Saliha Aydeniz: Saldırılarla insanlık suçu işleniyor

  • 09:06 4 Haziran 2022
  • Siyaset
Şirin Çınar - Medya Üren
 
DİYARBAKIR - AKP-MHP iktidarının, KDP’nin işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarını değerlendiren DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “KDP, AKP-MHP iktidarıyla aynı politikaları izliyor” dedi.
 
AKP-MHP iktidarının, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) işbirliğiyle 17 Nisan’da Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik gerçekleştirdiği saldırılar sürüyor. Zap, Metina ve Avaşin bölgelerinin de arasında bulunduğu birçok bölge aralıksız bombalanırken, saldırılara ise tepkiler büyüyor.
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik gerçekleşen saldırılara ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Göç politikaları dayatıldı’
 
Saliha, AKP-MHP iktidarının ve KDP’nin işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıların değerlendirilmeden önce yüzyıllardır Kürt halkına karşı saldırıların değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Saliha, “Lozan Antlaşması ve hegemonik devletlerin eliyle yüzyıllardır Kürt halkı siyasette, toplumda ve örgütlenme konusunda öne çıkmasın diye yok sayıldı. Ve bununla birlikte Kürdistan 4 parçaya bölündü. Lozan Antlaşması ile beraber Irak, İran, Suriye ve Türkiye gibi devletler Kürt halkına karşı yürüttükleri politikanın aynısını yürüttü. Uyguladıkları bu politikalarla Kürt halkını kendi coğrafyasından zorla göç ettirerek ve yok ederek Kürt halkına kendi varlıklarını unutturmaya çalıştılar. Tıpkı 80 ve 90’lı yıllarda Kuzey Kürdistan’da 4 bine yakın köy boşaltıldı ve çoğu kişi katledilerek faili meçhul olarak sayıldı. Nasıl ki Kuzey Kürdistan’da bu politikalar gerçekleştirildiyse, bugün Federe Kürdistan Bölgesi hükümeti eliyle Güney’de de aynı politikalar gerçekleştiriliyor” dedi.
 
‘Kuzeydeki saldırılardan bağımsız değildir’
 
Türkiye’nin yok etme politikalarıyla Kürtlerin kazanımlarını yok etmeye çalıştığını kaydeden Saliha, bölgeye dönük politikaların ise sadece Türk devletinin eliyle değil, hegemonik devletlerin desteğiyle gerçekleştiğini ifade etti. KDP’nin AKP-MHP iktidarıyla aynı politikaları izlediğini de  dile getiren Saliha, “Yaklaşık bir yıldır Güney’de ciddi oranda bir sömürü politikası uygulanıyor. Yine aynı şekilde Kuzey Kürdistan’da her gün gerçekleşen siyasi operasyonlar, doğa katliamları ve kadın katliamları söz konusu. Ve bütün bu saldırılar uygulanan politikalarla bağlantılıdır. Bunun için Güney'deki saldırıların Kuzey’deki saldırılardan bağımsız olduğunu söylemek mümkün değildir” sözlerini kullandı.
 
‘Dünyaya karşı insanlık suçu işleniyor’
 
Kapitalist sistemlerin saldırılar üzerinden kendisini var etmeye çalıştığına dikkat çeken Saliha,  “Kapitalist sistemler bugün her yerde krizin en büyüğünü yaşatmaya çalışıyorlar. 3. Dünya Savaşı Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye'de hayata geçirilmeye çalışıyor. Bundan dolayı da bütün dünyaya örnek olmuş olan Sayın Abdullah Öcalan’ın felsefesini yok etmeye çalışıyorlar. Ve Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik mutlak bir tecrit uyguluyorlar. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit gibi bu savaş da ağır bir boyutta yaşanıyor” dedi. 
 
Türkiye’nin, gerçekleştirdiği saldırılarla uluslararası yasalara aykırı bir şekilde davrandığını ifade eden Saliha, “Türkiye savaşta kimyasal silah kullanıyor. Öte yandan yapmış oldukları bombardıman sonucunda  iki çocuk katledildi. Fakat bunlar sadece Türkiye eliyle yapılmıyor. Dünyaya karşı bir insanlık suçu işleniyor. Rusya ve Ukrayna arasında çıkan savaşta herkes buna ‘suç’ dedi ama Kürdistan’da çetelerin eliyle katledilen insanlara kimse suç demedi. Yine aynı şekilde Kuzey Kürdistan’da her gün devletin eliyle kadınlar katlediliyor. Özel savaş politikaları uygulanıyor.  Ama herkes bunlara karşı sessiz kalıyor” diye konuştu.
 
‘Halkımızın yanında yer almaya devam edeceğiz’
 
AKP-MHP iktidarının politikaları karşısında Kürt halkının ortak bir mücadele yürüttüğünü  belirten Saliha, Türkiye'de hukuksuzluk adı altında işlenen suçların ortaya çıkmasında Kürt halkının etkisi olduğunu sözlerine ekledi. Saliha, “Kürtler yüzyıllardır yürütülen bu politikalara karşı müthiş bir mücadele yürütmüştür. Ve Kürtlerin yürütmüş olduğu bu mücadeleyle ne istediğini de çok iyi biliyor. Çünkü Kürt halkı sadece kendi statüsü için bir mücadele yürütmüyor. Ortadoğu'da ve Türkiye'de demokratik bir yaşamın kurulması için mücadelesini yürütüyor. Bizler de DBP olarak nasıl ki halkımız mücadelesinden geri atmayarak mücadelesini büyütmeye karar verdiyse biz de halkımız gibi bu politikalara karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.