Sağlık emekçileri: Yıpranma payımızı talep ediyoruz

  • 14:21 20 Eylül 2018
  • Emek/Ekonomi
ANKARA - Sağlık emekçilerinin tepkiyle karşıladığı "Yıpranma payı (Fiili hizmet süresi zammı)" ile ilgili düzenlenen toplantıda konuşan SES Eşbaşkanı Gönül Erden, "Sağlık ve sosyal hizmet iş kolu ağır ve tehlikeli iş kolu kapsamındadır. O sebeple de yıpranma payımızı talep etmekteyiz" dedi.  
 
Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası(SES)   uzun zamandır sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin gündeminde olan "yıpranma payı (fiili hizmet süresi zammı)" ile ilgili olarak SES Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi.  Toplantıya Türk Tabipler Birliği, Türk Diş Hekimler Birliği,  Sosyal Hizmet Uzmanlar Derneği,  Türk Psikologlar Derneği,  Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Türk Hemşireler Derneği üyeleri katıldı. Toplantıda açıklamayı sendikalar adına SES Eşbaşkanı Gönül Erden okudu.  
 
'Hakkımızdan mücadelemizden vazgeçemeyeceğiz'
 
Ekonomik krizden söz konusu politikaları oluşturanların ve sermaye sahiplerinin sorumlu olduğunu söyleyen Gönül, bu krizin faturasının ise emekçilere çıkarılmak istendiğini kaydetti. Gönül, "Krizi gerekçe göstererek, ekmeğimize el konulmak isteniyor, cebimizdeki üç kuruşa göz dikiliyor, haklarımız daha da budanmak isteniyor. Krizi fırsat gören patronlar işçilerin mesai ücretlerine el koyuyor, işten çıkarmalar yaygınlaşıyor. 'Aynı gemideyiz' denilerek emekçilerden fedakarlık bekleniyor. Ancak krizi biz yaratmadık, sorumlusu biz değiliz, hiçbir hakkımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Tıpkı aylardır hakları için direnen Flormar işçileri gibi, tıpkı sendikalaşmaları engellenen ve 150 günden fazla süredir direnişlerine devam eden Cargill işçileri gibi ve tıpkı en insani, en temel hakları için mücadele eden havalimanı işçileri gibi haklarımızdan ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.  
 
'Çalışma ortamı tehlike barındırıyor'
 
Sağlık çalışanlarının koşullarına değinen Gönül, çalışma ortamlarının, fiziksel, kimyasal, biyolojik açıdan tehlike barındırdığını ifade etti. Gönül şöyle devam etti: "Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri Hepatit, AIDS, KKKA gibi pek çok hastalık yönünden risk altındadır, ameliyathane çalışanlarının yüzde 83'ü kesici-delici alet yaralanması yaşamakta, bilimsel olarak da ilişkisi kanıtlandığı üzere gece nöbetlerinin, bozulmuş uyku ve yemek döngüsünün sonucunda diyabete yakalanma oranımız artmakta, kadınlarda meme kanseri sıklığı artmakta, ülser, kalp krizi, inme, depresyon hatta intiharlar ve ölüm bizlere nöbetlerin hediyesi olmaktadır. Özetle sağlık ve sosyal hizmet iş kolu ağır ve tehlikeli iş kolu kapsamındadır. O sebeple de yıpranma payımızı talep etmekteyiz."
 
'Yıllardır taleplerimiz torbaya sığmadı'
 
Sağlık alanında sorunların her geçen gün artığını söyleyen Gönül,  bugüne kadar iktidarlar tarafından her 14 Mart'a fiili hizmet verileceğinin vaat edildiğini ve seçim dönemlerinde de iktidarların bunu gündeme getirdiklerini, ancak seçim bittiği zaman herhangi bir adım atılmadığının altını çizdi.  Gönül, "Yıllardır sağlık emek ve meslek örgütlerinin gerekçelerini de sunarak, yapılan işin yıpratıcılığa göre düzenlenmiş fiili hizmet tazminatı kanun teklifi görmezden gelinmiş, 'ben yaptım, oldu' denilerek sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ve örgütlerinin dahil edilmediği şekilde düzenlemeye gitmek tercih edilmiştir. Yıllardır 'taleplerimiz torbaya sığmaz' diyerek tam da bunu kastetmekte idik. Maalesef ki yanılmadık, taleplerimiz torbaya sığmadı" diye belirtti. 
 
Söz konusu tasarının bu haliyle yürürlüğe girmesini kabul etmediklerini vurgulayan Gönül, haklarını elde edene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini dile getirdi. 
 
Gönül son olarak, "*Sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan tüm emekçilerin dahil edildiği, geçmiş çalışma yıllarını kapsayan, fiili çalışma süresi şartını kaldıran ve yeni bir yasal düzenlemenin yapılmasıdır" diyerek sağlık emekçilerinin taleplerini sıraladı.