Ege’den iktidara: Gözümüz üzerinizde

  • 16:20 8 Mart 2023
  • Güncel
 
İZMİR - Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile İzmir’de bir araya gelen kadınlar, deprem sonucu yaşanan yıkımda devletin sorumluluğuna dikkat çekerek çocuk ve kadın haklarının uygulanması çağrısında bulundu, iktidara “Gözümüz üzerinizde” mesajı verdi.  
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla İzmir’in birçok yerinde açıklama yapıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Kadın Hakları Komisyonu açıklama yaptı. Açıklamayı kadınlar adına Cemile Karakaya okudu. 
 
‘Ayrımcılık, nefret ve şiddet temel ihtiyaçlara erişilmemesi’
 
Kadınların pandemiden kaynaklı sorunlar yaşadığını ve henüz bunlara çözüm üretilmemişken bir de depremde yaşanan kadın, çocuk, mülteci ve LGBTİ+ hak ihlalleri eklendiğini belirten Cemile, “Bölgede bulunan kadın yapılanmaları dayanışma ağını oluştururken yaşananları da kamuoyu ile paylaşarak bu ağı genişletmeye çalışmışlardır. Bölgeden aktarılanlardan da anladığımız üzere depremi yaşayanların  tıbbi bakıma, barınma ve giysiye, temiz su ve hijyene, yeterli gıdaya erişiminde yaşanan aksaklık ve koordinasyonsuzluklar, özellikle kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar için krizi ve hak ihlallerini daha da derinleştirmektedir. Kadın çocuk ve LGBTİ+ örgütleri özellikle kadınların ve LGBTİ+’ların yapılan yardımlara erişiminde çok ciddi zorluklar yaşadığını, kadınların başta ped olmak üzere ihtiyaçlarının karşılanmadığını, LGBTİ+’ların ise karşılaştıkları ayrımcılık, nefret ve şiddet nedeniyle yardım dahi talep edemediklerini aktarmaktadır. Bölgede bulunan halk sağlıkçıları da alınmayan tedbirlerden kaynaklı salgın hastalıkların başlamasının an meselesi olduğu konusunda uyarılarda bulunmaktadır” dedi.
 
Kadınların çocukların ve LGBTİ+’ların hijyen, barınma, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını çoklu hak ihlallerinin yaşandığını ifade eden Cemile, komisyonun taleplerini şu şekilde sıraladı:
 
“* Kadın, çocuk ve LGBT+ lar için bölgede güvenli alanların oluşturulmasını,
 
* Sağlık sorunları ve salgın hastalıkların önlenmesi için her türlü tedbirlerin alınması, bölgede sahra hastanelerinin kurulmasını,
 
* Kadın ve çocuklarına hijyenik banyo, tuvalet, temiz su ve gerekli ışıklandırmanın sağlanmasını,
 
* Gelişebilecek istismar ve şiddet tehlikesine karşı gerekli önlemlerin alınmasını,
 
* Kadının spesifik ihtiyaçlarını karşılayacak ped, günlük ped, çamaşır, temizlik malzemesi, çocuğu için gerekli çocuk bezi, çamaşır gibi hayati ihtiyaçlarının karşılanmasını,
 
* Yaşanan felaketten kaynaklı olabilen veya oluşabilecek travmatik durumlar için gerekli psikolojik desteğin sağlanması,
 
* Yaşlı, yatalak bakıma ihtiyacı olan depremzedelere gerekli desteği sağlayacak merkezlerin oluşturulmasını,
 
* Çocuklar için güvenli yaşam alanlarının oluşturulması ve refakatçisi olmayan çocukların tespitinin yapılıp akibetleri ile ilgili bilgilendirilmenin yapılmasını,
 
* Bölgede yaşadığı şiddete karşı koruma kararı alınan kadınların güvenliğinin sağlanmasını,
 
* LGBT+ ların taleplerinin karşılanması, şiddet ve nefret söylemlerine maruz kalmamaları için gerekli önlemlerin alınmasını,
 
* Nefret söylemi ile hedef gösterilen ve şiddete uğrayan mültecilerin güvenliğinin sağlanmasını,
 
* Ve en son kadın sağlığını koruyacak kendi ve çocukları için hijyenik ortamı oluşturacak , her türlü istismarı önleyecek önlemlerin alınmasını talep ediyoruz.”
 
‘Asla helalleşmiyoruz’
 
Siyah ve mor renklerle alanlarda olacaklarını ve asla helalleşmeyi kabul etmediklerini belirten Cemile, “Bölgede kadınlar, çocuklar, LGBT+'lar ve ötekileştirilen mültecilere güvenli alanlar oluşturulana kadar alanlarda olmaya devam edeceğiz. Depremde yaşamını yitiren İnsan Hakları Savunucusu arkadaşlarımız Hatice Can, Medine Taştan ve Melike Alp için de ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ demeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
Çiğli’de açıklama
 
Çiğli Kadın Platformu ise Çiğli belediyesi önünde bir araya geldi. "Depremde 8 Martta OHAL’de her yerde mücadeleye devam" yazılı pankartı açan kadınlar sık sık “Kadın yaşam özgürlük”, “Jin jiyan azadî”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganları attı. Basın açıklamasını kadınlar adına Deniz Uslu okudu.
 
‘Deprem sonrası kadınlar ve çocuklar için endişeliyiz’
 
Mereş depremi sonrasında 50 bine yakın insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Deniz, imar afları ile sermaye-devlet işbirliğinin binlerce insanın katili olduğunu dile getirdi. Deprem bölgesinde ailesini kaybetmiş, kaybolmuş çocukların geleceğinden endişeli olduklarını kaydeden Deniz, “Yurtlardan bir gece vakti kovulan kadın öğrenciler için endişeliyiz. Ailesi ile yaşamayan, gidecek bir yeri olmayan binlerce kadın öğrencinin güvende olduğu alanları yaratamadığınız için endişeliyiz. Depremzede insanların sağlığından endişeliyiz. Deprem bölgesinde on binlerce gebe kadının sağlık hakkına erişimi olmamasından endişeliyiz. Binlerce kadının menstrual ihtiyaçları ve hijyenik koşullar sağlanamadığı için çıkabilecek hastalıklardan kaynaklı endişeliyiz. Sığınma evlerinde kalan yüzlerce belki binlerce kadının akıbetinden endişeliyiz. Kadınlara yönelik her türlü fiziksel ve cinsel saldırı riski olan afet bölgesindeki kadınların güvenliğinden endişeliyiz” şeklinde konuştu.
 
‘Öfkeliyiz’
 
Yıkılan binaları yapanlara, yapılmasına izin veren yetkililere, insanları ölüme terk eden, alelacele enkaz kaldırmaya başlayanlara öfkeli olduklarını söyleyen Deniz, “11 Şubat'ta Çiğli'de yanı başımızda katledilen Emine Tosun Metin için buradayız. Emine’yi katleden fail hala yakalanmadı ve serbest bir şekilde dolaşıyor.8 Mart Dünya Kadınlar Gününde kaybettiğimiz tüm kız kardeşlerimizin öfkesi ile buradayız” vurgusu yaptı.
 
Narlıdere Kadın Platformu: Enkazda bırakanlar hesap verecek
 
Narlıdere Kadın Platformu ise Narlıdere Polikliniği önünde bir araya geldi. ‘Bizi enkazda bırakanlar hesap verecek’ ‘ Jin jiyan azadi’ ‘Berxwedana jiyane’ ‘Enkazların altından yaşamı yeniden kadınlar kuracak’ yazılı pankartları taşıyan kadınlar, “Kadın yaşam özgürlük” “Jin jiyan azadi” “Yaşasın kadın dayanışması”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganları attı. Basın açıklamasını kadınlar adına Sibel Örkmez okudu.
 
‘Lanzarotte sözleşmesini uygulayın’
 
Çocukların güvende olmadığını belirten Sibel, şöyle konuştu: Yıllardır çocuk istismarı ile, çocuk hakları suistimalleri ile bildiğimiz tarikatlara bugün hiç bir şey olmamış gibi depremde ailelerini kaybetmiş çocuklar gönderiliyor. İktidar yıllardır bu tarikatlarla suç ortaklığı yapıyor ve biz kadınlar bunu kabul etmiyoruz, hesabını soracağız. Çocuk yaşta evliliği meşrulaştırmanıza, bu suçu normalize etmenize izin vermeyeceğiz. Buradan daha önce bir kereden bir şey olmaz diyen veya Hiranur Vakfı davası için siyasi değil diyen bakanlara sesleniyoruz: Siz depremde çocukları koruyamadınız. Çocukları tarikat yurtlarına verdiniz. Çocukları refakatsiz bıraktınız. Kadınlar burada, kadınların gözü üstünüzde ve siz makamlarınızı tarikatları ve istismarcıları değil de çocukları korumak için kullanana kadar böyle olacak. Bir kez daha söylüyoruz Lanzarotte Sözleşmesi’ni ve çocuk haklarını korumak için tarafı olduğunuz diğer sözleşmeleri uygulayın.”
 
Açıklama sloganlarla sona erdi. 
 
DİSK'li kadınlar yürüdü 
 
Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) İzmir Şubesi Genel İş Kadın Komisyonu Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde bulunan ÖSYM'den, Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüdü. Burada açıklama yapan kadınlar, "Hayatı yeniden mücadele ile kuracağız dayanışma yaşatır" yazılı pankartı taşıdı. Kadınlar sık sık “Kadın yaşam özgürlük”, “Jin jiyan azadî”, “ Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Haklarımızı helal etmiyoruz” sloganları attı. Açıklama metnini, kadınlar adına Deniz Şahin Gümüştekin okudu.
 
‘Kadınlar dayanışmayı örüyor’
 
Kadınların 8 Mart’ı büyük bir ekonomik, sosyal ve siyasal kriz ile birlikte deprem felaketiyle karşıladıklarını belirten Deniz, iktidarın salgında olduğu gibi, depremde de toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik, kadınları koruma ve destekleme mekanizmalarını hayata geçirmediğini söyledi. Deniz “Kadınlar, geçmişten bugüne, her türlü eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı, eşdeğer işe eşit ücret diyerek, başta çalışma hayatında, işyerlerinde, sokakta ve yaşamın her alanında, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için mücadeleye devam ediyor. Bugün depremin açtığı yaraları sarmak için de ülkenin dört bir yanında kadınlar ekonomik kriz ve depremin getirmiş olduğu eşitsizlikleri, yoksunlukları, acıları gidermek için dayanışmayı ilmek ilmek örüyor” dedi.
 
İran ve Afganistan’da “Kadın Yaşam Özgürlük” şiarını yükselten kadınların mücadelesini selamlayan Deniz, DİSK’li kadınların taleplerini belirtti. Taleplerde öne çıkan deprem bölgelerinde kadınların ihtiyaçlarının giderilmesinin yanı sıra İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin şekilde uygulanması ve İLO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi'nin onaylanması oldu.