Cumartesi Anneleri 1008’inci haftada: Adalet istiyoruz

  • 13:04 20 Temmuz 2024
  • Güncel
İSTANBUL - Gözaltında kaybedilen ve katledilen Hasan Gülünay’ın akıbetini soran Cumartesi Anneleri/İnsanları, “Hasan için ve tüm kayıplarımız için adalet istiyoruz” dedi.
 
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 1008’inci haftada da büyük bir kararlılıkla bir araya geldi. Ellerinde Kırmızı Karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarının yer aldığı dövizleri taşıyan Cumartesi Anneleri  bu haftaki eylemlerinde Hasan Gülünay’ın akıbetini sordu. Eyleme İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ile İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri’nin yanı sıra çok sayıda  kayıp yakını  ve yurttaş destek katıldı.
 
Basın açıklamasını kayıp yakını Ayşe Tepe okudu.
 
Tanıklara polis şiddeti
 
23 Mayıs 1992 tarihinde Artvin’de gözaltına alınmasının ardından bir daha kendisinden haber alınamayan "Hasan Gülünay nerede” diyerek açıklamasına başlayan  Ayşe,  Hasan’ın gözaltına alındıktan sonra işkence ile katledildiğini belirtti. 32 yaşındaki 4 çocuk babası Hasan Gülünay’ın gözaltına alınması ve işkenceye maruz kaldığı sırada tanıkların olduğuna dikkat çeken Ayşe, “Hasan ile  aynı tarihlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sorguda olan bir tanık ( E.Ç.),  ağır işkence görmüş bir kişinin yanlışlıkla kendi bulunduğu hücreye atıldığını ve bu kişinin ‘Ben Hasan Gülünay, beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar!’ dediğini, yanlışlık fark edilince de apar topar  hücreden götürüldüğünü açıkladı. Bu iki açıklamanın ardından hem ailenin hem de tanıklık yapan kişinin evleri polis tarafından basıldı ve konuşmamaları için tehdit edildiler” dedi.
 
‘Etkin soruşturma yürütülmedi’
 
Ayrıca, 19 Temmuz 1992 tarihinde gözaltına alınan H.B, Gayrettepe’de günlerce işkence gördüğünü ve işkencecilerin kendisine “Hasan Gülünay’yı öldürdük, sıra sende” şeklinde ifadeler kullanıldığını hatırlatan Ayşe,  “Aile, Başbakan, İçişleri Bakanı ve TBMM başta olmak üzere resmi mercilere başvurdu. Yargı makamları, olayla ilgili delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden ve etkili bir soruşturma yürütmeden zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı verdi. Karara yapılan itiraz reddedildi. Bunun üzerine aile, 2013 yılında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Anayasa Mahkemesi, 21 Nisan 2016 tarihinde sadece ‘yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine’ hükmetti. Ancak zamanaşımı sona erdiği için soruşturmanın yeniden açılmasına gerek olmadığına karar verdi” diye konuştu.
 
‘Vazgeçmiyoruz’
 
AİHM’nin konuyla ilgili yerleşik içtihadıyla uyumlu olmadığını kaydeden Ayşe, bu kararın, bireysel başvurunun  gözaltında kaybetmelerde etkili bir başvuru yolu olmadığını söyledi. Ayşe devamında ise konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zorla kaybetme suçu, doğası gereği devam eden bir suçtur. Bu suç, zorla kaybedilen kişinin bedeni bulunmadıkça ve akıbeti açığa çıkarılmadıkça işlenmeye devam eder. Dolayısıyla devletin Hasan Gülünay dosyasında gerçeği açığa çıkarma ve failleri cezalandırma yükümlülüğü devam etmektedir. Kaç yıl geçerse geçsin Hasan Gülünay için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
 
Açıklamanın ardından ise kayıp yakınları “Gözaltında kaybedilenler ve Suruç Şehitleri için” diyerek karanfilleri Galatasaray Meydanı’na bıraktı.
 
Ardından eylem son buldu.