Remziye’nin katledilmesinin üzeri örtülüyor

  • 09:04 10 Mart 2023
  • Hukuk
 
Zelal Tunç
 
WAN - 7 buçuk aylık hamile Remziye Bor’un katledilmesiyle ilgili AYM’ye yapılan başvuruya cevap veren Adalet Bakanlığı, “örgütle iltisaki bulunduğu” iddiasıyla “haksız” ve “hukuki dayanaktan yoksun” buldu. Avukatlar, buna karşın yaptıkları itirazda soruşturmalardaki zafiyetlere dikkat çekerek, Remziye’nin ölümünün üzerinin kapatıldığının altını çizdi.
 
Wan’ın Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesine bağlı Xaçort (Hacıbekir) Mahallesi’nde 7 buçuk aylık hamileyken polisin 19 Nisan 2016 tarihinde evine yaptığı baskın sonucu ağır yaralanan, tedavi gördüğü Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde 17 Mayıs günü de yaşamını yitiren Remziye Bor dosyasında yeni bir gelişme yaşandı. Avukatlarının Remziye Bor’un katledilmesine ilişkin dosyanın “faili meçhule” doğru götürülmesine karşı “yaşam hakkı” ve “adil yargılanma hakkı" ihlalleri gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yaptığı bireysel başvuruya, 28 Aralık 2022 tarihinde Adalet Bakanlığı’na bağlı “İnsan Hakları Daire Başkanlığı” tarafından cevap verildi.
 
İnternet üzerinden ‘ihbar’ yapılmış!
 
Adalet Bakanlığı’nın AYM’ye verdiği cevapta, 18 Nisan 2016 tarihi saat 13.12 sıralarında kimliğinin açıklanmasını istemeyen birinin “155@cgm.gov.tr” internet sitesine “PKK/KCK terör örgütü tarafından bomba imalatı ve terör örgütü üyelerince toplantı yapmak için kullanıldığı” iddiasıyla ihbarda bulunulduğu ve eve bunun üzerine baskın yapıldığı kaydedildi.
 
‘Bomba’ yapıldığı öne sürülen evin kapısı önce çalınmış
 
TEM, Özel Harekat Şube ve Özel Harekat polisleri ile Remziye’nin Xaçort Mahallesi’nde bulunan evine baskın yapıldığı ifade edilen cevapta, “bomba ihbarı” yapılan ev için  “Kapısı çalınmış, açan olmaması üzerine kapıyı açmak üzere koçbaşı ile kapı zorlandığı sırada içeriden atılan ilk ateş sırasında Özel Hareket görevlilerinden bir polis memuru karnından yaralanmış, saldırının devam etmesi üzerine içeride bulunan PKK/KCK terör örgütü mensubuna silahla karşılık verilmiş, çıkan çatışmada, 180 cm boylarında bir erkek örgüt mensubunun üzerinde otomatik silahla birlikte evin arka tarafından kaçmış olduğu, operasyona katılan emniyet mensuplarımızın yaptığı arama çalışmaları sonucunda, bir binanın bahçesinde saklandığı tespit edilen terör örgütü üyesinin etkisiz hale getirilmesi için yapılan çatışmada bir emniyet görevlimizin yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede şehit olduğu, İrfan Bor isimli şahsın evinde devam eden çatışmada evin kapısının koç başı kullanılarak açıldığı, evin girişine göre sol ve son oda olan yatak odasında bir erkek teröristin olay sırasında kullanmış olduğu tabancayla birlikte etkisiz hale getirildiği, evin içerisinde kontrol edildiğinde evin sahibi olduğu anlaşılan Remziye Bor’un çatışma sırasında yaralandığı görülmüş” ifadeleri dikkat çekti.
 
Ölümü faili meçhule bırakıldı
 
Cevapta, Remziye’nin ağır yaralı olarak kaldırıldığı Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde savcılık tarafından ifadesinin alındığı belirtilerek, Remziye’nin ateşin kim tarafından açıldığını görmediği ifade edildi. 19 Mayıs günü yaşamını yitiren Remziye için Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayla ilgili soruşturma dosyası açıldığı ve hakkında 2 Aralık 2016 tarihinde de “örgüt üyeliği” yönünden iddianame hazırlandığı hatırlatıldı. Yine Remziye’nin yakınları tarafından da  ölümüne ilişkin olarak Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusu üzerine “Taksirle ölüme  neden olma” suçundan soruşturma başlatıldığı ve 29 Aralık 2020 tarihinde de “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildiği belirtildi. Bu karara yapılan itirazın ise Van 2’nci Sulh Ceza Hakimliği tarafından 8 Mart 2021 tarihinde kesin olarak reddine karar verildiği ifade edildi.
 
Bakanlık bireysel başvuruyu ‘haksız’ buldu
 
Bakanlık Remziye’nin “örgüt ile irtibatı ve iltisaki bulunduğu” sonucuna vararak, AYM’ye yapılan bireysel başvurunun “haksız” ve “hukuki dayanaktan yoksun” olduğunu öne sürerek reddedilmesini istedi.
 
Avukatlar: Operasyon önlem alınmadan yapıldı
 
Remziye’nin avukatları bakanlığın bu görüşüne karşı 23 Ocak 2023’te cevap verdi. Avukatlar, bakanlığın başvurularında belirtilen hususların hiçbirine yanıt vermediğini dile getirerek, Bakanlığın cevabında çelişkilerin olduğunun altını çizdi. Avukatlar cevaplarında, “İhbarın yapıldığı eve gidildiği, kapının çalındığı, kapıyı açan olmaması üzerine koçbaşı ile kapı açılmaya çalışılırken içeriden ateş açılmaya başlandığı belirtilmiştir. Bomba imalatı yapıldığı iddia edilen bir eve kapı çalınmak veya koçbaşı ile girilmek suretiyle operasyon gerçekleştirmek çevrede bulunan sivil vatandaşların hayatını ve operasyonu icra eden kolluğun hayatını tehlikeye atacak bir olgudur. Kaldı ki gerekli önlemler ve tedbirler alınmadan yapılan operasyon neticesinde bir kolluk görevlisi ve başvurucular yakını hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle gerekli tedbirler alınmadan icra edilen operasyon neticesinde başvurucular yakını hayatını kaybettiğinden yaşam hakkının usul boyutu ihlal edilmiştir. Dolayısıyla soruşturma makamları olayı bu yönüyle ele almadan eksik ve yetersiz soruşturma neticesinde Remziye Bor'un ölüm olayını aydınlatmadığından yaşam hakkının usul boyutu ihlal edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
 
Remziye’nin katledilmesiyle ilgili bir soruşturma yok
 
Öte yandan avukatlar, 2 Aralık 2016 tarihli ek “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karara itiraz edilmemesi nedeniyle kanun yollarının tüketilmediği ileri sürülen bakanlık görüşüne cevaben de “Her ne kadar mezkur kararın maktul Remziye Bor'un ölümü ile ilgili soruşturma kapsamında verildiği belirtilmiş ise de söz konusu 2016/5692 sayılı soruşturma örgüt üyeliği yönünden düzenlenmiş bir iddianamedir. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilerek tarafımıza tebliği ve yargılamanın başlaması ile maktul Remziye Bor'un ölümü yönünden gerçekleştirilen bir soruşturmanın bulunmadığı anlaşılmıştır” denildi.
 
‘Suç duyurusuna yönelik hiçbir işlem yapılmadı’
 
“Bakanlık görüş yazısında kanun yollarının tüketilmediği iddiası yasal mesnetten yoksundur” ifadelerinin yer aldığı cevabın devamında “Zira 02.12.2016 tarihli kararda yalnız örgüt üyeliği yönünden karar verilmiş olması nedeniyle maktul Remziye Bor'un ölümü yönünden bağımsız bir soruşturmanın yürütülmediğinin anlaşılması üzerine 06.02.2017 tarihinde olayın araştırılması ve aydınlatılması talebiyle suç duyurusunda bulunulmuştur. Bakanlık görüş yazısından da anlaşılacağı üzere 06.02.2017 tarihli başvuruya istinaden hiçbir işlem yapılmamıştır” ifadelerine yer verildi.
 
‘Remziye Bor’un ölümüyle ilgili etkili soruşturma yapılmadı’
 
Avukatlar,  “Sanki 06.02.2017 tarihli başvurudan sonra tanık dinlenmiş soruşturma işlemleri yürütülmüş gibi açıklama yapılmış ise de görüş yazısında belirtilen işlemler 02.12.2016 tarihli karardan önce veya örgüt üyeliği yönünden hazırlanmış iddianame kapsamında gerçekleştirilen işlemler olduğundan bu konuda mahkemeyi yanıltmaya dönük değerlendirmeler hukuken kabul edilebilir değildir. Zira 2017 tarihli başvurudan sonra maktul Remziye Bor’un ölümüyle ilgili gerçekleştirilmiş tek bir işlem, alınmış bir karar yoktur. Bu husus etkili bir soruşturma yürütülmediğinin adeta olayın üstünün örtülmeye çalışıldığının kanıtı niteliğinde olup mahkemeye erişim ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğinin net göstergesidir” ifadeleriyle de hukuksuzluklara dikkat çekti.
 
Avukatların suç duyuruları işleme alınmadı
 
Avukatlar savcılığa yaptıkları suç duyurularının işleme alınmadığının da altını çizerek, “Suç duyurusunda belirtilen hiç bir husus değerlendirilmeden talebimiz reddedilmiş, akabinde matbu gerekçeler ile Sulh Ceza Hakimliği tarafından itirazımız reddedilmiştir. Böylece ölüm olayının aydınlatılması için talep ettiğimiz tüm hususlar matbu gerekçeler ile reddedilmiş, yaşam hakkının usul boyutu, etkili başvuru hakki, mahkemeye erişim hakki, gerekçeli karar hakkı ihlal edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
 
5 soruda Remziye’nin faillerinin bulunması istenildi
 
Soruşturma makamlarına yapılan suç duyurularında aydınlatılması talep edilen hususlar ise maddeler halinde şöyle sıralandı:
 
 “a) Olay yerinde başvurucular yakını Remziye Bor'un evin neresinde olduğu, maktulün fiziki konumu, merminin geliş açısı, iddia edilen örgüt militanının bulunduğu yerin (bulunduğu iddia edilen odanın) maktulün bulunduğu yerle konumu, kolluk kuvvetlerinin eve, maktule ve militana konumu, çatışmanın odaklarının birbirine konumu gibi hususların araştırılması, uzman kişilerin de katılacağı bir keşif icra edilmesi,
 
b) Maktulün ölümüne yol açan ateşli silahın cinsinin tespit edilmesi( Remziye Bor'un öldürdüğü iddia edilen örgüt militanının da çatışmada hayatını kaybettiği gerçeği karşısında ele geçen militana ait silah üzerinde inceleme yapılması. Remziye Bor'da meydana gelen yaralanma biçimi, şekli ile ele geçen silahın yol açabileceği yaralanmanın karşılaştırılması ayrıca bu hususta operasyona katılan kolluk kuvvetlerinin de el ve parmak izleri ile kullandıkları silahlarla ilgili incelemelerin de yapılması)
 
c) Başvurucular yakını Remziye Bor'un ölümüne neden olan mermi ve silahın balistik incelemeye gönderilmesi, bu silahtan parmak izi alınması, merminin hangi silahtan çıktığının tespiti,
 
 ç) Maktul Remziye'nin otopsi muayene tutanağında silahlı yaralanmaya bağlı olarak boyunda kırıklar meydana geldiği açıklanmıştır. Bu boyun kırıklarına ne tür bir silahın sebep olabileceği açığa çıkarılması,
 
d) Operasyon esnasında kolluk kuvvetlerinin yeterli önlem ve tedbiri alıp almadığının araştırılması gibi taleplerimiz karşılanmadan örgüt üyeliği açısından hazırlanan iddianamede örgüt üyeliği suçu açısından verilen karar ile ölüm olayı kapatılmıştır.”
 
Bakanlığın iddiaları reddedilmeli
 
Avukatlar son olarak da Bakanlık görüşünün reddedilmesini isteyerek, “Yukarıda açıklanan hususlar ile bireysel başvuru dosyasında belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde maktul Remziye Bor'un ölümü olayına dair gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmadığı, etkili soruşturmanın yürütülmediği, maddi gerçeğin açığa çıkarılmadığı, ölüm olayının aydınlatılması amacıyla yapılan başvuruların sürüncemede bırakıldığı, başvurulara karşı verilen savcılık ve Sulh Ceza Hakimliği kararlarının gerekçesiz verildiği, söz konusu olayda kolluk kuvveti mensubunun hayatını kaybetmesi nedeniyle gerekli soruşturma işlemlerinin yürütülmediği, böylece yaşam hakkının usul boyutunun, etkili başvuru, mahkemeye erişim ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle bakanlık görüş yazısında belirtilen iddiaların reddi ile bireysel başvuru dilekçemizde belirtilen hakların ihlal edildiği açığa çıkmış olup başvurucular açısından başvurunun kabul edilebilir olduğuna ve yaşam hakkının usul boyutunun, etkili başvuru, mahkemeye erişim ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğinin tespit edilmesini saygıyla vekaleten arz ve talep ederiz” ifadelerine yer verdi.
 
Ne olmuştu?
 
Wan’ın Reya Armuşe (İpekyolu) ilçesine bağlı Xaçort (Hacıbekir) Mahallesi’nde 7 buçuk aylık hamileyken 19 Nisan 2016 tarihinde polisin  evine yaptığı baskın sonucu ağır yaralanan Remziye Bor, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım servisine kaldırıldı. Yoğun bakım servisinde polislerin gözaltı muamelesi yaptığı ve yedi yirmi dört kapısında beklediği ağır yaralı Remziye’nin ifadesi alındı. Remziye karnında bebeğiyle yoğun bakım servisinde yaşam mücadelesi verirken, baskının yapıldığı 19 Nisan 2016 tarihinde evli olduğu İrfan Bor da “Örgüte üye olmak” iddiasıyla gözaltına alınarak yapılan işkence sonrası tutuklandı. Remziye’ye de “Örgüte üye olmak” iddiasıyla soruşturma açan Van  Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine tedavisinin olumlu sonuçlanması durumunda tutuklanarak cezaevine gönderilmesi istendi. Ancak  28 gün boyunca yoğun bakım servisinde  verdiği yaşam mücadelesi sırasında 7 buçuk aylık bebeğini sezaryen ile alınan Remziye, 17 Mayıs 2016 tarihinde yaşamını yitirdi.
 
Soruşturma savcısı ‘FETÖ’ den ihraç edildi
 
Remziye’nin katledilmesiyle ilgili avukatları 6 Şubat 2017 tarihinde polisler hakkında Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun 2 yıl yanıtsız kalması üzerine başvurunun akıbetini soran avukatlar suç duyurusunun evraklarının kaybolduğu ve işleme alınmadığını öğrendi. Bir taraftan Remziye’nin katledilmesi soruşturması “faili meçhule” doğru ilerlerken, yine aile avukatlarının yapılan başvuruya ilişkin yaptıkları dosya takibi sonucunda dosya savcısının “FETÖ” den ihraç edildiği bilgisi verildi.
 
‘Faili meçhul’ ile kaybettirilmeye çalışılan dosya AYM’de
 
Avukatların Remziye’nin ölümüne ilişkin savcılığa defalarca yaptığı itirazlar ısrarla işleme konulmadı. 22 Ağustos 2019’da avukatların,  "Taksirle ölüme neden olmak" suçundan Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuruya dair, 2020'nin Aralık ayında soruşturmaya ilişkin "kovuşturmaya yer yoktur" kararı verildi. Avukatlar, kararı Van 2’nci Sulh Ceza Hakimliği’ne taşırken, hakimlik, 8 Şubat 2021 tarihinde itirazı reddetmesi üzerine, “yaşam hakkı” ve “adil yargılanma hakkı" ihlalleri gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulunuldu.