Mülteci işçilerin yaşadığı hak ihlalleri Meclis'e taşındı

  • 11:34 21 Nisan 2022
  • Siyaset
 
ANKARA - HDP’li Serpil Kemalbay, mülteci işçilerin maruz kaldığı ayrımcılık ve hak ihlallerinin araştırılmasını istedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, mülteci işçilerin maruz kaldığı ayrımcılığın, eşitsizliği ve daha birçok hak ihlalini Meclis gündemine taşıdı. Serpil, mülteci işçilerin yaşadığı sorunların araştırılması için Meclis Başkanlığı’na önerge verdi. 
 
8 milyona yakın yabancı
 
Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından yayımlanan rapora göre Türkiye’nin evlerini ve ülkelerini, savaş, zulüm, yoksulluk ve çatışmalar nedeni ile terk etmek zorunda kalan mülteci ve göçmene en fazla ev sahipliği yapan ülke konumunda olduğuna dikkat çekilen önergede, “2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan göç istatistiklerine göre; Türkiye’deki yabancı kişi sayısının Eylül 2021 itibarı ile 5,4 milyon olduğu belirtilmesine rağmen bazı verilerde bu rakamın 8 milyona yakın olduğuna yönelik bilgiler yer almaktadır. Türkiye’nin mültecilerle ilgili uluslararası sözleşmelere koyduğu coğrafi kısıtlama, mülteci, göçmen ve sığınmacı işçilerin statüsüzlükleri, denetimsizlikler ve ucuz emek rejiminin yarattığı ağır sömürü koşulları yanı sıra ekonomik buhran ve pandemi koşulları sığınmacı ya da göçmen emekçilerin en ucuz, kayıt dışılığın en yoğun ve iş güvenliğinin ise en düşük olduğu iş ortamlarında insan hak ve özgürlüklerine aykırı koşullarda çalışmak zorunda bırakmaktadır” denildi.
 
Bir ayda 10 mülteci iş cinayetinde yaşamını yitirdi
 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nce hazırlanan raporlarda; 2020 yılında 101, 2021 yılında 94 ve Şubat 2022’de ise 10 sığınmacı, mülteci, göçmen işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği bilgisine yer verilen önergede, “Kayıt dışı çalışma biçiminden dolayı göçmen işçi ölümlerinin kayıtlara girmediği göz önüne alındığında gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu aşikardır. İnsan onuruna uygun yaşama hakkı her bireyin hakkıdır. İnsani yaşama koşullarının oluşturulması ve mültecilerin/göçmenlerin her türlü hak ihlali, emek sömürüsü, ırkçılık, ayrımcılık, istismara karşı korunması devletin yükümlülüğü arasında yer almaktadır. Nitekim Türkiye, Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına ilişkin BM Sözleşmesi’ni 1999 yılında imzalayarak ve 2004 yılı Haziran ayında onaylayarak göçmen işçilerin ve ailelerinin sömürü ve insan hakları ihlallerinden korunacağını taahhüt etmiştir” ifadeleri kullanıldı.
 
Meclis araştırması istendi
 
Önergede, “Statüleri gereği çalışma hayatında hassas grup olarak kabul edilen göçmen, mülteci, sığınmacı işçilerin yaşamış oldukları ayrımcılığın araştırılması, çalışma hayatında yaşadıkları sorunların ve iş sağlığı alanında uğradıkları eşitsizliklerin incelenmesi, göçmen, mülteci ve sığınmacıların yaşadıkları sorunları çözmeye ve haklarını korumaya yönelik bütüncül politikalar geliştirilmesi ve insanlık onuruna yakışır biçimde çalışma ve yaşam koşulları sağlanması, Türkiye'nin taraf olduğu mülteci ve göçmen işçilerle ilgili uluslararası sözleşmelerin yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 97 sayılı İstihdam Amacıyla Göç Hakkındaki Sözleşmesi ve 143 sayılı Göçmen İşçiler Hakkındaki Sözleşmesi'ne bir an önce taraf olunması amacıyla en kısa zamanda bir meclis araştırması gereği doğmaktadır”  diye kaydedildi.