HDP Kadın Meclisi: Kadın ittifakını tartışmamız lazım

  • 12:11 28 Ocak 2022
  • Siyaset
 
ANKARA - HDP Kadın Meclisi yeni dönem politik mücadele hattını belirlemek amacıyla“demokrasi ittifakı” ve 8 Mart olmak üzere bir çok konu başlığını tartışmak için online platformda bir araya geldi. Toplantıda konuşan Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “8 Mart’ta giderken sadece haklarımızı ve kazanımlarımızı koruyan bir perspektifin dışına çıkmamız lazım” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi yeni dönem politik mücadele hattını belirlemek üzere “demokrasi ittifakı”, “kadın kazanımlarına yönelik saldırılar”, “İmralı’da devam eden tecrit”, “hasta tutsakların durumu” ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile 8 Mart gündemleri kapsamında online toplantı gerçekleştirdi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın da katıldığı toplantının açılış konuşmasını  HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran yaptı.
 
 Aysel Tuğluk’un sağlık durumu
 
2022’nin ilk toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Ayşe, zorlu bir yılı geride bıraktıklarını kaydetti. 2021 yılının aynı zamanda saldırıların en üst perdeden gerçekleştirdiği bir yıl olduğuna  dikkat çeken Ayşe, “ Çoklu bir krizi yaşadığımız, ama mücadelenin de kesintisiz bir biçimde devam ettiği bir yıldı. Kadınlar dayanışmalarını sürdürmeye devam etti. Yılın sonuna doğru iktidarın yakıcı politikalarını deneyimledik. Hasta tutsakların geldiği durum, cezaevlerinin 80’li yılları aratmayan uygulamalarına tanıklık ettik. Cezaevlerinden cenazeler çıktı. İktidar, hasta tutsaklar üzerinden düşman hukuku uygulamaya devam etti. Yine 2021 yılının sonuna doğru Aysel Tuğluk’un durumu söz konusu oldu. Hastalık süreci her gün daha da ağırlaştı. ATK ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdi. Aysel arkadaşımız cezaevinde tutulmaya devam ediyor ve hastalığı daha da ilerliyor. Tuğluk’un durumuna dair adım atılmaması iktidarın saldırılarını büyüttüğünün göstergesidir” dedi. 
 
‘Öcalan’ın sözünü bizzat söylemesinin önü açılmalı’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük ağırlaştırılmış tecritte değinen Ayşe, “Sayın Öcalan üzerinde tecrit, Kürt sorununa yaklaşımın bir göstergesidir. İktidar 2015 sonrası MHP ile yaptığı ittifak sonrası Kürt sorununun demokratik çözümünü bir tarafa bıraktı. Savaş, çatışma, inkar ve asimilasyon politikalarıyla bu sorunu çözmeyi seçti. Tecridin derinleşerek ve artırılarak uygulandığını gördük. Uzun süredir Sayın Öcalan ile bütün çağrılara rağmen görüşme yapılamıyor. İktidar milliyetçiliği körükleyerek bu tecritle ayakta durmaya çalışıyor. Sayın Öcalan ile ilgili kamuoyuna yapılan açıklamalarla bir manipülasyon amaçlanıyor. Eğer Sayın Öcalan’ın söyleyeceği bir şey varsa bunu bizzat söylemesinin önü açılmalı. Çünkü biz biliyoruz ki iktidar tecridi psikolojik bir savaş aracı haline getiriyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘İktidar kafa karıştırmaya çalışıyor’
 
İmralı’nın kapılarının açılması gerektiğini defalarca  belirttiklerini dile getiren Ayşe, İktidar kendi siyasetini derinleştirmek için halk arasında kafa karışıklığı yaratmaya çalışıyor. Tam da bu dönemde gündemdeyken sesi yükseltmeliyiz. Tecrit sadece Öcalan üzerinden değil, tüm toplum üzerinde devam ediyor. Derinleşen tecritle kadına yönelik şiddetin arttığını, savaşın en büyük faturasının kadınlara çıkarıldığını gördük” diye belirtti. 
 
Deniz Poyraz davası
 
İzmir HDP İl Örgütü’ne dönük saldırıda Deniz Poyraz’ı katleden fail Onur Gencer’in yargılandığı davaya değinen Ayşe, sözlerine şöyle devam etti: “İktidar bir süredir rejimi cinsiyetçilik ve milliyetçilik üzerinden  yürütüyor. Konya’da Kürtlerin katledilmesi de milliyetçilik kartı ile ayakta durmasının bir göstergesiydi. Yine İzmir’de Deniz Poyraz’ın katledilmesi, bu politikaların sonucuydu. Katliamı gerçekleştiren kişinin katliamı önceden planladığını tespit etmiştik. Duruşmada da bu tespitimizi doğruladı. Soğukkanlı bir biçimde katliamı nasıl gerçekleştirdiğini anlattı. Mahkemenin katile yaklaşımı da bir kişiyi cezalandırır gibi toplamı görmezden geldiğini bir kez daha gösterdi. Bu saldırı sadece Deniz Poyraz’a değildi, kadın mücadelesi ve demokratik güçlere de bir saldırıydı. Biz de meselenin Türkiye toplumu açısından ele alınmasını önemli buluyoruz.”
 
‘Kadın ittifakını konuşmaya ihtiyacımız var’
 
2021 yılında yaşanan önemli gelişmelere değinen Ayşe, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesi, AKP tarafından hazırlanan ve Meclis’e getirilmesi beklenilen 6’ncı Yargı Reform paketi, TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’a ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’e verilen hapis cezalarına vurgu yaptı. Ayşe, iktidarın karşısında yer alan sanatçıların da bu saldırılardan nasibini aldığını belirterek, “Erkek egemen zihniyetin bir araya gelişimizin korktuğu günlerden biri 8 Mart. 8 Mart’ta giderken sadece haklarımızı ve kazanımlarımızı koruyan bir perspektifin dışına çıkmamız lazım. Çünkü 2021 yılı saldırıların yoğun olduğu bir yıl olurken aynı zamanda mücadelenin de ortak olabileceği toplantılar da oldu. Biz kadınlar açısından nasıl bir yeni yaşam olması gerektiğini dair tartışmalar yürütebiliriz. Alanlarda, meydanlarda bir araya geliyoruz. Kadınların ittifakını ve dayanışmayı nasıl büyütebileceğimiz konuşmaya ve tartışmaya ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.