İZMİR - EÇSAV 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimde engelli yurttaşların temsiline ilişkin yaptığı açıklamada, engellilerin hem iktidar hem de muhalefette temsil edilmemesinin hak gaspı yarattığını vurgularken, cinsiyet eşitliği bağlamında bakıldığında tablonun daha vahim olduğuna dikkat çekti.

 

Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne bir ay kalırken, siyasi partiler aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sunarak milletvekili aday listelerini netleştirdi. Engelli Çalışanların Haklarını Savunma İzleme ve Geliştirme Platformu (EÇSAV) 14 Mayıs’ta yapılacak seçimde engelli yurttaşların temsiline ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. 

 

‘Engellilere omurgaymış gibi muamele’

 

Açıklamada, engelli yurttaşların yaşamış olduğu ayrımcılığı ortadan kaldırmak için politikalar geliştirebilmek adına 20’ye yakın engellinin çeşitli siyasi partilerden aday adaylık başvurusunda bulunduğu aktarılırken, “9 Nisanda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı kesin aday listelerinde aday adaylık başvurusu yapan birçok yurttaşımız daha ayrımcılıkla mücadele etme yolunda ilk adımı atmadan ayrımcılığa maruz kalmış ve fiziksel ve zihinsel farklılıkları sanki siyaset alanına bir angarya, bir omurgaymış gibi muameleye maruz kalmışlardır” denildi.

 

‘Engelli kadın adayların durumu daha kritik’

 

Gün geçtikçe ayrımcılık ve ötekileştirmenin arttığı vurgulanan açıklamada, 24 Haziran 2018 seçimlerine kıyasla ayrımcılığın artmakta olduğu kaydedildi.  Söz konusu ayrımcılığın devletin en üst zirvelerinden kaynaklandığı dile getirilen açıklamada, “Bu durum ülkemizde kadınlar özelinde ve cinsiyet eşitliği bağlamında ele alındığı takdirde, daha ağır ve içinden çıkılmaz bir ayrımcılık tablosunu önümüze sermektedir. Üstelik engellilik ve kadın temasında konuyu ele aldığımız zaman, özellikle de bu her iki özelliğin bir arada yaşanması ayrımcılığın ve ötekileştirmenin perçinlenmesiyle karşılaşmaktayız” denildi.

 

‘Sorun yardım temelli bakış açısından kaynaklanıyor’

 

Engellilerin çeşitli sosyal konularda da ayrımcılığa maruz kaldığına dikkat çekilen açıklamada, “Sağlık, eğitim, istihdam ve temel sosyal yaşam haklarına erişim bağlamında barınma ve bağımsız yaşam haklarından yetersiz politikalar nedeniyle tam ve etkin bir şekilde yararlanamamaktadırlar. Ne yazık ki yıllardır süregelen engellilere yönelik yardım temelli bir bakış açısı bulunmakta ve bu yardım temellilikten kaynaklı bir şekilde engelliler sosyal yaşamın birçok evresinde ayrımcılığa maruz bırakılmaktalar” sözlerine yer verildi.

 

‘Devlet mekanizmaları engellileri söz sahibi olarak görmüyor’

 

Devlet mekanizmasının engellileri sadece bakıma muhtaç, sürekli başkalarının desteğine ihtiyaç duyan bir anlayışla politikalarını planladığı ve dikkate almadığı ifade edilen açıklamada, “Bu nedenle engelliler kendi kararlarını kendileri alma hususunda tutsaklığa ve başkalarının inisiyatifine mahkum edilmektedirler” denildi.

 

‘Hak temelli politikalar baz alınmalı’

 

Açıklamada, engelliliğin yanı sıra cinsiyet eşitsizliği ve etnik farklılıklar nedeniyle de birbiriyle ilişkili şekilde ayrımcılığa da maruz kalındığı gerçeğinin toplumsal yaşamın birçok evresinde görüldüğü hatırlatıldı.  Açıklamanın devamında, “Oysaki bizler bu ülkenin engelli yurttaşları olarak yardım temelli değil, hak temelliliği baz alan politikalar planlayıp, karar alma mekanizmalarında yer alıp, insan onuruna yaraşır yaşam koşullarında yaşayabilmek adına etkin mücadele yürütmek hedefindeyiz” diye kaydedildi.  

 

‘Anayasanın 67. maddesi ihlal edildi’

 

Hem iktidar hem de muhalefet kanadının engellileri karar alma süreçlerinde ekarte etmesinin ülke nüfusunun yüzde 10’undan fazlasını oluşturan engellilerin devlet mekanizmasına ve siyasi ideolojilere güvenini zedelediği belirtilen açıklamada, “Yaşamakta olduğumuz bu ayrımcılık ve ötekileştirmeyle dolu süreç sadece engelli ve sakat bireylerin devlet mekanizmasına ve ideolojilere güvenini zedelemekle kalmayıp, Anayasanın 67. maddesi ile birlikte, Türkiye Cumhuriyeti ülkesinin taraf olmuş olduğu uluslararası düzeyde insan hakları sözleşmelerini de ihlal etmektedir” denildi. 

 

‘Mücadeleye devam’

 

Son olarak, yaşadıkları haksızlıklara hukuksuzluklara karşı susmayacaklarının altı çizilen açıklamada, insani yaşam haklarının standartlarını yükseltene kadar mücadeleye devam edileceğinin altı çizildi.