Abdullah Öcalan 2013’te neye dikkat çekti?

  • 09:07 23 Ekim 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Son zamanlarda PKK Lideri Abdullah Öcalan ve Kürt sorununa ilişkin art arda açıklamalar yapılırken Abdullah Öcalan’ın 3 Ocak 2013 tarihinde ortaya koyduğu 3 madde önemini koruyor. 
 
Orta Doğu’daki savaş, İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları yine Lübnan’a yönelik saldırılar gündemdeki yerini koruyor. Savaş Orta Doğu’da giderek yayılırken en önemli sorunlardan biri de Kürt sorunu. Son dönemlerde Kürt sorunu üzerinden tartışmalar gelişiyor. Siyasette normalleşme, yumuşama, barış söylemleri sıkça ediliyor. İktidar tarafından bu minvalde söylemler bir süredir dile getiriliyor.  AKP’nin iktidar ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli en son dünkü Meclis  konuşmasında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Meclis’e gelerek çağrı yapmasını istedi. Ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kürtlerin kendilerini içinde hissedecekleri bir “devletten” söz etti.  Kürt siyaseti ise Kürt sorununun çözümü ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çözüm adresi olduğunu baştan beri dile getiriyor. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’ya 3 Ocak 2013 tarihinde ilk kez  avukatları ve ailesi dışında giden siyasetçilere Ayla Akat Ata ve Ahmet Türk’e yaptığı kısa açıklama daha o günden sürecin rotasını belirler düzeyde. Peki Abdullah Öcalan,  İmralı’ya giden siyasetçilere ne demişti?
 
Sözlerine Kürt ve Türkler arasındaki barışa vurgu yaparak başlayan Abdullah Öcalan “Hakiki barışa Türk-Kürt barışı ile gideceğiz. Bu iki toplumun ilişkilerini dinamitlemişler, zehirlemişler. Bunu nasıl aşabiliriz, bunun üzerinde çalışacağız. Bir halkın ulusal onuru ile oynanacak, halk buna tepkisiz kalacak! Öfkeliyim. Ulus-devletçi değilim. Katliamların temel nedeni budur. Ulus-devlet özgürlük değil kölelik demektir” diyor. 
 
Abdullah Öcalan devamla şunları dile getiriyor: “Biz Kürtleri demokratik bir ünite haline getirmek istiyoruz. Türkiye Anayasasında ve yasalarda bu olmadan barış olmaz. AKP buna gerek yok diyor. Peki, biz nasıl yaşayacağız? Yirmi milyon insanın yasal ve anayasal ifadesi olmadan biz nasıl yaşayacağız? Bu nedenle bir eylem planı çıkarıyorum. Bunun aşamalarını belirteyim.”
 
Abdullah Öcalan ilk etaptaki adımlar için de 3  noktaya vurgu yapıyor:
 
1- Çatışmasızlık ortamının sağlanması. 
 
2- Anayasal ve yasal süreç. Kürt Reform Tasarısı güncelleştirilmeli. Vatandaşlık tanımı için şöyle öneriyorum: Anayasamız bütün tarihsel kültürleri Türkiye’nin bir zenginliği olarak kabul eder, kendisini geliştirme, özgürce ifade etme ve örgütleme hakkını tanır. İspanya Anayasası’nda da böyledir. Bu tanım vatandaşlık sorununu da, diğer birtakım sorunları da çözer. AKP’nin önerisi gibi nötr bir öneri de olabilir. Ancak benim sunduğum gibi bir tanım birçok sorunu da çözer. Dil eğitimini tartışmıyorum bile. Yasama hakkı, ekonomik özerkliği olacak. Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekinceler kaldırılacak.
 
3- Normalleşme süreci. 
 
Kürt varlığını inkar etmek Türk varlığını da inkar etmektir. Kürt gider, İslam giderse Anadolu’da Türk de kalmaz. Bütün bu unsurlar dışlanırsa bu lobiler, egemen güçler sizi de dışlar. Tüm tarihsel kül- türlere saygı, kendini ifade etme ve örgütlenme hakkının tanınması önemli. Böyle bir düzenleme durumu kurtarabilir. Bunun içine her şey girer. Anayasanın buna kapalı olmaması önemlidir. Saymaya gerek yok. Üç kelime yeter: Yurttaşlık devlet bağıdır.”