Asrın Hukuk Bürosu avukatı: Sağlıklı değerlendirme Sayın Öcalan’la mümkün

  • 09:08 23 Ekim 2024
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki derinleşen tecrit ve "umut hakkına" dair MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Asrın Hukuk Bürosu avukatı Raziye Öztürk, "Sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek ancak İmralı kapılarının açılarak esas muhatap olan Sayın Öcalan’ın kendi düşünce ve fikirlerini ifade etmesi ile mümkündür" diyerek somut adımlar atılması gerektiğini söyledi.
 
Günlerdir kamuoyunda "çözüm süreci" adı altında tartışmalar devam ederken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kabul ederek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 2014 yılında Abdullah Öcalan için ihlal kararı verdiği ve 10 yıldır hiçbir adımın atılmadığı "umut hakkına" dair konuştu. Asrın Hukuk Bürosu avukatı Raziye Öztürk, gündemdeki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
 
Somut adımlar atılmalı
 
Yaşanan gelişmeleri ve yapılan açıklamaları önemsediklerini belirten Raziye, yıllar içerisinde somut adımların atılması yönünde mücadele ettiklerinin altını çizerek, öncelikli beklentilerinin somut adımlar atılması olduğunu vurguladı. Raziye, "Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve sağlık, güvenlik, özgürlük haklarının tesis edilmesi gerekmektedir. Sayın Öcalan, İmralı Ada Hapishanesi'ne getirildiğinden bu yana giderek derinleşen ve ağırlaşan bir tecrit altında tutuluyor. Sayın Öcalan’ın içerisinde bulunduğu ve tabi tutulduğu rejim, uluslararası hukuka, AİHM kararlarına ve CPT raporlarına göre kabul edilemez olarak ifade ediliyor ve işkence yasağına aykırı olarak değerlendiriliyor. Buna rağmen, tecrit giderek ağırlaşan bir seyir izliyor. Sayın Öcalan’ın uzun yıllardır yasal ve hukuki temel haklarından yararlandırılmaması durumu söz konusu. Biz avukatlar, 2019 yılının Ağustos ayından bu yana Sayın Öcalan ile görüştürülmüyoruz. Halbuki Sayın Öcalan olağanüstü koşullarda ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde ‘hukukun uygulanması gerektiğini ve hukuki olanın avukatlarının kendisini ziyaret etmesi’ olduğunu ifade etmişti. Yine aileler, 2020 yılının Mart ayından bu yana kendisi ile görüştürülmüyor. Son 44 aydır ise kendisinden hiçbir biçimde haber alamıyoruz. BM İnsan Hakları Komitesi'ne yaptığımız başvuru sonrasında tam iki kez, 'mutlak iletişimsizlik haline son verilerek avukat görüşmelerinin hiçbir engelleme olmaksızın gerçekleştirilmesi' talep edildi. Ancak bu kararın gereği de yerine getirilmedi. Tecridin varlığına dair şüphe götürmez bir gerçeklik ortada iken İmralı’daki tecrit durumunun inkârı söz konusu oldu. Bahçeli’nin açıklaması ile İmralı’daki tecridin varlığı itiraf edilmiş oldu. Tecrit ne yasal, ne hukuki ne de insanidir, kaldırılması gereklidir" dedi.
 
AİHM’in ‘Umut Hakkı’ kararı
 
Umut hakkına dair değerlendirme yapan Raziye, "AİHM, Sayın Öcalan hakkında 2014 yılında vermiş olduğu karar ile koşullu salıverme imkânı tanımayan ve bir kimsenin ölünceye kadar cezaevinde kalmasını öngören ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının işkence yasağına aykırı olduğunu ve bu hususun umut hakkına aykırı olması nedeniyle yasal değişikliğe gidilmesi gerektiğini belirtmiştir. Karar sonrasında mevzuat sisteminde değişikliğe gitmek yerine kararın uygulanmasını kabul etmeyen ve öteleyen bir yöntem izlendi. Bu kararın icrasını sağlamakla yükümlü Bakanlar Komitesi ise bununla paralel bir yaklaşım içerisinde oldu. 2014 yılından bu yana zaten Türkiye’nin yasal mevzuatında bir değişikliğe gitmesi gerekiyor" dedi.
 
'Sayın Öcalan merkezli tartışmalar etki düzeyini ortaya koyuyor'
 
Raziye, son olarak şu ifadeleri dile getirdi: "Sayın Öcalan merkezli tartışmalar, Sayın Öcalan’ın muhatap olma durumunu ve etki düzeyini ortaya koymaktadır. Bu durum, daha önce de defalarca deneyimlendiği üzere bir kez daha teyit edildi. Sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek ancak İmralı kapılarının açılarak esas muhatap olan Sayın Öcalan’ın kendi düşünce ve fikirlerini ifade etmesi ile mümkündür."