18 milyon öğrenci yeni eğitim yılına başlıyor: AKP karma eğitimi adım adım kaldıracak

  • 09:05 16 Eylül 2018
  • Emek/Ekonomi
Habibe Eren
 
ANKARA - Yeni eğitim ve öğretim yılı başlarken sürekli değişen eğitim sistemine ilişkin konuşan HDP Eğitim ve Kültür Sanat Komisyonu üyesi Eş Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ, 
"AKP son yaptığı yönetmelik değişikliği ile karma eğitimi bir seferde değil, adım adım kaldırmayı amaçlıyor. Bu toplumsal eşitlik ve özgürlük anlayışını tamamen ortadan kaldıracak" uyarısında bulundu. 
 
AKP'nin iktidara geldiğinden bu yana üzerinde defalarca değişikliğe gittiği en önemli alanlardan biri eğitim oldu. Müfredat ve nitelik açısından oldukça sorunlu olan eğitim sistemine cinsiyetçiliğin, militarizmin ve eşitsizliğin eklenmesi ile birlikte eğitim alanı ciddi bir niteliksizleştirmeyi de beraberinde getirdi. Yeni eğitim ve öğretim yılı başlarken yaklaşık 18 milyon öğrenci bu sistemin mağduriyetini yaşayacak.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP)  Eş Genel Başkan Yardımcısı aynı zamanda Eğitim ve Kültür Sanat Komisyonu üyesi Sevtap Akdağ eğitimde "krize" dönüşen temel sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
 
'Tekçi ve ezberci eğitim sistemi giderek sorunlu hale geliyor'
 
Türkiye'de eğitim sisteminin ciddi anlamda sorunlu olduğunu, bunun yanında ezberci ve sorunları çözmede eksik kaldığını belirten Sevtap, "Tekçi bir yapısı var başlangıçtan itibaren; ancak AKP iktidarı ile birlikte eğitim alanı sorunlar olmaktan çıkıp krizler yumağı haline gelmiş durumda. Gerek müfredatın içeriği, gerek okulun, çocukların gelişimine uygunluğu,  gerekse de çocukların hayata atılırken yaşadığı sorunlar. Hangi açıdan bakarsanız bakın AKP iktidarı ile başlayan dönem ve 4+4+4 sistemi ile birlikte eğitimi topyekün kendi ideolojik formasyonuna göre biçimlendirme yaklaşımı eğitimin sorunlarını giderek artırıyor" diye konuştu.
 
'Eğitim hiçbir zaman ücretsiz olmadı'
 
Eğitim ve para noktasında AKP iktidarı boyunca sorunların yaşandığına dikkat çeken Sevtap, şöyle devam etti: "Her zaman çocuklardan kayıt parası ve okul düzenlemesi adı altında çeşitli ücretler talep edildi.  Şimdi artık velilerin yaşadığı büyük harcamalarla birlikte bugün 'herkes ancak parası kadar okuyabilir' durumunda. Özel okulların eğitim içerisindeki payları git gide yükseltilmiş ve büyük kamu kaynakları aktarılmış. Oysa devletin sağlamakla yükümlü olduğu eğitime harcamalarda sürekli kısıtlamaya gidilmiştir. Bugün dünya ortalamasında kamuya ayrılan kaynaklar açısından en alt sırada yer alıyoruz. Çocuklarını kamu okuluna gönderen ailelerin harcamaları da giderek büyüyor. Bu parasız ve eşit eğitim noktasında çok büyük sorunlar açığa çıkartıyor."
 
'İmam Hatip okulları AKP'nin ideolojik laboratuarı'
 
AKP'nin eğitim politikalarının tekçi olduğunu ve tek din ve tek mezhebe dayandırıldığını söyleyen Sevtap, eğitimde ciddi bir ideolojik yönlendirmenin söz konusu olduğunu ifade etti. İktidarın kendine "biat" eden ve "sadık" gençlerin yetiştirilmesi amacıyla eğitimi şekillendirmeye çalıştığını dile getiren Sevtap, şu sözleri kullandı: "Bu anlamıyla da İmam hatip okullarını bu ideolojinin laboratuarı haline getirtiyor. İmam Hatip olmayan okulları da imam hatipleştirme amacını yürütüyor. İhtiyaç olmadığı halde her yerde İmam Hatip okullarının açılması bunu gösteriyor. İmam hatip okullarında her bir öğrenci başına devlet tarafından harcanan yatırım ortalama bir lisede okuyan öğrenciye harcananın iki katı kadar. Yıllardır İmam Hatipler üzerinde çalışıyor olmalarına rağmen bu okulların üniversiteye yerleştirme oranının yerlerde olması,  buralarda gerçek anlamda nitelikli ve çocuğun kendi gelişimini sağlayacak eğitimin olmadığını gösteriyor." 
 
Kamusal eğitimin son süreçte tümüyle bitirildiğini ve eğitimin ideolojik anlamda niteliksizleştirildiğini ifade eden Sevtap, çocuğun özgür, bağımsız düşünmesini sağlayacak sistemin ise ortadan kaldırıldığına dikkat çekti.
 
'Otoriter ve faşizan rejimlerde ilk saldırı kadın bedeninedir'
 
Son süreçte karma eğitimin kaldırılmasını öngören uygulamaların getirilmesine değinen Sevtap, şunları dile getirdi: "Otoriter rejimlerin, faşizan rejimlerin ve diktatörlüklerin ulusal hegemonyayı ve toplumsal biçimlendirmeyi öncelikle kadın bedeni üzerinden gerçekleştirir. Dolayısıyla da ilk saldırıları kadın ve kız çocuklarının özgürlüğüne dönük gerçekleştiriyorlar. AKP iktidarı kendisini inşa etmeye başladığı ilk andan bu yana bu özelliklerini gösterdi. Son 5- 6 yıldır ise bu yaklaşımlar hayatın her alanında son derece yaygın olarak gerçekleştiriyor. Eğitim sistemi denen şey; çocuğun duygu ve düşünce dünyasının gelişimidir. Yani nasıl bir gelecek istiyorsun? Sorularına cevap verildiği ve bunların değerlerinin oluşturulduğu yapıdır. Bu yüzden bunun farkında olan AKP iktidarı tüm bu uygulamaları kadın bedeni üzerinden yaparken eğitim sisteminde de kadın kimliğini bu isteklerine göre yönlendiriyor. Bu anlamıyla eğitim ortamındaki cinsiyetçi ve geleneksel rollerin gösterildiği eğitim içeriklerinin sayısının artması 12 yıl olarak adlandırılan eğitim sisteminde özellikle kız çocuklarının ortaokuldan sonra okula devam edememesi ve eve hapsedilmesi ile erken yaşta evliliğe zorlanıyor. Bunları önleyici hiçbir adım atmayıp aksine çıkardığı yasalarla eğitim çağındaki öğrencilerin evlendirilmesine olanak sağlanıyor."
 
'Karma eğitimin infial yaratılmadan adım adım kaldırılması amaçlanıyor'
 
Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde bazı yerlerde karma eğitimin uygulanmadığını vurgulayan Sevtap, son yönetmelikle de toplumda infial yaratmadan uygulamanın adım adım getirileceğine işaret etti. Sevtap, "AKP geriye doğru düzenlemelerde hep bu şekilde adımlar attı. Son yaptığı yönetmelik değişiklikle karma eğitimi bir seferde değil, adım adım kaldırmak amaçlanıyor. Bu toplumsal eşitlik ve özgürlük anlayışını tamamen ortadan kaldıracak. Tüm eğitim emekçilerin,  velilerin ve öğrencilerin bu yaklaşıma karşı çıkması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
 
'Bu politikalara 'evet' dersek yarın bir arada yaşayamayacağız'
 
Bir arada yaşamın mümkün olmadığı eğitim sisteminin gelişen süreçle başladığını ifade eden Sevtap, "Yeni nesil var olan eğitim sistemi ile gelişecektir. Eğer biz AKP iktidarının getirmek istediği 'kindar nesiller' istiyor ve bu anlamda tüm bu eğitim politikalarına 'evet' dersek yarın bizler bir arada yaşayamaz hale geleceğiz" diye konuştu.
 
'AKP iktidarı boyunca 17 bin köy okulu kapatıldı'
 
Türkiye'de var olan sistemle birlikte çocukların okullaşma oranının her geçen gün düştüğünü söyleyen Sevtap, AKP iktidarı boyunca 17 bin köy okulunun kapatılarak çocukların taşımalı eğitime mahkum edildiğini vurguladı. Bunun bir "tercih" olduğunu kaydeden Sevtap, çocukların barınma koşullarının devlet tarafından sağlanamadığını ve bu yüzden çok sayıda çocuğun istismara maruz bırakıldığını anımsattı.
 
'Hiçbir insan yaşamak ve okumak arasında bir tercihe zorlanamaz'
 
Çocukların cemaat ve vakıf yurtlarına yönlendirildiğini ve burada korumasız olarak barınmak zorunda bırakıldığını belirten Sevtap, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gerçek anlamda hiçbir denetimin olmadığı, pedagojik formasyona sahip olmayan kişilerin yönettiği sadece bir tek ideolojik yaklaşımla çocukların biçimlendirilmeye çalışıldığı yerlere çocuklar emanet ediliyor. Bu çocuklar buralarda savunmasız. Aladağ'da yaşamını yitiren çocuklarımızdan bir tanesinin babasının o dönem söylediği şey hepimizin kulağına küpe olması gereken bir şeydi. Çocuklardan bir tanesi 'Süleymancıların yurduna gitmek zorundayım. Okuyabilmek için. Ben okursam bir sonraki kardeşim de okuyabilir' diye gittiğini söylemişti.  Bir baba ise 'kızım burada öldü ben diğer çocuklarımı okutmayacağım. Okul yerine yaşamalarını seçiyorum' demişti. Hiçbir insan yaşamak ile okumamak arasında bir tercihe zorlanamaz. Devlet olmak tüm bunları karşılayacak ve tüm bunlara cevap olacak ve insanların eşit bir şekilde eğitim olanaklarına ulaşmasını sağlamak."
 
'Suriyeli çocukların yüzde 30'u eğitim hakkından yoksun'
 
Ülkede yaşayan Suriyeli çocukların durumuna değinen Sevtap, Suriyeli mültecilerin yüzde 30'unun eğitim hakkından yoksun olduğunu ifade etti. Sevtap, "Devlet mültecilerin buradaki vatandaşlarla eşit koşullarda yaşayabilmesi ve eşit koşullarda eğitim alabilmesini sağlamak zorundadır. Yaşam savaşı veren mülteciler çok küçük yaşta çocuk işçiliği ile karşı karşıyalar. Çocuk yaşta evlendirilmeye zorlanan ve devletin bu konuyu önlemesi ve düzenlemesi ve caydırıcı cezalar vermesi gerekirken durum böyle yaşanmıyor. Bu anlamıyla mülteciler de bu durumu fazlasıyla yaşayabiliyor. Çocuk yaşta gebe kalan çocukları basından da görüyoruz" dedi.
 
'Anadilde eğitim kanayan bir yara olmaya devam ediyor'
 
HDP'nin ve birçok meslek örgütünün yıllardır dile getirdiği anadilde eğitim talebine ilişkin de konuşan Sevtap, şunları söyledi: Bir coğrafyada eğer demokrasinin kırıntılarını arıyorsanız; ilk bakacağınız yer insanların kendini istediği gibi ifade edilmesidir. AKP iktidarı bu konuda söz verip 'yerel dillerin' öğrenilmesi gibi kavramları gündeme getirerek bu talebi, gerçek anlamda yerine getirmek için hiçbir çaba göstermedi. Bu hala kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Anadilde eğitim halkların mozaik olarak var olduğu bir yerde tüm vatandaşlara eşit olarak sağlanması için savunduğumuz en temel haklardan biridir. Bunların demokratik bir toplumun asgari koşulları olduğunu düşünerek dile getirmeye devam edeceğiz. Eğitim sendikalarının bu anlamda verdiği mücadelenin de her zaman yanındayız."