Selma Gürkan: Halklara karşı sorumluluğumuz var

  • 09:07 30 Haziran 2023
  • Siyaset
Dilan Babat 
 
ANKARA – Seçimden sonra gerçekleştirdikleri ilk toplantıya dair değerlendirmelerde bulunan Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Kürt halkının kendi siyasi hareketinin almış olduğu kararın gereğini yaptığını söyledi. Selma,  Emek ve Özgürlük İttifakının değişim talebine karşı programlarının cevap olduğunu ama bunu halka anlatma konusunda yetersiz kaldıklarını dile getirdi. 
 
 Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nin üzerinden bir ayı aşkın bir süre geçti. Seçim süreci boyunca seçmenler tarafından, “Kendi Cumhurbaşkanı adayını çıkarmalıydı” ve “İttifaklar ile seçime girmemeliydi” gibi eleştirilerin yapıldığı Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) bir de kapatma davası gündemdeydi. “Sıfır risk”  diyerek, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile seçimlere giren HDP, seçim sonuçlarına ve gelen eleştirilere dair aldıkları toplantılarla eleştiri sürecini başlattı. HDP’nin iç toplantılarının ardından Emek ve Özgürlük İttifakı da 14 Haziran’da ilk toplantısını düzenledi.  
 
Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde yer alan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan seçim sürecine ve yaptıkları toplantıya dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘AKP’nin sandık başarısı mutlak bir başarı değildir’
 
Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin bittiğini ama tartışmaların bitmediğini söyleyen Selma, seçimlere gönül rahatlığıyla, demokratik bir ortamda girilmediğini ve anti demokratik bir seçim sürecinin yaşandığını belirtti. Selma, “Yalanın, montajın, manipülasyonun örgütlendiği, baskıların olduğu bir seçim atmosferiydi. İktidar tarafının eşitsiz bir propaganda olanağına sahip olduğu, kamu kaynaklarının yoğun kullanıldığı bir seçim süreci oldu. Bütün bunlara rağmen bir seçim sonucundan başarı elde edilmeye çalışıldı. Sandıktan Erdoğan çıkmış olsa bile, parlamentoda AKP çoğunlukla çıkmış olsa bile sandığa oyların hangi koşullarda girdiği ve çıktığı tartışması sürecek. Sandık başarısı mutlak bir başarı değil. Çünkü özellikle sanayi havzaları dediğimiz kesimlerde; Ankara ve İstanbul’da hem Erdoğan hem AKP birinci parti olamamıştır. Toplam AKP’nin oy oranında yüzde 35’lere kadar gerilediğini, en yüksek olduğu dönemden bugüne 12 puan kaybettiğini görebiliyoruz. MHP ile ittifakını düşündüğümüz de Kayseri, Konya gibi yüksek oranda oy aldığı illerde oy oranlarının düştüğünü görüyoruz. AKP bu seçimde gücünü de gördü. Kutuplaştırıcı siyaset, yalan propagandası, belirli siyasal kesimleri ve toplumsal kesimleri düşman ilan etmesi gibi. Ötekileştirme politikası üzerinden halkı kısmen gördü ama aynı zamanda açmazlarını gördü” dedi.
 
‘Kürt halkı gereğini yaptı’
 
Emek ve Özgürlük İttifakı olarak bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracaklarını, ancak 6 Şubat günü Mereş merkezli depremlerin yaşandığını anımsatan Selma, “Biz bir ay Emek ve Özgürlük İttifakına dahil olan güçlerle ve toplumsal güçlerle birlikte iktidarın yapamadığı işi yapmaya çalıştık. İktidarın el uzatmadığı yerde halk birbirine elini uzattı. Bizler bir buçuk ay boyunca depremin  yarattığı sonuçlarla mücadele etmeye çalıştık. Özellikle deprem sonrası siyasi iktidarın yönelimlerini gördüğümüzde ayrı bir aday çıkarmanın siyasal koşulları açısından ihtiyaç olmadığına karar verdik. Burada deprem çok belirleyiciydi. Kuşkusuz buna rağmen aday çıkarılabilir miydi çıkarılırdı. Ama o zaman da bugünkü sonucu alsak hem sosyalistler çok eleştirilecekti hem de Kürt hareketi çok eleştirilecekti. Bu sonuca bakarak bu tartışmalar yanlıştır, özellikle ikinci turda Millet İttifakı’nın en milliyetçi, en kutuplaştırıcı söylemlere sarılmış olmasına rağmen Kürt halkı kendi siyasi hareketinin almış olduğu kararın gereğini yerine getirdi. İki turda da bölgeden alınan oylara baktığımızda kimsenin söz söyleme hakkı yok” diye vurguladı. 
 
‘Programımızı halka anlatmakta yetersiz kaldık’
 
İttifakın bir programı olduğunu, halkın önüne bir seçenek sunduklarını kaydeden Selma, şöyle devam etti: “Biz şu iddiayla çıktık ve şöyle dedik; Cumhur İttifakı’nın ve Millet İttifakı’nın programı da ehem ekonomik hem de politik alanda halkın derinleşmiş sorunlarına çözüm getirmeyecektir. Ülkenin demokratikleşmesi için bir çözüm üretmeyecektir. Yaşanan ekonomik sorunlara dair kalıcı çözüm üretmeyecektir. Bu nedenle halkın gerçek seçeneği Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ortaya koyduğu programdır. Biz şimdi şunu tartışıyoruz; biz bu programı ve seçeneği halka ne kadar mal edebildik. 6 parti ne kadar çaba sarf ettik. Emek ve Özgürlük ittifakı olarak ortak bir çalışmayı, iradeyi ortaya koyma konusunda başarabildik mi? Bunları değerlendiriyoruz. EMEP olarak değerlendiriyoruz. 
 
‘Eleştiriyi kendimize sunuyoruz’
 
Bu durumu değiştirmek üzere adımlar atıldı ama yeterince karşılık bulmadı. Millet İttifakı, bunun karşılığını alamadı, sermaye sınıfının başka bir kanadı, ekonomik ve siyasi güçlendirilmiş parlamenter sistem, halk nezdinde karşılık bulmadı. Bir değişim talebi vardı, bu değişime cevap verecek bir program değildi. Emek ve Özgürlük İttifakı, bu değişime içerik olarak cevap verecek bir program ama bunu halka anlatma konusunda yetersizliğimizin olduğunu görüyoruz. EMEP olarak üstümüze düşeni alıyoruz ve neyi eksik yaptık eleştirisini kendimize sunuyoruz.” 
 
‘Kapsamlı bir tartışma yürüteceğiz’
 
Seçim sürecinde Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde de bir polemik söz konusu olduğuna işaret eden Selma, “Kendi iç bütünlüğünü sağlayamama noktasında ancak bir ittifak olarak seçime girmeyi başardık, programını korumayı başardık. Bu program gelişme olanaklarını gösteriyor. Kendi iç tartışmasını yürütme sürecini tamamladıktan sonra nasıl bir yol yürüyeceğimize karar vereceğiz. Emek ve Özgürlük ittifakı bir seçenek olarak geçerliliğini korumakta, bugünkü birleşimi ile sınırlı değil, diğer siyasal ve toplumsal kesimlerle nasıl genişletebiliriz, bütün bunları planlama açısından kapsamlı bir tartışma yürüteceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Halklara karşı bir sorumluluğumuz var’
 
 Selma, ittifak olarak yaptıkları toplantının verimli geçtiğini, diğer ittifaklarda olduğu gibi “Seçim bitti, ittifak dağıldı” şeklinde olmadığını vurguladı. Selma, “Türkiye halklarına karşı ittifak olarak bir sorumluluğumuz var. Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerine karşı bir sorumluluğumuz var. Biz sorumluluğumuzun gereği ülkenin önümüzdeki dönem hem ekonomik, hem siyasal koşullar açısından nasıl bir girdap ile karşı karşıya kalınacağını öngörebiliyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı olarak kendimize dair değerlendirmeleri yaptığımızda ileriye dönük planlamalarımızı da  yeniden tartışacağız. Bu, ilk buluşmaydı, devamı gelecek. İçe dönük tartışmalar çok uzun sürmez, çok kısa sürede bu iç muhasebeleri yapıp, mücadeleye dair sorumluluğumuz var. Bu sorumluluk gereği sahaya çıkacağız. Yerel yönetim seçimlerine dair henüz bir tartışma yürütmedik.”