Şiddete yönelik yasa teklifi kabul edildi: Algı yönetiminden ibaret

  • 08:07 13 Mayıs 2022
  • Siyaset
 
ANKARA - Kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddete dair getirilen kanun teklifi muhalefetin itirazları dikkate alınmadan AKP ve MHP oylarıyla kabul edilerek, yasalaştı.
 
Meclis Genel Kurulu’nda Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin ikinci bölümü  ve  9-17’nci maddeleri görüşmeleri sona erdi. Kanun teklifi AKP ve MHP oylarıyla kabul edilerek, yasalaştı.
 
Genel Kurul’da kanun teklifinin 9’uncu maddesine ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş söz aldı.
 
‘Sorunun temeli erkek egemenliği’
 
Yasama organının yapboz tahtasına döndüğünü kaydeden Meral, “Neymiş? Bu kadına yönelik şiddet fiillerinde cezalar artırılıyormuş, ısrarlı takip suçu getiriliyormuş, işte ‘mış’, ‘miş’ diyeyim -öyle diyeyim- ama temelinde ne var? Biz hem Komisyonda hem burada ‘Bu şiddetin sebebini yazalım’ dedik. Sebep ya! Bir kadın niye şiddete uğrar? Bir kadın niye katledilir? Tabii ki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden dolayı ve erkeğin erkek egemen sistemden aldığı güçle, eril bir yaklaşımla bu şiddet devam ediyor. Bu, sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde başa bela olan bir erkek egemenliği meselesi” dedi.
 
‘Erkek gizleniyor işlediği suçlar kanundan çıkmıyor’
 
Kanun teklifinde asıl failin gizlendiğini ifade eden Meral, “Erkek gizleniyor -âdeta yokmuş gibi- eşitlik ilkesi tamamen yok sayılıyor ve erkeğin cinsiyeti, bakış açısıyla işlediği suçlar meselesi kanundan çıkmıyor. Bir kadın, kadını öldürürse, şiddet uygularsa yine aynı cezayı alacak; ya, böyle saçmalık olur mu? Burada esası cinsiyetçi bakış açısıyla işlenen fiillerdir. TCK'nin sistematiğini baştan sona bozuyor, kadın katillerine otomatik indirim getiriyor. Katillere yeni bir yol göstermişler, ‘ ‘Pişmanım' deyin, size indirim yapılacak.’ diyorlar. Kadın kurumları kapatılıyor, kadın kurumlarına kayyım atanıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na dava açılıyor. Kadın hakları savunucuları hapse atılıyor, şiddet görüyor, işkence görüyor” diye konuştu.
 
‘Cezayı artırdınız sonucu ne?’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin önemine değinen Meral, şöyle devam etti: “İstanbul Sözleşmesi'ni bir cümleyle söylemek gerekirse uluslararası hukukta şiddetin, kadın-erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılık sonucu olduğunu söyleyen ilk ve yegâne sözleşmedir. Evet, ayrımcılık. Ama bu kanunda var mı? Hayır, yok, her şey kapatılıyor. Şimdi, açıkçası, eşitlik olmadan şiddetin çözülemeyeceğini, şiddet meselesinin çözülemeyeceğini biliyoruz. Niye diyoruz, ‘Yasalara dokunmayın, uygulayın’ Siz bunu değiştireceksiniz, kim uygulayacak? Maalesef sizin emir ve talimatlarınızla çalışan yargı uygulayacak. Siz, zihniyet ve bu uygulama dururken cezayı artırmışsınız; zaten verecek, erteleyecek yani ne sonucu var?”
 
Aysel Tuğluk vurgusu
 
Cezaevinde tutulan hasta tutsak Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumuna  dikkat çeken Meral, “Kadınlar olarak biz yaşamak istiyoruz, göstermelik düzenlemeler istemiyoruz, kesinlikle bunu kabul etmiyoruz ve bu teklifinizi samimi bulmadığımızı, kadın cinayetlerini ve şiddeti önlemeye elverişli bir madde içermediğini de ifşa ediyoruz. Bu nedenle bu makyajlı, göstermelik düzenlemeleri kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz çünkü İstanbul Sözleşmesi hâlâ yürürlüktedir ve biz onu yaşatmaya devam edeceğiz” dedi.
 
Düzenleme algı yönetiminden ibaret 
 
Söz alan CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin de göstermelik değişikliklerle kadına yönelik şiddetin sonlanmayacağını belirtti. “Yasalara uygun davranmayıp, etkin uygulamayıp her kamuoyu tepkisi yükseldiğinde TCK gibi temel yasaların maddeleriyle oynama alışkanlığınızdan vazgeçin” diyen Suzan, şöyle ekledi: “AKP, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırma niyetindeyse öncelikle eşitlik ilkesini aşındırmaktan vazgeçmelidir. Başta yargı olmak üzere toplumsal hayatın tüm alanlarında eşitlik karşıtı söylem ve uygulamalara son verilmelidir. Bu düzenlemenin algı yönetimi için getirildiği çok açıktır. Neden mi? Çünkü birçok ceza artırılmış hâliyle bile hükmün açıklanmasının geri bırakılması alt sınırının altında yani yatarı yok. AKP samimi olsa ‘Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmü kadına şiddet ve istismar suçlarında uygulanmaz’ derdi ama yapmadılar, yapmayacaklar da çünkü kadına şiddete değil, kadına karşılar; sığ zihniyetleri bu şekilde işliyor.”
 
Kanun teklifinin 9, 10, 11, 12’nci maddelerine dair muhalefet partileri tarafından verilen önergeler AKP ve MHP oylarıyla reddedilirken, kanun teklifindeki maddeler olduğu gibi kabul edildi.
Genel Kurul’da muhalefet milletvekilleri CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen cezanın onanmasını eleştirdi.
 
‘Yazıklar olsun’
 
CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, alınan kararın haksız ve hukuksuz olduğunu yargının artık tamamen baskı altında olduğunu kaydetti. Emine Gülizar, “ Buradan bir tek cümleyle size şunu söylemek istiyorum. Yazıklar olsun! Ne zaman duracaksınız? Ne zaman bu yolda yürümekten vazgeçeceksiniz? Ama ne yaparsanız yapın, bizleri yıldıramayacaksınız, bizim mücadelemiz devam edecek ama yarın öbür gün bu yaptıklarınız sizin karşınıza çıkacak, sizin önünüze çıkacak. O yüzden bu kürsüden sizi bir kez daha uyarmış olalım” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
 
Meral Danış’tan tutsak siyasetçiler hatırlatması
 
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da, Canan Kaftancıoğlu kararının siyasi olduğunu dile getirdi. “Bu, kesinlikle, bağımsız ve tarafsız bir yargının vermiş olduğu bir karar değildir, olamaz” diyen Meral, şunları söyledi: “Biz 2016'nın 4 Kasımından beri ağır bir darbe pratiğiyle Halkların Demokratik Partisi olarak karşı karşıyayız ve şu anda yüzlerce arkadaşımız -önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Sevgili Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Grup Başkan Vekilimiz İdris Baluken dâhil olmak üzere- aynen bu şekilde siyasi kararla rehin olarak tutulmaya devam ediyor. Siyasetin yargı eliyle dizayn edilmesini kesinlikle kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Siyasetçilerin yargılanma yeri sandıktır.”
 
‘Gün ortak hareket etme günüdür’
 
İktidarın pratiğinin kendisine muhalif olan herkesi yargıyı kullanarak devre dışı bırakmak, siyaset dışına itmek olduğunu aktaran Meral, iktidarın yargı eliyle siyaseti dizayn ettiğini vurguladı. Bu uygulamayı en ağır yaşayan bir parti olduklarını sözlerine ekleyen Meral, “Tüm Türkiye muhalefetine ve demokratik kamuoyuna çağrımızdır: Gün demokraside, hak ve özgürlüklerde ve adalet ilkesinde birleşme, ortak hareket etme günüdür. Canan Kaftancıoğlu aynı zamanda bir kadın siyasetçidir, partimiz de değildir, doğru ama biz, hangi partiden olursa olsun kadınların siyasette yer almasını çok önemsiyoruz; bu nedenle kendisine verilen kararı kabul edilemez bulduğumuzu ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
 
Kanun teklifinde yer alan 13,14 ve 15’inci maddelere de muhalefet tarafından verilen önergeler reddedildi. Maddeler AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
 
Kanun teklifinde yer alan 17 madde muhalefetin önerileri, önergeleri görmezden gelinerek, AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
 
Takdiri indirim gerekçelendirilecek
 
Teklifle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun takdiri indirim nedenlerini düzenleyen 62’inci maddesinde değişiklik yapılarak, "failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları" nedeni, "failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları" şeklinde değiştirildi. Maddeyle yapılan diğer bir değişiklikle, takdiri indirim nedenlerinin kararda gerekçeleriyle gösterilmesi gerektiği kabul edildi.
 
Alt sınır 2 ay artırıldı
 
Kanun teklifiyle kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi hali bu suçun nitelikli halleri arasına alındı. Yine basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek kasten yaralama suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı dört aydan altı ay hapse çıkarıldı.
 
Eziyet suçu
 
İşkence suçu kadına karşı işlenmesi halinde cezanın üç yıl olan alt sınırı beş yıla çıkarıldı. Eziyet suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırının iki yıl altı aydan az olamayacağı, çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı, üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe veya boşandığı eşe karşı işlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilecek.
 
Kadına yönelik “tehdit” suçu işlenmesi halinde cezanın alt sınırının dokuz aydan az olamayacağı düzenlendi. Sağlıkta şiddete dair “kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi” suçunun konusu sağlık hizmeti olması halinde verilecek cezanın altıda biri oranına kadar arttırılması düzenlendi.
 
Israrlı takip
 
Teklifle, “Israrlı takip” fiziken takip etmek, haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak, fiillerinin, mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da mağdurun kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması hali suç olarak kabul edildi. Cezası da 6 aydan 2 yıla kadar hapis olarak belirlendi.
 
Kadına ve sağlıkçılara şiddet katalog suçlar arasında
 
Kadına ve sağlıkçılara uygulanan şiddet katalog suçlar kapsamına alındı. Yine teklifle, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde özellikle şiddet mağduru kadınların istemleri halinde baro tarafından görevlendirilecek avukatın hukuki yardım ve desteğinden ücretsiz şekilde faydalanmaları düzenlendi.
 
Özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar sebebiyle yapılacak adli soruşturmalar bakımından izin usulü getirilmekte ve izin verme yetkisi Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleki Sorumluluk Kuruluna verilecek.