HDP Kadın Konferansı sonuç bildirgesi: Kadın siyaset akademileri kurulacak

  • 12:16 24 Mayıs 2022
  • Siyaset
ANKARA - HDP Kadın Meclisi 4’ncü Olağan Kadın Konferansı'nın sonuç bildirgesini açıkladı. Yeni dönem mücadele hattının çizildiği bildirgede, savaş ve tecrit politikalarına karşı mücadelenin yanı sıra kadın siyaset akademisinin oluşturulması kararı alındı. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, “Özgürlükte ısrarlı, mücadelede kararlıyız” sloganıyla 21-22 Mayıs tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirdiği 4’üncü Olağan Kadın Konferansı’nın sonuç bildirgesini açıkladı.
 
Konferans mücadele eden kadınlara adandı
 
Türkçe ve Kürtçe olarak yazılı yayımlanan bildirgede, konferansın kadın dayanışmasından alınan güçle yoğun bir katılım, büyük bir coşku ve umutla gerçekleştirildiği belirtildi. Bildirgede, “Suruç Katliamında yaşamını yitiren Ferdane Kılıç’ın anısını mücadelemizde yaşatarak; sürgün ve soykırımın 158’nci yılında Çerkes halkının acılarını yürekten paylaşıyoruz. Farklılıklarımızın ve renkliliğimizin bizi bir araya getirdiği konferansımıza erkek-devlet şiddeti sonucu katledilen kadınları anarak başladık. Konferansımızı Deniz Poyraz ve Aysel Doğan şahsında yaşamlarını mücadeleye adayan tüm kadınlara atfediyoruz” denildi.
 
Tecrit vurgusu
 
Dünya genelinde erkek egemen kapitalist sistemin yarattığı siyasal, ekonomik, ekolojik ve toplumsal krizlerin derinleştiğine vurgu yapılan bildirgede, küresel bir boyut kazanan bu savaşın aynı zamanda egemen güçlerle birlikte bölgesel iktidarların topyekûn kadınlar öncülüğündeki yeni yaşamın inşasına ve özgürlük fikriyatına da saldırı olduğu belirtilen bildirgede, “Yaşadığımız coğrafyada da, AKP-MHP faşist ittifakı bir bütün olarak muhalefeti ve ezilenleri yok sayan, toplum karşıtı ve kadın düşmanı bir siyasette, mevcut sorunların çözümsüzlüğünde ısrar ederek kendi bekası için ülkeyi çoklu krizlere sürüklemeye devam etmektedir. Kürt sorununun demokratik çözümü yerine bir kez daha imha, inkâr ve asimilasyon politikalarına sarılarak çözümün muhatabı olan Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecridi ağırlaştırmakta ve işgal hareketiyle savaşı tırmandırmakta, Kürt sorununu çözümsüz bırakmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
 
‘Kadınlar devlet şiddetinin hedefi haline getiriliyor’
 
Gezi ve “Kobanê Kumpas” davalarında ve partilerine yönelik kapatma davasında başta kadınları yargılayarak toplumsal mücadeleyi bastırmayı amaçladıklarına işaret edilen bildirgede, “Bu toplumsal mücadelenin öncüsü olan kadın mücadelesine, doğaya, emeğe ve tüm mücadele dinamiklerine yönelik saldırılar iktidarın meşruiyet krizi yaşadığını açıkça göstermektedir. Dini araçsallaştıran tekçi, cinsiyetçi ve militarist iktidar yeni bir rejimi aynı zamanda kadın kazanımlarını ortadan kaldırarak inşa etmeye çalışmaktadır. Erkek şiddetini körükleyerek kadınları yaşam hakları üzerinden tehdit etmekte ve doğrudan devlet şiddetinin hedefi haline getirerek yaşamın her alanında susturmaya çalışmaktadır. Kadınlara ‘makbul’ olmayı dayatan, yaşam tarzına müdahale eden iktidar, kadın bedeni ve varlığı üzerinden kaadınların tüm yaşamını kuşatma altına almaya çalışmaktadır” diye belirtildi.
 
Erkek adalet değil gerçek adalet talebinden vazgeçmiyoruz 
 
Saldırılara tehditlere ve şiddete rağmen meşruiyet krizini açığa çıkaran gücün aynı zamanda doğrudan kadınların tarihsel isyanı, direnişi ve öz gücü olduğuna dikkat çekilen bildirgede şöyle denildi: “Haklarımızı gasp eden otoriter rejime karşı her alanda direniyor, örgütleniyor ve isyanımızı büyütüyoruz. Erkek-devlet şiddeti sonucu katledilen kadınların sesi olmaya çalışarak mahkeme salonlarında, alanlarda, sokakta ‘Erkek adalet değil, gerçek adalet’ talebimizden vazgeçmiyoruz. Feshedilmek istenen İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanması için mücadelemizi büyütüyoruz. Kadın mücadelesinin en önemli kazanımlarından biri olan eşbaşkanlık sistemine, eşit temsiliyet ilkemize saldırılmasına ve kayyım zihniyetiyle irademizin yok sayılmasına karşı örgütlenmeye devam ediyoruz. Doğamıza, deremize, ormanımıza, tarihimize kepçe vuranlara karşı ekoloji mücadelesini sürdürerek sesimizi yükseltiyoruz.
 
Emek bizim gelecek bizim 
 
Emeğimizi evde, işyerinde ve her yerde sömürenlere, bizleri yoksullaştıranlara, mülksüzleştirenlere ve geleceksizleştirmeye çalışanlara ‘Emek bizim, gelecek bizim’ diyerek yeni yaşamı örüyoruz. Kimliklerimiz, bedenlerimiz, farklılıklarımız, yaşam tarzlarımız üzerinden bizleri ayrıştıranlara karşı bir araya gelip mücadelemizi yükseltiyoruz. Yaşamlarımızı kuşatan göç ve zorla yerinden edilmelere, savaş ve işgale karşı barış mücadelemizi yükselterek enternasyonal kadın dayanışmamızı güçlendiriyoruz. Gezi ve Kobanî davalarında tutsak edilen kadınların, Gülistan Doku, Emine Şenyaşar ve yakınları için Adalet Nöbetinde olan tüm kadınların sesi oluyoruz. Mezarlarımızı tahrip ederek, cenazelerimize saldırarak bizleri belleksizleştirmeye çalışan devlet aklına karşı değerlerimize sahip çıkıyoruz.”
 
‘Kadın özgürlük yürüyüşümüzü büyütme kararı aldık’
 
2 gün süren konferansta, eleştiri, özeleştiri mekanizmalarının hayata geçirilerek örgütsel durumların kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğine vurgu yapılan bildirgede, “Kadın cephesinden yükseltilen mücadelenin önemi ve yöntemleri üzerine etkili tartışmalar yürüttük. Kadın özgürlük yürüyüşümüzü büyütme ve kadın örgütlülüğünü güçlendirme kararlılığımızı bir kez daha vurguladık” denildi. 
 
Konferansta yapılan tartışmalar sonucunda şu başlıklar öne çıktı:
 
Üçüncü yol siyasetimizi büyüteceğiz
 
Savaş, kriz ve şiddetten beslenen kapitalist erkek egemen iktidarlara karşı örgütlenmenin ve mücadelenin toplumsallaşmasını esas almaya devam edeceğiz. Halklara savaşın, krizin, ırkçılığın, erkek egemenliğinin benzer biçimlerini farklı gibi sunan ‘iki yolun’ da bizlere demokrasi, özgürlük, barış, adalet ve eşitlik getirmeyeceğinin bilinciyle 3’üncü Yol Siyasetimizi büyüteceğiz, kadınlar olarak faşizme karşı ortak mücadeleyi güçlendireceğiz, Demokrasi İttifakını hep birlikte öreceğiz.  
 
Savaşa karşı barış mücadelesi
 
Savaş, çatışma, işgal, tecrit ve sömürü politikalarına karşı mücadelemizi dünya kadınlarıyla ortaklaştıracağız, güçlü bir barış mücadelesinde ısrarcı olacağız. Savunmasız değiliz. Gücümüzü örgütlülüğümüzden, dayanışmamızdan ve mücadelemizden alıyoruz.
 
Kazanımlarımız gasp edilemez
 
İktidarın da faili olduğu erkek şiddetine, İstanbul Sözleşmesi’ne saldırılmasına, nafaka hakkımıza el konulmak istenmesine, erkek yargının kurumsallaştırmak ve çocuk istismarını yasallaştırmak isteyenlere ‘dur’ demeyi, kadınların ve LGBTİ+’ların mücadelesine dönük saldırılara karşı en güçlü seslerden biri olmayı sürdüreceğiz. 
 
Kadınların yoksullaştırılmasına, sömürülmesine, açlık ve işsizliğin dayatılmasına karşı örgütlü emeğimizi savunmaya devam edeceğiz. Yerellerde işçi direnişlerinin özneleri olan kadınlarla dayanışma içinde olacağız.
 
Erkek siyasete karşı kadın siyaseti
 
Siyaseti erilleştirmeye, kadınları siyasetin dışına itmeye dönük sistematik gözaltı, tutuklama ve baskı politikalarına karşı kadın siyasetimizi güçlendireceğiz. Kadın tutsakların özgürlüğünü bulunduğumuz her yerde savunacağız.
 
Özel savaşa karşı mücadele
 
Kadınların bedenine, emeğine ve iradesine karşı uygulanan özel savaş politikalarına karşı biz kadınlar ve genç kadınlar olarak mücadelemizi güçlendirerek devam ettireceğiz.
 
HDP fikriyatını sahipleniyoruz
 
Partimize yönelik Kapatma Davasına karşı bu topraklara kök salmış HDP’nin rengarenk yapraklarını çoğaltarak yanıt vereceğiz. HDP fikriyatını sahiplenmeye, savunmaya ve büyütmeye devam edeceğiz.  Çözümsüz değiliz, çözüm biziz.
 
Doğa talanına ve türcülüğe karşı direniş
 
Doğanın talanına ve türcülüğe karşı ekoloji mücadelesinde varlığımız ve direnişimizle önde olmaya devam edeceğiz. Yaşam alanlarımızı rantçılara, talancılara teslim etmeyeceğiz.
 
Sağlamcılık ideolojisini yıkıyoruz
 
İktidarın sağlamcılık ideolojisine karşı engelli kadınların yaşadıkları sorunları sözümüzün ve siyasetimizin gündemi haline getireceğiz ve birlikte güçleneceğiz.
 
Ayrımcılığa karşı mücadele
 
Göçmen ve mülteci kadınların yaşadığı tüm sorunların demokratik ve etik çözümünde ısrarcı olacak; halklara, kadınlara dayatılan nefret ve ayrımcılık karşısında mücadele edeceğiz.
 
İddiamız büyük, kadınlar değiştirecek!
 
Haklılığımızdan, tarihimizden ve tüm kadınlardan aldığımız güçle eşit ve özgür yaşamı; dayanışmanın dünyasını kurmak için örgütlülüğümüzü büyüteceğiz. Dünyanın dört bir yanındaki kadın mücadelelerinin verdiği umutla ve dayanışma duygusuyla buradayız, bir aradayız.
 
Özgür ve eşit bir yaşamı mutlaka hep birlikte inşa edeceğiz
 
Kadın mücadele tarihi zor, meşakkatli olmuştur. Bu zorluğu birlikte aşabilmemizin gücünü partimizin varlığına da kaynaklık eden paradigmamızdan alıyoruz. Her adımımız, her kazanımımız büyük bedeller ödenerek gerçekleşmiştir ve gerçekleşmeye devam etmektedir. Biz kadınlar bunun farkındalığıyla özgür ve eşit bir yaşamı mutlaka hep birlikte inşa edeceğiz. HDP’yi asıl güçlü kılan dinamik, halkların umududur ve halklar var olduğu ve mücadele ettiği sürece HDP fikriyatı özgürlük mücadelemizde var olmaya devam edecektir.
 
Biz değiştireceğiz, kadınlar değiştirecek!
 
HDP Kadın Meclisi olarak İddiamız büyük, mücadelemiz büyük, direnişimiz de büyük! Ezilen halklar, kadınlar olarak güçlü bir perspektifle, iktidarın kuşatmasını durduracak güçteyiz. Kadınların direnişi var, değiştirecek gücümüz var. Biz değiştireceğiz, kadınlar değiştirecek!”
 
Konferans kararları
 
Konferans delegasyonu, yeni dönem açısından şu kararları aldı:
 
“*HDP Kadın Meclisi bünyesinde Kadın Ekoloji Komisyonu oluşturulması, 
 
*Kadın yoksulluğu, kadın emeğinin sömürüsüne karşı mücadele edilmesi, 
 
*Savaş, işgal ve özel savaş politikalarına karşı mücadelenin büyütülmesi, 
 
*Göçmen ve mülteci kadınlarla dayanışmanın büyütülmesi, 
 
*Genç Kadın Meclislerinin kurulması, 
 
*Kadın siyaset akademisi oluşturulması
 
*Adil ve özgün bir engellilik politikasının geliştirilmesi, 
 
*Eşbaşkanlık ile eşit ve özgür bir yaşamı alternatif sistemle örme kararlılığı,
 
*Faşizme karşı ortak mücadele için kadın mücadelesinin büyütülmesi,
 
*Kadına yönelik şiddetle mücadele ve kazanımlarımızın korunması, 
 
*Kadın siyasi tutsaklar özsavunma yapan kadınların özgürlüğü için mücadele edilmesi.”