Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerini, 941’inci haftasında Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirmek isteyen Cumartesi Anneleri'ne polis saldırdı. Saldırıda aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve Cumartesi Anneleri’nin de bulunduğu en az 15 kişi gözaltına alındı. Saldırı ve gözaltılara ilişkin İHD İstanbul Şubesi'nde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu ve çok sayıda Cumartesi Annesi katıldı.

 

‘Hesap sormaya devam edeceğiz’

 

AYM’nin verdiği toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine dair verdiği kararı ve hatırlatan Setenay Yarıcı, AYM’nin kararının yerine getirilmesi için çeşitli kurumlara başvurduklarını ancak Galatasaray Meydanı’ndaki ablukanın devam ettiğini ifade etti. Setenay, “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir. Yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Toplanma ve basın açıklaması yapma özgürlüğümüzü ihlal etmeye son verin; Galatasaray’daki ablukayı derhal kaldırın demek için bugün saat 12.00’de Galatasaray’da yapmak istediğimiz basın açıklaması yine engellendi. Basın açıklamasını engelleyenler, gözaltı kararını verenler ve uygulayanlar Anayasa’yı kasten ihlal ettiler, ‘Anayasa bizi bağlamaz’ dediler.  Biz de diyoruz ki hukuksuzluğunuza boyun eğmeyeceğiz, kayıplarımızı aramaya, akıbetlerini sormaya, faillerinin cezalandırılmasını istemeye, hesap sormaya devam edeceğiz. Hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz" diye belirtti. 

 

‘Faillerin cezalandırmasını istemekten vazgeçmeyeceğiz’

 

Açıklamanın ardından konuşan gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren de, 1980’den bu yana gözaltında yaşanan kayıplara karşı mücadele ettiklerini ancak Galatasaray Meydanı’nda 700’üncü haftada gerçekleştirdikleri eylemden bu yana polis şiddeti ile karşı karşıya kaldıklarını belirtti. Faruk, “Galatasaray Meydanı o günden beri abluka altında. Biz kayıplarımızın akıbetini sormaktan faillerin cezalandırmasını istemekten vazgeçmeyeceğiz. Galatasaray’da taleplerimizi dile getirmeye devam edeceğiz” dedi.

 

‘Biz hep Galatasaray’a çıkacağız’

 

Ardından söz alan gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl ise 42 yıldır kuşaklar boyu abisini aradıklarını dile getirdi. Muzaffer, “Bugün başımıza gelenler için üzgünüm. Bu insanlar bunu hak etmiyor. Biz anayasal hakkımızı arıyoruz. Hakkımız elimizden alındı. Galatasaray bizim evimizdi haykırıyorduk orada insanlara sesimizi duyuruyorduk. Ölmüş insanlardan bu kadar mı korkuyorsunuz? Bizden arkadaşlarımızdan ne istiyorsunuz. Biz hep Galatasaray’a çıkacağız. Onlar almaktan biz çıkmaktan bıkmayacağız. Devlet bizden özür dilemeli, bizimle yüzleşmeli. Bu adalet hepimize lazım. Bu devletten bir beklentimiz yok. Bu ülke özgürlüğüne kavuşacak az kaldı” ifadelerini kullandı. 

 

‘Galatasaray bizim hafıza merkezimiz’

 

Son olarak konuşan gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Hüseyin Ocak ise adalet ve hakikat mücadelesi yürüttüklerini vurguladı. Hüseyin, “Önceki dönem başbakanı ile görüştüğümüzde ‘sizin sorununuz benim sorunum’ dedi ama daha sonra yeni ortaklarından dolayı bizim meydanda olmamız onu rahatsız etti. Her basın açıklamamıza saldırdılar. AYM Maside Ocak kararında açıklamaların saygıyla karşılanması gerektiğini belirtti. Ama devlet bu şiddetten vazgeçmeyecek. Biz bunu kınıyoruz. Galatasaray bizim hafıza merkezimiz. Galatasaray Meydanı kemiklerine ulaşamadığımız yakınlarımızın mezar yeri. Son kemiğimizi buluna kadar vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.