8 tutsaktan 8 mesaj

  • 09:07 12 Mart 2023
  • Güncel
 
Safiye Alağaş
 
AMED - Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan 8 tutsak kadın 8 Mart’a ilişkin 8 mesaj gönderdi.
 
Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsak gazeteci ve Yazı İşleri Müdürümüz Safiye Alağaş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla tutsak kadınların 8 Mart mesajlarını aldı. Cezaevi koşullarında yaptığı röportajı 8 Mart öncesi gönderen Safiye’nin bu haberi ancak 8  Mart sonrası ulaştırıldığı için gecikmeli yayınlanıyor. Öte yandan yine gazeteci Neşe Toprak’ın ajansımız için 8 Mart’a ilişkin çizip gönderdiği resminin de geciken mektuplar arasında olmadığı görüldü.
 
Safiye’nin haberi şöyle:
 
“Zindan koşullarında 8 Mart’ı karşılamak çok farklı bir duygu. İnsanın yüreğinde biriken enerjiyi, coşkuyu dışa vurup haykırma isteği müthiş yoğun. Eminim ki bu koşullarda bütün kadınlar aynı coşkuyu, heyecanı yaşıyordur. Bizler de halimizce 8 Mart hazırlıkları yapıyoruz. Skeç, avare, koro hazırlıklarımız büyük bir coşku ile devam ediyor. Mektubumuz büyük ihtimalle 8 Mart’tan sonra sizlere ulaşır. Zindan koşullarında ne yazık ki zamanında yetiştirme şansımız olmadı. Haftalardır bu mesajı göndermenin planlarını yapıyorduk. Ne yazık ki depremden felaketinden sonra mektup alma ve gönderme yapılamadı. PTT geçici bir süreliğine durdurdu. Nihayet 1 Mart’ta mektuplarımız alınmaya başlandı. Her şeyden önce depremde yaşamını yitiren herkesi saygıyla anıyoruz. Ne yazık ki 8 Mart’ı bir tarafımız buruk karşıladık. Yüreğimiz, kalbimiz bu acıyı yaşayan herkesle…
 
Acılarımıza inat söz söyleyeceğiz
 
8 Mart direniş günü her şeye rağmen, tüm acılara inat, sistemin bize hazırladığı enkaza inat sözümüzü söyleyeceğiz. Mücadelemizin sözünü bir kere daha yineliyoruz. Asırlardır mücadele azmimizi yitirmedik, bugün de yitirmiyoruz. 8 Mart’a dair 8 kadına 3 soru sorduk. Kimi kadınlar ilk kez 8 Mart’ı zindanda karşılıyor kimi de yıllardır zindanda karşılıyor. Yıllarca özgür alanlarda 8 Mart’ı karşılayan kadınlar sorulara buruk şekilde cevap vereceğini belirtti. Bu alanda olan bir kadının coşkusu, heyecanı ortak mücadelede buluşup mücadeleyi büyütmektir.
 
Gözlerin anlattıkları…
 
Zindan koşullarında olan her kadın dile getiremese de kaleme dökse de gözlerindeki ışık nerede olmak ve ne yapmak istediklerini anlatıyor. Kadınların gözündeki ışık huzmesi diyor ki “Tanrıçaların yeryüzündeki temsilcileriyle kutsal mekânlarda halaya durmak isterdim. Ondan sonra erkek sistem gelsin görsün bu cenk meydanını…” Dile gelmeyen sözcüklerin rüzgarla dansı gibi savrulup kadınların erkle yürüttüğü cenk meydanına akıyor. Birleşip tek yürek olup erkek sistemini sarsıyorlar.
 
İşte zindanda 8 Mart’ta 8 kadının şu 3 soruya dair yüreğindekiler kelimelere dökülüp sizlerle buluşuyor.
 
* 8 Mart sizler için neyi ifade ediyor?
 
* 8 Mart’ta nerede olmak ve ne yapmak isterdin?
 
* Kadınlara ne söylemek istersin?
 
Gazeteci Elif Üngür
 
* Binlerce yıldır süregelen temelinin cinsiyet eşitsizliğine dayanarak haksızlıklar, ezilmişlikler ve yok oluşların katliamlara dönüşerek; irade, birliktelik, direniş, mücadele ile varlığını toplumlara fark ettirmek uğruna canlarını kaybetmiş milyonlarca kadın var. Bu kadınların hangi dönemde, hangi koşullarda nerede olursa olsun direnişin ve mücadelenin devam ettiğini ve bana miras olarak devrettikleri kadın olmanın bilincinin sorumluluğunu yüreğimde taşıyarak hep birlikte yaratacağımız o güzel dünyada; gelecek olan güzel günlerin görülebilmesi için milyonlarca kadının yüreğinde yanan o ateşin bir kıvılcımı olduğunu ve bunun mücadelesini sonuna kadar verebilmek gerektiğini hatırlatıyor.
 
Benim, senin, kız kardeşlerimizin, annelerimizin yüzündeki gülümsemenin özgürlükle birlikte bütünleşebilmesinin gerekliliğini ifade ediyor.
 
* Kadın, erkek, çocuk ve yaşlı… Toplumun tüm bireylerinin bir araya gelerek dimdik durarak birbirine destek olduğu, hiçbir kadının bir daha haksızlığa, hukuksuzluğa, acılara, ezilmişliklere, katliamlara maruz kalmayacağının sözünün verildiği ve bunun zılgıtlarla, halaylarla kutlandığı sokaklarda olup bunu görebilen kadınlardan biri olmak isterdim.
 
* Yalnız değilsin. Umutsuzluğa kapılma, daima bir yerde senin için mücadele veren kadınlar olduğunu unutma. Sen de bir başka kadının hayatını kurtarabilmek için mücadele et ve pes etme. Bir gün mutlaka, sen olmasan da senin çabalarınla bir kadının, savaşının binlerce yıldır verildiği o günü yaşayacağını unutma.
 
Gazeteci Remziye Temel
 
* 8 Mart benim için yaşamı var eden ve her daim güzelleştiren biz kadınların haklarının verilmeyip emeğini sömürüldüğü, kadının varlığının yok sayıldığının cevabıdır. Kadınlar sömürüyü ve yok sayılmayı kabul etmeyip, mücadele ediyor. Asırlardır bedel ödüyor. Kadın mücadelesi kadın özgürlükçü bir toplum yaratacağını ifade ediyor.
 
* 8 Mart’ta ben de kadın yoldaşlarımla beraber ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla meydanlarda olmayı ve bu erk zihniyetini hiçbir zaman kabul etmediğimizi haykırmak isterdim.
 
* Biz kadınlara yılın bir gününü reva gören sistemi kabul etmeyeceğimizin sözünü yineliyorum. Ve yılın her günü yeni bir mücadele ruhuyla kadın yoldaşlarımın, bizim 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’müzü kutluyorum. Tüm kadınları özgürlük duygusuyla kucaklıyorum.
 
Zeliha Kocaman
 
* Nakşedilen yaşama verilen emek çabuk bitebilir mi? Bitmeyen emeğin sembol günü olarak belirtebilirim.
 
* Mekânsal olarak bir yer belirtemiyorum ama şunu hep düşündüm; eğer gücüm var ise tüm kadınların yüreklerinde olmak isterdim. Birlik savaşımını kavga etmenin güzelliği anlatıp yaşamın direnmekten geçtiğini bununla büyümemiz gerektiğinin sözünü verirdik.
 
* Işık kadar net isek; hakikati aşk tadında kadınca yaşayarak ve yaşatma dileğimi belirtiyorum.
 
Behiyan Dallı
 
* 8 Mart insanlığın çirkinlik abidesinin sarsılması, kadın şahsında erkeğin tahakküm düzenine bir kez daha kadının yıldızlaşan direnişini ifade ediyor.
 
* Neverland’da büyüklerin çirkinliğinden uzak masumiyet çarkında çocukların gökkuşağında kayıp çember oluşturup tüm parlaklıklarıyla; oyunlar oynayıp rengarenk şekerler içinde yüzen ve pespembe pamuk şekerleriyle rüzgarda uçan çocuklarla olmak isterdim.
 
* Kutsal olan ve var olmaya devam eden rahmimize dönmek istiyoruz. Çirkinliğe, kutsallığınızda, masumiyetimizle başkaldırın.
 
Emine Kaya
 
* 8 Mart benim için doğa ile özdeş olan kadının yeniden doğuşudur. Kadını yok sayan eril zihniyet karşısında canı pahasına büyük direnişleri yaratan, özünde yatan ahlaki ve politik, doğal demokratik yaşamı örme istemini ifade ediyor.
 
* 8 Mart’ta zindan koşulları dışında olmak isterdim. Fakat özgür düşünceye ket vurmak isteyen ülkelerde kadın irade olabilmek için mücadele bayrağını yükseltiyor. Kadını fiziki olarak yok edemeyen erk sistemi kadınları zindanlara atarak sindirmek istiyor. Yüzyıllardır sindirme ve yok etme politikaları boşa çıkıyor. Ben de sindirme politikaları noktasında bu direniş alanında kendimi daha da güçlendirmek istiyorum.
 
* 8 Mart teslimiyeti reddeden ve kabul ret ölçülerini açığa çıkaran güçlü iradeye sahip yıkılmayan ve direnen kadınlardan mirastır. Bize de bu direniş mirasının takipçisi olmak düşüyor. Bu direnişte yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor, özgür mücadeleyi büyütmeyi esas alan bütün kadınların 8 Mart’ını kutluyorum. Kadınlar kendilerine ait olanı mutlaka geri alacaktır.
 
Sinem Ateş
 
* Ben kadınları ve kadın mücadelesini hep aynı kaynaktan akan bir akarsuyun farklı kollarına benzetirim. Bu farklı kollar her aktığında nice toprağa can veriyorsa kadın ve kadın mücadelesi de her toprakta ve her ülkede mücadele edip, olduğu topluma can suyu oluyor. Ve 8 Mart’ta da erk zihniyete karşı tüm kadınların hep bir ağızdan isyanını haykırmasıdır.
 
* Tutsak bir kadın olarak elbette dışarıda direnen kadınlarla birlikte olup coşkularına şahitlik edip ortak olmak isterdim.
 
* Direnen tüm kadınların 8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününü kutluyor ve bu temelde erk zihniyetinin dayattığı tekçi zihniyetinin kadın mücadelemizin son vereceği günlerde hep birlikte güzel günleri karşılayacağımıza inanıyorum. Var olan mücadeleyi daha fazla büyütüp özgürlük ateşini daha fazla harlayalım.
 
 Gazeteci Neşe Toprak
 
* Binlerce yıl önce başlayan ve günümüzde aleni bir şekilde devam eden kadının özünden, değerinden uzaklaştırılıp tıpkı tarihte tanrıça İnanna’nın 104 m’sinin ondan çalınması, sonraki süreçlerde de sistematik bir şekilde şekil değiştirerek devam eden kadının temel hak ve özgürlüklerine saldırılar kadınlara daha çok büyük zararlar vermiştir. Bütün bu yok oluş katledilişlere rağmen kadın her yerde buna isyan etmiş ve mücadelesini başlatıp her ne kadar bedeller ödese de mücadelesini bırakmamış, günümüze kadar kartopu gibi büyütüp çok ağır bedeller ödeyerek gelmiştir. Özünden koparılmak istenen temel hak ve özgürlüklerini tamamıyla olmasa da yine eril zihniyete karşı mücadele edip almıştır. 8 Mart da bu haklardan biridir. Bugünü mücadelesinden canı pahasına asla taviz vermeyen mücadeleci kadınlara borçluyuz. 21’inci yüzyıl kadın yüzyılı diyerek bir gün değil her gün kadınlar günü olup mücadele bir an, bir saniye bile bırakmadan devam edecektir.
 
* Kadın için mücadelenin yeri ve zamanı yoktur ama yine de kadınların birbirine güç kattığını, aynı ortak dille, duyguyla bir araya geldiği alanlarda olup kadın özgürlüğü için kadınlarla birlikte haykırmak isterdim.
 
* Hala devam eden kadını alaşağı çeken mücadelesini her gün eril zihniyete inat, her bir kadının kendini güçlendirmesini, kendisiyle birlikte diğer kadınlara güç verip birlikte omuz omuza bu yolda yürümek gerektiğini ve mücadeleyi bir an bile bırakmamak gerektiğini hem kendime hem de diğer tüm kadınlara söylemek istiyorum.
 
Zozan (Hibe) Elmüslim
 
* 8 Mart kadınlara çizilen bütün sınırların kaldırılması ve erk zihniyetinin kadınları içine koymak istediği kalıpların kırılması anlamına geliyor. Kadın dediğimizde, baharın tüm renkleriyle gelip toplumlara yansıması olarak algılıyorum. Bahar nasıl ki gülsüz eksik kalıyorsa; toplumlarda kadının rengi olmadan eksik kalır. Çünkü kadın doğanın kendisidir. Kadın varlığın kendisidir, sudur, aydınlıktır. Yaşamın kendisi ve yaşamın güzelliğidir. Tam da bu nedenle kadınların özgürlük alanların olması gerekiyor. Varlığını haykırarak 8 Mart’ı kutlamaları gerekiyor. Kadınlar günü demiyorum çünkü bütün günler kadınlara aittir ve kadınlar için akıyor. 8 Mart kadın mücadelesinin farklılığını ve özelliğini ortaya koyan, hatırlatan bir gündür.
 
* Biz kadınlar nerede olursak olalım önemli değil. Her yerde kendi rengimizle mücadeleyi büyütüp yayacağız. Kadını, kadın mücadelesini haykırıp varlığımızı göstereceğiz.
 
* Güzel kadınlar sıcacık yüreğinizle ve yüzünüzden hiç eksik olmayan gülüşünüzle dünyayı bir bahar mevsimine dönüştürün. Ve baharın güzelliğini, rengini yayın. Anneler, genç kadınlar başta olmak üzere bütün kadınların 8 Mart’ını kutluyorum. Genç kadınlar her biriniz biriciksiniz. Biricik varlık ve yüreğinizle 8 Mart’ı her yerde kutlayın.”