Seralardaki sebzelerini birbirleriyle paylaşıyorlar
- 09:01 10 Mart 2023
- Güncel
Dilan Babat
HATAY - Samandağ’ın Atatürk Mahallesi’nde gönüllülerin desteği ile ayakta kaldıklarını belirten yurttaşlar, baharın gelişiyle seralarda yetişmeye başlayan sebzeleri de birbiri ile paylaşıyor.
Mereş (Maraş) merkezli meydana gelen depremin üzerinden bir ayı aşkın bir süre geçti. Bu süre içerisinde halk gönüllülerin desteğiyle ayakta kalmaya çalışırken, baharın kendisini yavaş yavaş hissettirmesiyle, yıkımın olduğu alanlarda sebzeler yetişmeye başladı. Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Atatürk Mahallesi’nde, hemen hemen tüm evler yıkılırken, depremden önce evlerin yanında kurulan seralar ise yaşamın sürdüğünü gösteriyor. Mahalleli enkazda hasar görmeyen seralarda yetiştirilen domates ve salatalıklarla sebze ihtiyacını gideriyor.
İlk üç gün halk kaderine terk edildi
Yıkılan evinin yanında kurduğu serada domates ve salatalık yetiştiren Hülya Karasu, ilk üç gün kimsenin yardımlarına gelmediğini söyledi. 3’ncü günden sonra AFAD’ın ve yardımların geldiğini ifade eden Hülya, “İlk iki buçuk gün herkes kendi çabalarıyla enkazda akrabalarını, cenazelerini çıkardı. Arabası olan kepçe bulmak için koşturdu, kepçesi olan enkazda çıkarabildiğini çıkardı. Üçüncü günden sonra AFAD’ın gelmesiyle beraber göçüğün en altında kalan ve çıkaramadığımız insanları çıkardı. Gönüllülerin yardımları oldu, ama sıkıntı vardı. İlk üç gün boyunca hiçbir şey yoktu, susuz kaldık. Bazı market sahipleri kendileri dağıttı bazıları marketi direk açıp halk aldı. Üç gün boyunca böyle hayatta kalabildik. Sonra yardımlar gelmeye başladı biraz toparlandık ama hala toparlanmış değiliz” dedi.
Bir aydır çadır başvurusuna yanıt verilmedi
Kaldıkları çadırların devlet tarafından kendilerine verilmediğini, başka şehirlerden tanıdıkları vasıtasıyla alabildiklerini dile getiren Hülya, deprem boyunca yağmur ve soğukta kaldıklarını kaydetti. Hülya, “Devlet kurumlarına çadır için başvurdum. Çünkü kaldığımız çadır yeterli değil. Yetkililere kayıt yaptırdım, geldiğinde arayacağız dediler. Bir aydır oraya hep gidiyoruz, başvurularımızı yapıyoruz ama çadır bulamıyoruz. Banyo yapamıyoruz, tuvalet ihtiyacımızı gideremiyoruz. Yine akrabalarımız konteynır gönderdi banyo ve tuvalet için ama kanalizasyon sorunlu ve yapacak insan bulamıyoruz o kadar kişi öldü ki” sözlerini kullandı.
Su sorunu devam ediyor
İç çamaşırı ve hijyen malzemelerine ihtiyaç duyduklarını kaydeden Hülya, başka bir seralarının olduğunu ve orayı banyo yapılacak şekilde kapattıklarını ifade etti. Hülya, “Sürekli yıkanamıyoruz, su sıkıntımız var. Elektriklerimiz yok daha bağlamadılar. Bize doğru dürüst su bile gelmedi. Çeşme bıraktılar bağladılar ama ondan hiçbir zaman su akmadı. Gönüller gelip bize depoyu dolduruyor. Oradan elimizi yüzümüzü yıkıyoruz. Sondajlar var, kimin varsa küçük kazanları dolduruyoruz öyle kullanıyoruz. Yoksa şebekede su yok kullanmıyoruz. Borular enkaz altında patlamış” diye belirtti.
Seralardan halka umut
Halkın bu kadar büyük bir dayanışmasını beklemediklerini dile getiren Hülya, son olarak şunları belirtti: “Hep geliyorlar bakıyorlar bize. Ellerinden geleni yapıyorlar ama bir yere kadar. Yardımseverler, gönüllüler çok koşturuyor ama devlet tarafından bir şey yok. Biz de mahallede kaç kişi kaldıysa kimin elinde ne varsa bölüşüyoruz. Böyle geçiyor zamanımız. İlerisi ne olur bilmiyorum. Seralarımız var orada ne yetişirse burada bulunan insanlarımızla bölüşüyoruz. Bir yerde sera ile uğraşmak da bize iyi geliyor. Dertlerimizi bir yerde unutuyoruz. Bir nebze bize yeniden umut oluyor.”