VAN - Van’da “Tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak için Gemlik’e yürüyoruz” şiarıyla gerçekleştirilecek yürüyüşe katılım çağrısı yapıldı. 

 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP)  Van İl Örgütü, “Tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak için Gemlik’e yürüyoruz” şiarıyla 12 Haziran’da Bursa’nın Gemlik ilçesine yapılacak yürüyüşe ilişkin partilerinin il binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP), Tevgera Jinên Azad (TJA), Barış Anneleri Meclisi, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği  (TUHAY-DER) yöneticileri başta olmak üzere çok sayıda kurum katıldı.

 

‘Türkiye tarihinin en büyük krizini yaşıyor’

 

Toplantıda konuşan DBP Van İl Eşbaşkanı Çetin Uyar, Türkiye’deki bütün sorunların ana kaynağının Kürt sorununda yaşanan çözümsüzlük olduğunu söyledi. Kürt sorununda çözümsüzlüğün, toplumsal muhalefeti teslim almanın aracı kılındığını ifade eden Çetin, Türkiye’nin sosyal, siyasal, iktisadi ve kültürel olarak en krizli dönemini yaşadığına dikkat çekti. Çetin, “İktidar mevcut çoklu krizi, küresel kriz üzerinden örtbas etmeye çalışadursun; bilmekteyiz ki içinden çıkılmaz bu halin nedeni, küresel kapitalist sistemin varoluşsal krizine Türkiye’nin kendi varoluşsal krizlerinin eklemlenmesidir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken söz konusu sistemsel krizlerin en temel sebeplerinden birisi de Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülememiş olmasıdır. Çözümsüzlük, AKP-MHP iktidarı tarafından toplumsal muhalefeti teslim almanın aracısı kılınırken; çözüm ise başta mevcut iktidarın kaybetmesi, ülke halklarının barış, huzur, refah ve özgürlüklerle buluşması demek olacaktır” dedi.

 

‘Sayın Öcalan 23 yıldır tecride karşı direniyor’

 

Abdullah Öcalan’ın 23 yıldır toplumun çıkarları için direndiğini vurgulayan Çetin, “Bütün bu tehlikelerin ve oyunların farkında olan Sayın Öcalan, Türkiye’ye getirildiği 1999 yılından bugüne Kürt sorununa dair geliştirdiği ‘Toplumsal Barış ve Demokratik Cumhuriyet’ perspektifiyle iktidarların savaş ve kutuplaştırıcı politikalarını boşa çıkarmaya çalıştı. Dar parti ve iktidar çıkarlarının karşısına; halkların, emekçilerin, kadınların, inançların ve doğanın çıkarlarını gözeterek hareket etti. İmralı’da bulunduğu 23 yıl boyunca toplum karşıtı her düşünceye, ideolojiye karşı toplumun çıkarlarını savundu ve savunmaya devam ediyor. Bu gerçekten hareketle İmralı adası, halklara köleliği, sömürüyü dayatan anlayışla demokrasi ve özgürlüğü geliştirmeye çalışan anlayışın temel mücadele sahası oldu ve olmaya devam ediyor” sözlerini kullandı.

 

‘Halk tecride karşı çıkmalı’

 

Halkın tecride karşı çıkması ve Kürt sorununun çözümü için mücadele etmesi gerekliliği üzerinde duran Çetin şöyle devam etti: “Bu toplumsal barış tavrı da halkların ortak ve demokratik geleceğini savunmak anlamına gelmektedir. Dolayısıyla İmralı’da uygulanan mutlak tecrit ve işkence sistemine karşı politik, etik ve hukuki olarak itirazı yaygın ve daha kapsamlı bir hale getirmek zorundayız. Benzeri sorunları salt askeri yöntemlerle çözmeye çalışan devletlerin günümüzde tekleşen, yozlaşan ve ekonomik olarak da iflas eden halleri bilinmektedir. Sorunlarını diyalog ve barışçıl yollarla çözen ülkelerin yaşadığı gelişmişlik seviyesi de ortadadır. Bu şartlar altında halen tecrit siyasetinde ısrar ve ‘sınır ötesi operasyon’ adı altında yaygınlaştırılmaya çalışılan iktidarcı, sermaye dostu savaş siyasetine karşı ezilen tüm kimliklerin ve doğanın yaşam politikasını savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz.”

 

Yürüyüşe çağrı 

 

Herkesi Gemlik Yürüyüşü’ne çağıran Çetin son olarak şu şekilde konuştu: “Tüm duyarlı çevreleri, dost güçleri ve demokratik kamuoyunu Gemlik’e yapacağımız yürüyüşe destek vermeye çağırıyoruz. Bütün Türkiye halklarını, kadınları, gençleri, derdi demokratikleşme olan herkesi 12 Haziran’da tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak için yürüyüşe katılmaya çağırıyoruz. 11 Haziran günü saat 12.00’da HDP il binası önünden yola çıkacak barış kervanını uğurlamaya tüm halkımızı davet ediyoruz. Demokratik bir gelecek, özgür bir Ortadoğu için hep birlikte yüzümüzü Gemlik’e dönerek bu mücadeleyi büyütmenin, tecridi kırmanın zamanı, zaman özgürlük zamanıdır.”