Koşuyolu katliamı üzerinden 17 yıl geçti

  • 09:05 11 Eylül 2023
  • Güncel
 
Şehriban Aslan
 
AMED - Koşuyolu Parkı’nda 2006 yılında gerçekleştirilen patlamada katledilen 10 kişinin gerçek failleri birçok dosyada olduğu gibi açığa çıkarılmazken, üzerinden geçen 17 yıl katliamı unutturamadı.
 
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Koşuyolu Parkı’nda 12 Eylül 2006 tarihinde meydana gelen ve 10 kişinin katledildiği patlamanın üzerinden 17 yıl geçti. Saldırının ardından Türk İntikam Tugayı (TİT) isimli yapının üstlendiği patlamada, Abdullah (6 aylık), Nazlıcan (4) ve Nazar Çetinkaya (2) adlı kardeşler ile Şilan (6 aylık), Zilan (8), Evin (10), Mizgin Demir (12) kardeşler ve anneleri Faide Demir, Hasan Marangoz (14), Rojhilat Aslan (28) katledildi. 5 yaşındaki Barış Demir, Maide Çetinkaya ve Ali Haydar Kaplan ayağını, Emine Yetişecek ise sol elini kaybetti.
 
Katliam sonrası Rezan’da esnaf kepenk kapattı. Sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Diyarbakır Demokrasi Platformu'nun öncülüğünde, olayın gerçekleştiği Koşuyolu Meydanı'nda bir gösteri yapıldı. Ardından platformun çağrısıyla üç günlük yas ilan edildi.
 
TİT üstlendi
 
Katliamın ardından yine havuz medya saldırıyı gerçekleştirenin PKK olduğunu söylese de Fırat Haber Ajansı (ANF) geçtiği haberde, saldırıyı TİT’in üstlendiğini yazdı. Dosya, Diyarbakır Valiliği, emniyet ve cumhuriyet savcılığı arasında kaybettirildi.
 
Ergenekon soruşturmasında patlamanın detayları
 
Türkiye’nin gündeminde geniş yer alan Ergenekon operasyonu ve arkasından hazırlanan iddianamede Koşuyolu’nda yapılan patlamanın izlerine rastlandı. İddianamenin ek klasörlerinde yer alan 243 nolu klasörün “Diyarbakır Dosyası” adıyla kaydedildiği ortaya çıktı. 537 sayfadan oluştuğu belirtilen klasörün içinde Amed’de gerçekleşen patlamaya ilişkin soruşturma evrakları, savcılık yazışmaları, otopsi raporları, ihbar tutanakları, emniyet ile yapılan yazışmalar, operasyon tutanakları, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı arasında yapılan yazışma müzekkereleri, soruşturma kapsamında çıkarılan yakalama emirleri, Diyarbakır mahkemelerince çıkarılan farklı iş kararları, şüpheli beyan tutanakları, emniyet ve Jandarma tarafından tutulan tutanaklar yer aldı. Ancak avukatlara dağıtılan ekler arasında bu klasörün ilk 444 sayfası yer almadı. Sadece Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) yöneticileri ile ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame yer aldı. Koşuyolu patlaması ile ilgili ise hiçbir evrakın dosyada yer almaması dikkat çekti.
 
Tazminat reddedildi
 
Katliamda yaşamını yitiren 10 kişi ile yaralananlar için, “İçişleri Bakanlığı aleyhinde idarenin sorumluluğu vardır” ilkesi gereğince 350 bin TL ile 700 bin TL arasında değişen miktarlarda tazminat başvuruları yapıldı. Ancak Bakanlık tarafından bu tazminat talebi reddedildi. Diyarbakır Valiliği ise “Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun” çerçevesinde saldırıda katledilen her kişi için 18 bin TL ödeme kararı aldı. Valilik 3 çocuğunu kaybeden, kendisinin de ayağı kesilen Maide Çetinkaya’ya ayrıca 5 bin 920 TL, 3 kardeşi ile annesini kaybeden, kendisinin de ayağı kesilen Barış Demir’e ise bin 315 TL ek tazminat verdi. Avukatlar, Valiliğin öngördüğü tazminat miktarını yeterli görmeyince uyuşmazlık tutanağı imzalandı. Ailelerin avukatlığını yürüten İHD’li avukatlar da bu karara itiraz ederek davayı Bölge İdare Mahkemesine taşıdı.
 
Hizmet kusuru bulunmuyor!
 
Patlama ile ilgili bir ihbar veya istihbarat bulunmadığını gerekçe gösteren İdare Mahkemesi, idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığını savunarak ailelerin açtığı davayı reddetti. Ailelerin Danıştay'a yaptığı başvuru da 21 Mart 2012 tarihinde 15'inci Daire tarafından aynı gerekçe ile reddedildi. Danıştay'ın ret kararı üzerine yakınlarını kaybeden aileler, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini gerekçe göstererek, 22 Ekim 2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, 20 Nisan 2016 tarihli kararında ailelerin adil yargılama hakkının ihlal edildiğini belirterek, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.
 
Dosyanın gönderilmesi üzerine yeniden yargılama yapan Diyarbakır 1'inci İdare Mahkemesi, ölüm olayında idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığına, ancak mağduriyetin başka türlü giderme yolu bulunmadığından çektikleri elem ve üzüntüye karşılık olarak, yaşamını yitiren her kişi için ailelerine 20'şer bin lira manevi tazminat ödenmesinin hakkaniyete uygun olacağına karar verdi.
 
Faillere ceza
 
Ayrıca 3 fail ile ilgili Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın karar duruşması 17 Mayıs 2012 tarihinde görüldü. Tutuklu faillerden Hikmet Topal ve Burhan Güneş'e TCK'nin “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçundan 1'er, “kasten öldürme” suçundan da 11'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve patlamada yaralanan 14 kişiyi “kasten tasarlayarak bomba ile öldürmeye teşebbüs” ve “izinsiz patlayıcı madde bulundurdukları” gerekçesiyle ayrıca 216’şar yıl 8’er ay hapis cezası verdi. Mahkeme aynı suçlardan her iki faile 80 bin lira adli para cezası verdi. Mahkeme heyeti ayrıca faillerden Murat Ekin'e de “patlayıcı madde bulundurmak” ve “yardım yataklık etmek” suçlarından 12 buçuk yıl hapis cezası verdi.
 
Silüetleri Yaşam Hakkı Anıtı’nda…
 
Patlamanın yaşandığı Koşuyolu Parkı önüne, katliamda yaşamını yitiren 10 kişinin anısını yaşatmak için Amed Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan “Yaşam Hakkı Anıtı”, katliamın ikinci yıldönümünde 2008 yılında törenle açıldı. Törene katledilenlerin yakınlarının yanı sıra siyasetçiler ve sivil toplum örgütleri de katıldı. Anıtın çevresine yapılan iki duvara yitirilenlerin tek tek isimleri yazılırken, katledilenler siluetlerle ölümsüzleştirildi. Ve 2008’den bu yana Yaşam Hakkı Anıtı, başta kayıp yakınları olmak üzere hak ve adalet mücadelesini sürdüren herkesin sesini yükselttiği bir alan. Bu anıt önünde verilen hak mücadelesi ile yitirilenler de sadece yıldönümlerinde değil, her an anılıyor.