'Munzur Üniversitesi'ndeki taciz iddiaları soruşturulmalı'

  • 16:47 21 Ekim 2024
  • Siyaset
 
 
ANKARA – DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu, Munzur Üniversitesi’nde taciz iddialarının etkin şekilde soruşturulmadığını belirterek, yetkilileri göreve çağırdı.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersim Milletvekili Ayten Kordu, kaybedilen Gülistan Doku’nun öğrencisi olduğu Munzur Üniversitesi’nde öğrencilere dönük taciz, tecavüz ve şantaj iddialarına ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. 
 
‘5 yıldır etkin soruşturma yok’
 
Munzur Üniversitesi öğrencisiyken kaybolan Gülistan Doku'nun 5 yıldır akıbetinin sorulduğunu ama tek bir cevap alamadıklarını söyleyen Ayten, “Gülistan Doku'nun doğum günü dolayısıyla aile de sosyal medyadan bir mesaj yayınladı, ‘Kızımız 21 yaşında kaldı’ diye. Er ya da geç, sorumlular hesap verene kadar peşini bırakmayacağız' dedi. 5 Ocak 2020'de Gülistan Doku, Munzur Üniversitesi öğrencisiydi ve kayboldu. Yaklaşık 5 yıldır hâlâ etkin bir soruşturma yürütülemiyor, yürütülmüyor. Bu ülkede kadınlar katlediliyor, kaybettiriliyor, tacize ve tecavüze uğruyor; cezasızlık politikalarıyla, AKP-MHP'nin erkek egemen ve kadın düşmanı politikalarıyla kadınlar katledilmeye ve kaybettirilmeye devam ediyor. 5 yıla yakındır, kadın hareketleriyle, avukatlarla ve duyarlı kesimlerle birlikte sürekli açıklamalarda bulunduk, yürüyüşler gerçekleştirdik. 'Gülistan nerede?' dedik. Yetkilileri göreve çağırdık. Gülistan nerede? Yaşıyor mu, yaşamıyor mu? Kendisine dair etkin bir soruşturmanın yürütülmesi çağrısını yineliyoruz. Bu konuda hem Meclis'ten seslendik, hem de soru önergeleri ve araştırma önergeleri verdik, ama 'soruşturma devam ediyor, gizlilik kararı var' diyerek cevap verildi" dedi. 
 
‘Erkek devlet işbirliği devam ediyor’
 
"Diğer birçok katliam önergesinin reddedildiği gibi, Gülistan’a ilişkin önergelerin de ret aldığını hatırlatan Ayten, bunun peşini bırakmadıklarını söyledi. Ayten, “Bu ülkede ‘erkek vuruyor, devlet koruyor’ derken aslında bir gerçekliği işaret ediyoruz kadınlar olarak. Gülistan Doku olayı da böyle. Failler geç gözaltına alındı, sonra bırakıldı, yurt dışına kaçtılar ve onlar hakkında hiçbir etkin soruşturma yürütülmedi. Avukatların açıklamalarında, kriminal raporlar sonucunda bazı gerçekler ortaya çıkmasına rağmen etkin bir soruşturma yürütülmüyor, avukatların başvuruları cevapsız kalıyor. Biz şunu anlıyoruz: AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikaları erkek katilleri koruyor, geliştirilen politikalarla erkekleri katliamlara teşvik ediyor. Erkek-devlet işbirliği devam ediyor. Biz buradan bu adaletsizliğin peşini bırakmayacağız ve failler bulunup yargılanana kadar, ceza alana kadar davayı takip edeceğiz ve dosyanın kapanmasına müsaade etmeyeceğiz. Gülistan Doku’yla ilgili hâlâ etkin bir soruşturma yürütülmeyerek arkasında hangi gerçeği saklıyorsunuz? Dersim’de hangi gerçekler saklanıyor? Daha büyük çeteler, suç örgütleri mi var? Bunlar Gülistan Doku üzerinden örtbas edilmeye mi çalışılıyor? Çünkü bu kadar geçen zamana rağmen etkin bir soruşturma yürütülmemesinin başka bir izahatını göremiyoruz” sözlerini kullandı.
 
‘Dersim’de kadınları takip etmeye devam edeceğiz’
 
Dönemin valisi ve şimdiki valinin, aileye komisyon kurarak dosyayı inceleyecekleri sözü vermesine rağmen, geçen bir yıllık süre içinde bir gelişme olmadığını kaydeden Ayten, soruşturmanın yeniden yürütüldüğüne ya da derinleştirildiğine dair bir açıklama yapılmadığını ifade etti. Sorumluluğun Adalet Bakanlığı, valilik ve emniyet müdürlüğüne ait olduğunu belirterek bu kurumlara seslenen Ayten, “Gerçekler mutlaka açığa çıkarılmalıdır. Aksi halde bu soruları sormaya devam edeceğiz ve gerçekler açığa çıkana, faillere cezaları verilene kadar ‘Gülistan Doku nerede?’ demeye, tüm kadın hareketleri ve Dersim'deki kadınlarla birlikte takip etmeye devam edeceğiz. Ta ki bu soruşturma etkin yürütülüp failler aydınlatılıp cezaları verilene kadar. Biz Gülistan Doku'yu unutmadık, unutmayacağız' dedi” ifadelerini kullandı. 
 
‘Üniversite taciz iddialarıyla gündemde’ 
 
Ayten devamında şunları söyledi: "Munzur Üniversitesi sürekli öğrencilerle ilgili politikalarıyla gündeme geliyor. Daha önce de üniversitedeki öğrenciler, demokratik haklarını kullanmak için bir araya geldiklerinde, kendilerine baskı yapıldığını, ajanlık teklif edildiğini, tehdit edildiklerini ve aileleri üzerinden baskı kurulduğunu açıklamışlardı. Biz de bu durumu Meclis'te dile getirmiştik. Şimdi ise üniversite taciz iddialarıyla gündemde. Daha önce de Munzur Üniversitesi'nde taciz iddiaları gündeme gelmişti. Dersim'deki Emek, Özgürlük, Demokrasi ve Kadın Hareketleri, Munzur Üniversitesi'nde üniformalılar aracılığıyla taciz, tecavüz, para karşılığında cinsel ilişkiye zorlama ve şantajla kadın öğrenciler üzerinde baskı kurulduğunu, üniversitenin bu konuda bir araç haline getirildiğini duyurmuştu. Şimdi bunlara yenileri eklendi. Özellikle kadın öğrenciler üzerinde bu baskı politikaları uygulanıyor. Toplum, kadınlar üzerinden dizayn edilmeye çalışılıyor. Yükselen kadın mücadelesine karşı, kadınlara baskı uygulayarak onları evlerine hapsetmeyi amaçlayan politikalar geliştiriliyor.
 
Taciz dilekçelerine rağmen soruşturma yürütülmedi 
 
Kadın öğrenciler, üniversitede D.K. adlı bir öğretim görevlisi tarafından tacize uğradıklarını söylediler ve bu durum basına yansıdı. Öğrenciler, bir süredir bu öğretim görevlisinin video ve çeşitli mesajlarla kendilerini taciz ve tehdit ettiğini ifade ettiler. Bu duruma ilişkin defalarca dekana ve bölüm başkanına başvuruda bulundular. Başvurular sırasında D.K. adlı öğretim görevlisinin daha önce de birçok kadın öğrenciye tacizde bulunduğunu öğrendiler. Ancak üniversite yetkilileri, bu konuda etkin bir soruşturma yürütmedi. Kadın öğrenciler, bölüm başkanına ve dekanlığa başvurularını yaptılar. Bizlere gönderdikleri mesajlarda şöyle diyorlar: ‘Biz buraya okumaya geldik, okumak istiyoruz, ama kendimizi güvende hissetmiyoruz. Sürekli tacize maruz kalıyoruz. Bu tacizin son bulması için tüm kadınları yanımızda olmaya, sesimize ses vermeye çağırıyoruz.’ Bu öğretim görevlisinin tacizine karşı çağrıda bulunuyoruz. Derhal soruşturma başlatılmalı ve dilekçeleri zamanında değerlendirmeyen ya da soruşturma yürütmeyen dekan ve araştırma görevlileri görevlerinden alınmalıdır.
 
Rektör görüşmelere çıkmıyor
 
Üniversite, Dersim’de özel savaş politikalarının aracı haline getirilmek isteniyor ve bu amaçla işletiliyor. Munzur Üniversitesi'nde yoğun olarak Kürt öğrenciler eğitim görüyor. Üniversite, bu öğrencilere yönelik özel savaş politikalarının aracı haline getiriliyor. Bu taciz olaylarının da bu politikaların bir parçası olarak ilerlediğini biliyoruz. Bu nedenle ilgili yetkililere sesleniyoruz: Konuyu öğrenmek amacıyla rektörle bir görüşme talep ettik, ancak rektör bizimle görüşmekten kaçındı, telefonlarımıza cevap vermedi, geri dönüş yapmadı. Biz ilin tek vekiliyiz ve bilgi almak istiyoruz, ama rektör telefona çıkmıyor. Buradan rektöre de sesleniyoruz: Kaçmayın, sorumluluklarınızdan kaçmayın. Üniversite öğrencilerinin bilimsel ve güvenli bir eğitim alması konusunda sorumluluğunuz var. Dolayısıyla bu davanın peşini bırakmayacağız. Kadın öğrencilere şunu söylüyoruz: Biz Dersim'de, başta kadınlar olmak üzere, emek, özgürlük ve demokrasi yanlısı kadın hareketleriyle birlikte sizlerin yanındayız. Bu tacize, bu şantajlara ilişkin olarak, bu öğretim görevlisine soruşturma açılıp gereken yapılana kadar davanın peşini bırakmayacağız."