığını, güncellendiğini gördük. Kadınlar bu devrim ile birlikte kendi özlerine dönüşü sağladı. Günümüzde yaşanan 3’üncü Dünya Savaşı ile birlikte kadınlar artık sokaklara çıkarak siyaset yürütüyor. Yine toplumu yönetiyor, egemenlerin tüm planlarını boşa çıkarıyor. Rojava Devrimi, neolitik süreci güncelleştirdi, kadınların kendi rollerini oynayarak tüm dünyaya örnek olmalarının yolunu açtı” sözlerine yer verdi. 
 
Devrim sonrası kadınlar alanlara aktı
 
 Devrim sonrası kadınların alanlara aktığını söyleyen Sureye şunları dile getirdi: “Bugün bütün kurumlarda, partilerde, toplumun her alanında kadınlar doğru bir temelde rolünü oynuyor ve iradeleri açığa çıkıyor.  Aile içerisinde bile kadınların rolleri değişti. Artık doğru ve demokratik bir siyaset yürütülüyor. Bu da, beraberinde egemen zihniyeti yavaş yavaş değiştiriyor. Zulüm altındaki yaşamdan ortak yaşama doğru adım atıyor. Yine kadınların yaklaşımı, çalışmaları, tutumları tüm toplumu etkiliyor. Eğer bir kararda kadınların görüşü ve rolü yoksa orada egemen siyasetin yürütüldüğünü görüyoruz. Kadının olmadığı yerde özgürlük ve demokrasi de olmuyor.”
 
‘Kaos kadın eliyle çözülür’
 
“Siyasette doğru bir düzelmenin olması için kadının rolü ve duruşu oldukça önemli” diyen Sureye, “Mevcut kaos ve tıkanıklığın ancak kadınla aşılabileceği bir düzeye ulaşmış bulunuyoruz. Kadının mücadelesinin olumlu sonuçlarının topluma da yansıdığını görüyoruz. Önümüzdeki süreçte daha olumlu değişimlerin olacağına inanıyoruz. Demokratik bir siyaset de ancak kadın eliyle geliştirilebilir. Ahlaki ve politik topluma ulaşıncaya kadar da bu devam edecek” dedi. 
 
‘Rejim kadına fırsat tanımadı’
 
Devrimden önce kadının siyaset alanında yaşadıklarına ve durumuna değinen Elmaz Romî ise şunlara dikkat çekti: “Devrimden önce kadınlar ne yapıyordu, yaşamın her alanında nasıl bir rolü vardı? 19 Temmuz Devrimi öncesi Kuzey ve Doğu Suriye’de kadının neredeyse hiçbir imkanı yoktu. Kadınlar bu kadar çalışma yürütemiyordu, alanlara çıkamıyordu. Çalışmak isteyen kadınlar için imkan neredeyse yoktu. Çünkü o dönemde her şey Baas rejimine bağlıydı. Bu yüzden de kadınların kendini yönettiği bir kurum yoktu. Rejim kadınlara hiçbir fırsat vermemişti. Özellikle de Kürt kentlerinde bu yoktu. Sadece kadınların okullarda eğitim verme imkanı vardı.”
 
‘İrade ve güç sahibi kadın kabul edilmiyordu’
 
Baas rejiminin kadınları sınırlara hapsettiğini söyleyen Elmaz, “Rejim döneminde kadınların toplum içinde hakları yoktu. Bir kadın çalışması yürütemiyorlardı. Çalışma yürütmek isteyen kadınlar gözaltına alınıyordu. Yani toplumda irade ve güç sahibi olan kadını kabul etmiyorlardı. Bu yüzden de kadınlar özgürce hareket edemiyordu. Bu 19 Temmuz Devrimi ile birlikte değişti. Devrimle kadın tanındı. Kadınlar tüm dünyanın gözü önünde direniş ve başarıya damga vurdu. O dönemde rejim Kürtlerin yaşadığı bölgelerden çıktı. Kadınların çalışmaları gelişti. Artık kadınlar rahat hareket edip çalışma yürütebiliyordu. Kadınlar örgütlenerek kendini yönetti, her açıdan önemli bir rol oynamaya başladı” şeklinde konuştu. 
 
‘Siyasetçi kadınları zayıf bırakmak istediler’
 
Kadınların devrimden sonra her alanda kendilerini yönettiğini belirten Elmaz,  şöyle devam etti: “Devrimde büyük emek veren kadınlar, sonrasında da birçok alanda kendini yönetmeye başladı, kadın bilinci ve özgürlüğünü kadınlara tanıttı. Kendilerini örgütleyen Rêvan, Zehra, Arîn Mîrkan gibi öncü kadınlar işgale karşı mücadeleleriyle direnişi büyütüp tüm dünyaya örnek oldu. Sizin de bildiğiniz gibi fikir ve düşünceleri ile öne çıkan Suriye Gelecek Partisi’nden Hevrîn Xelef işgalcilerin hedefi oldu. Çünkü güçlü kadından korkuyorlar. Bu yüzden de siyasetçi kadınları zayıflatmak istediler.”
 
‘Herkese karşı direneceğiz’
 
Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların büyük bir güç olduğunu dile getiren Elmaz, bunun devrimin mirası olduğunu sözlerine ekledi. Kadınların bugün Özerk Yönetim’in her alanında yönetimlerde yer aldığını belirten Elmaz, siyasi partilerde görev aldıklarını söyledi. Elmaz son olarak, “Tekrar ediyorum, özgür bir toplum için, kadınların gücünü, iradesini ortadan kaldırmak isteyen herkese karşı direneceğiz. Ve barışa cevap olacağız” diye konuştu.