Kadın olduğumuz için direnişi kıracaklarını düşündüler: Artık bizden korkun

  • 09:06 27 Eylül 2018
  • Emek/Ekonomi
İSTANBUL - Sendikalı oldukları gerekçesiyle işte çıkarılan Flormar direnişçilerinden Nurhan Güler, 14 yıl boyunca emeğinin karşılığını alamadığını belirterek “Kadın olduğumuz için direnişi kıracaklarını düşündüler ama başardık. Onlar da bunun farkında. Bizden korkun” dedi. 
 
Özlük hakları için Flormar fabrikası sürdürülen direnişe öncülük eden kadınlardan biri de Nurhan Güler. 14 yıl çalıştığı Flormar’ın Bahçelievlerden Gebze’ye taşınmasına ve giderek büyüyerek farklı bölümlerin açılmasına tanıklık eden Nurhan, bu sürede büyük emekler verdi. 
 
‘Makinelerimiz dahi yoktu’ 
 
Çok zor koşullarda çalıştığını söyleyen Nurhan, “Daha taşınma evresindeydi manueldi çalışmalarımız. Makinelerimiz daha yoktu. Hiçbir bölüm oturtulmamıştı. Yıllar içerisinde büyüdü gelişti. Genel itibariyle kadınların çoğunlukta çalıştığı bir firma. İşlerin ağır olduğu bölümler var. Mesela biz maskara bölümünde çalışıyorduk. Maskara bidonlarımız yüzer kiloydu. Taşınması için erkeklerin çalışmasını istiyorduk ama onlar istemiyordu. Çünkü erkekler böyle ağır işlerde çalışamıyorlardı. Sıkılıyorlardı. Bir müddet sonra çalışmak istemiyorlardı. ‘Ağır iş’ diyorlardı. Biz kadınlar daha bir mücadeleciyiz. O yüzden genel itibariyle sürekli kadınlar çalıştırılıyordu. Tabi maaşa geldiği zaman bize yine asgari ücret veriliyordu” dedi.  
 
‘Fabrikanın büyümesi maaşlarımıza yansımadı’
 
Zam taleplerinin sürekli “Makine alıyoruz. Yeni bölüm açtık” gerekçeleriyle reddedildiğini ifade eden Nurhan, kendilerinin de destek vermeye çalıştıklarını ancak bunun hep su istimal edildiğini dile getirdi. En sonunda emekçiler olarak haklarını almak için sendikalı olmaya karar verdiklerini dile getiren Nurhan, “Birkaç yıl önce de sendikalaşmak istedik fakat yeterli birlikteliği sağlayamamıştık. En son bıçak kemiğe dayandı. Asgari ücrete çalışıyorum, iki çocuğum var. Mecbur çalışmak zorundayım. Ülke koşulları belli, bir kişinin çalışması ile kesinlikle geçinilmiyor. Yıl içerisinde cirolarımız arttı. Biz de maaşlarımızda iyileştirme talep ettik. Bu hiçbir şekilde bize yansıtılmadı. İlk zamanlarda çatılarımız tavanlarımız yoktu. Çok soğukta çalışıyorduk. Buz gibiydi. Hep beraber bir imza topladık çatı yapılması için. Bunun bize dönüşü çok büyük oldu. Bunu da şimdi anlıyoruz ki bizim birlik olmamızdan korktular. Belki de bu günleri gördüler” diye anlattı. 
 
‘Şu anki mağduriyetimi kim karşılayacak’
 
İşten çıkarıldıktan sonra arabuluculuk süreci yaşadıklarına dikkat çeken Nurhan, patronların arabulucularıyla görüşmediklerini belirtti.  Arabulucu süreci bittikten sonra işe iade davası açtıklarını vurgulayan Nurhan, “Mahkemeyi bekliyorum ama benim şuan ki mağduriyetimi kim karşılayacak. Şuan mağdurum. Benim çocuklarım okula gidiyor. 14 yıl ben bu fabrikaya emek verdim. Nasıl bir vicdandır ki sen burayı bana kapatıyorsun?” diye sordu. 
 
‘Artık bizden korkun’
 
İşten atılma korkusuyla bugüne kadar yapılan haksızlıklara sessiz kaldığını kaydeden Nurhan, yıllar içesinde kendisini savunmayı öğrendiğini dile getirdi. Ses çıkarılmadığı sürece emekçinin ezilmeye mahkum olduğunu vurgulayan Nurhan şöyle devam etti: “Bizi çıkardıkları gün ‘haklarınızı alamayacaksınız’ dediler. Gayet rahat bir şekilde söylendi. ‘Hukuki yola başvuracaksınız ama çok uğraşacaksınız’ dediler. Sendikalı olduğumuzu duydukları ilk andan itibaren bu baskıları uyguladılar. Biraz da kadın çoğunluğu olduğu için kıracaklarını düşündüler açıkçası. Bizi püskürtebileceklerini düşündüler. ‘Arkadaşlar tamam böyle bir şeye başvurdunuz biz aramızda konuşalım maaşlarınızda biraz da iyileştirme yapalım’ denilebilirdi ama kesinlikle yapmadılar. Direnişi kırmak istediler ama bu direnci kıramadılar. Buraya çıktım daha güçlü hissediyorum kendimi. Onlar da bunun farkındalar. Biz de bu kadar başaracağımızı düşünmüyorduk açıkçası. Bize verilen destekten çok mutluyuz. Kadınlar çok destek verdiler. Kadın dayanışmasından çok mutluyuz. ‘Artık her şey yaparız’ diye düşünüyoruz. Bizden korkun.”