Feminist Kadın Grubu Kurdistan gözlem raporunu açıkladı

  • 20:33 18 Temmuz 2024
  • Güncel
İSTANBUL - Kurdistan’da bir dizi temasta bulunan Feminist Kadın Gurubu, ziyaretten sonra paylaştıkları gözlem raporunda, “‘Hepimize güç veren ziyaretleri artırmak hepimizin önündeki görev olarak duruyor” dedi.
 
Feminist Kadın Grubu, Kurdistan’ı Kürt Kadın Hareketi ile mücadele zeminlerini güçlendirmek için Wan ve Colemêrg’e  giderek bir dizi temaslarda bulundu. Temasların ardından ise hazırladıkları gözlem raporunu Beyoğlu’nda bulunan Feminist Mekan’da bir basın toplantısıyla duyurdu.  Basın toplantısına çok sayıda feminist kadın katıldı.
  
‘Kayyımın kadınlar üzerindeki yıkımlarını dinledik'
 
“Belediyelerdeki yol arkadaşlarımızla dayanışmamızı  büyütmek üzere Yüksekova, Hakkari ve Van’ı ziyaret ettik” diyerek sözlerine başlayan Selin, kayyım politikalarının öncelikle kadın kazanımlarına dönük bir saldırı olduğu gerçeğinin ne demek olduğunu ve tüm baskılara rağmen kadınların iktidara karşı mücadelesini yükselttiğini vurguladı. Êlih ve Amed’de gerçekleştirdikleri bir dizi ziyaretin ardından Wan ve Colemêrg ziyaretlerine değinen Selin, “Bu ziyaretimizde de Diyarbakır ve Batman’daki gibi birçok deneyime ve hikayeye benzer şekilde kayyımların halk ve özellikle kadınlar üzerindeki etkilerini, yol açtıkları yıkımı ve zararı dinledik. Kapatılan kadın yaşam merkezleri yerine kadınlara anneliği, ‘şükretmeyi’ ve makbul kadınlığı öğreten kurslar ile kuran kursları veya evlendirme daireleri açılması, şiddete maruz kaldığında başvurup anadilde destek alabileceği merkezlerin kapatılması veya işlemez hale getirilmesi, kadınların kamusal alanlardan adeta silinmek istenmesi; belediye çalışanlarının tamamına yakınının erkek olması, çocuk ve gençlerde uyuşturucu kullanımının devlet eliyle yaygınlaştırılması, istismarın artması, kadın intiharları, yaratılan borçlar” dedi.
 
‘En belirgin değişiklik kadınlar özgürce belediyeye gidebiliyor’
 
Gewer’de kayyımın ardından DEM Parti Eşbaşkanı Şadiye Kırmızıgül ve belediye meclisi üyeleri kadınların kendilerini karşıladıklarını kaydeden Selin, neredeyse 10 yıldır irade gaspı ile kurulan bu yönetimde tüm sokakların tamamen erkeklerin hakimiyeti altında olduğuna dikkat çekti.  Selin, Gewer’de gözlemlediklerini şöyle aktardı: “Belediye ve bahçesi kolluk güçleriyle dolarken belediyelerde çalışanların tamamına yakını erkek. Sokaklarda tüm yolu işgal edercesine kahve/kafe işletmeleri tarafından atılan tabureler ve sokaklarda oturan sivil polisler özellikle kadınları rahatsız ediyor. Bunları tamamen kaldırmaya çalışan belediyeye tepki verilmiş, bunun için bir çözüm arayışı var. Çünkü böyle bir ortamda kadınların kamusal alanda var olabilmesi, belediyeye adım atması neredeyse imkansız. Zaten kayyım işgali altındaki belediyelere halk rahatça girip derdini anlatamıyor. Yüksekova Belediyesi kazanıldıktan sonra en belirgin değişiklik, kadınların belediye binasına özgürce girip çıkmaya başlamış olması. Kadın eşbaşkan ve kadın meclis üyelerini gören diğer kadınlar, taleplerini daha rahat dile getiriyor."
 
‘Tüm baskılara rağmen mücadelelerini sürdürüyorlar’
 
Gewer’de basın açıklamamızı Barış Anneleri ile birlikte gerçekleştirdikten sonra ‘İradeye Saygı Yürüyüşü’ne katıldık. Hakkari’ye kayyım atanmasını takiben DEM Parti’nin çağrısı ve birçok şehirden insanın  katılımıyla Van’dan Hakkari’ye doğru başlayan yürüyüşü, Devrimci Gençlik Köprüsü’nde TJA’lı arkadaşlarla birlikte karşıladık. Açıklama sırasında jandarmanın ‘trafiği kapatıyorsunuz’ baskısı ve ‘müdahale edeceğiz’ tehditlerine rağmen açıklama sonrasında açılan trafikte araçlar, zafer işaretleri ve zılgıtlarla geçiyordu. İşgal altındaki şehir Hakkari, yürüyüş sonrasında geçtiğimiz Hakkari’de, seçim öncesinde kadınların kapı kapı dolaşarak yoğun çalışması ile tüm baskılara rağmen belediye kazanılmış ve kayyımdan kalan enkazı kaldırma çalışmalarına hızla başlanmış. Kayyımla birlikte şehir adeta açık hava garnizonuna dönüştürülmüş olsa da buradaki kadınlar, tehditlere rağmen çalışmalarını sürdürüyor.”
 
Kadın eşitlikçi politika
 
Ardından söz alan Betül ise Wan’da gerçekleştirdikleri temaslara dair aktarımlarda bulundu. Belediyelerin önümüzdeki sürece dair planları arasında kadın ekonomisini, geleneksel kadınlık rollerinden ziyade daha eşitlikçi bir biçimde geliştirme noktasında çalışmaların sürdürüldüğünü paylaştı. Kayyımın bıraktığı tahribatların ardından DEM Parti Belediye kadın eşbaşkanların çalışmalarını sürdürdürdüğünü kaydeden Betül, eşbaşkanların hayata geçirmek istedikleri projelere değindi. Betül, “Şiddet hattı dinlenme evleri, kamusal mekanlar, akademiler kayyım yönetiminde kapatılmışken yeni belediye ile  tekrar açıldı. Jin Kart uygulamaya geçti ve sadece il merkezinde değil, ilçelerde uygulamak için de çalışmalara başlanmış. Tüm ilçelerin kadın eşbaşkanları, ilçelerindeki kadın eşitlikçi politika planlarını paylaştı. İlçelerin ortak planlarından birisi kadınların birlikte sosyalleşebilecekleri kamusal alanlar.”
 
‘Güç veren ziyaretleri artırmak hepimizin görevi’
 
Tüm bu şiddete, baskıya ve umutsuzluğa rağmen Kürt kadınların yaşamlarına sahip çıkma arzusuna, şahit olduklarını dile getiren Betül, iktidarın tüm baskısına karşı bu kentlerde kadınların mücadelesiyle eşit, özgür bir yaşam örülmeye çalışıldığını vurguladı. Betül, konuşmasının devamında ise sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kayyım gaspı, aslında kadınların hayatını çalma girişiminin somut bir aracı. Belediyelerin kadın politikalarını görünür kılmak, gerektiği yerde çeşitli dayanışmalar kurmak, hepimize güç veren ziyaretleri artırmak hepimizin önündeki görev olarak duruyor.”
 
Ardından toplantı sona erdi.