MUĞLA – Mereş depremi anmasında devletin bilinçli olarak yardımlara engel olduğunu belirten Emek ve Demokrasi güçleri, “Kayıpların büyüklüğünün nedeni iktidar” denildi.  

 

Mereş’te meydana gelen iki büyük depremin üzerinden geçen bir ayın ardından Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri, Sınırsızlık Meydanı’nda anma düzenledi. “Hükümet istifa” yazılı pankartın taşındığı anmada açıklamayı platform adına Haluk Özsoy okudu.

 

‘Önlem alınsaydı felaket olmazdı’

 

Bir doğa olayı olarak depremin yıkıma dönüşüyor olmasının en temel sebebinin daha fazla kar edebilmek için kullanılan ucuz yapı malzemeleri, imara açılan yerleşim alanlarının seçilmesi ve yapılaşmada rant odaklı anlayışla hareket edilmesi olduğu ifade edilen açıklamada, felaketin imar affı ve kentsel dönüşüm gibi yasaların siyasal ve ekonomik çıkarlar sonucu belirlenmesiyle kar için insan hayatını hiçe saymasından kaynaklandığı ifade edildi. Açıklamada, “Felaketlere yol açan doğa olaylarına karşı gerekli önlemleri alabilmiş olsaydı şimdi binlerce insanı kaybetmezdik. Bir taraftan depreme dayanıklı binalar yapılması konusunda gerekli denetimler yapılmadı, diğer taraftan da arama ve kurtarma çalışmaları konusunda ne kadar yetersiz kalındığı gün gibi ortaya çıktı. Bu konuda koordinasyon eksikliği ve hazırlıksız yakalanma konusu bariz bir şekilde görünüyor” denildi. 

 

'AFAD sınıfta kaldı'

 

Depremin değil, devletin kurumlarının ilgisizliğinin ve ihmalinin katlettiği vurgulanan açıklamada, “Bugüne kadar AFAD diye ortalığı velveleye verdikleri kurumların içinin ne kadar boş olduğu bir kez daha bizim karşımıza çıktı. Kızılay, AFAD gibi liyakatsiz, beceriksiz, teçhizatsız, yakınları ve yandaşlarını atayarak bu kurumların içini boşaltmış olan bu saray iktidarı, bu depremde kayıplarımızın bu kadar büyük olmasının temel nedeni. AFAD deyim yerindeyse tam anlamıyla sınıfta kalmıştır” sözlerine yer verildi.

 

‘İktidardan hesap soracağız’

 

Hızlı bir şekilde ulaştırılması gereken çadırların, Kızılay tarafından depremin üçüncü gününde para ile satılarak depoların boşaltıldığı hatırlatılan açıklamada, “Ranta dayanan çevre ve imar politikalarıyla, imar barışı adı altında topladığı paralarla, yaşamı değil ölümü kucaklayan siyasal iktidarın daha fazla kazanç hırsı, AFAD'ın acizliği ve Kızılay'ın şirketleşmesiyle daha da görünür hale gelmiştir. OHAL ilan ederken, sosyal medyayı en hayati zaman aralığında yasaklarken, devlet nerede diye tweet atanları tek tek gözaltına alırken, halkı ve medyayı sürekli tehdit edip, susturmaya çalışırken, 72 saat boyunca vinçleri, kepçeleri, yardım TIR’larını yollarda bekleyen bu iktidardan hesabını soracağız” diye belirtildi. 

 

‘Devlet depremde değil savaşta koordine oluyor’

 

Ailesini kaybetmiş çocukların kaçırılarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bilgisi ile tarikatlara yerleştiren iktidardan hesap sorulacağının altı çizilen açıklamada, “Depremin büyük bir felakete dönüşmemesi için koordine olmayan bu iktidar, savaş faaliyetleri söz konusu olduğunda anında koordine olmayı nasıl başarıyor? Bakın, kamu yararını değil rantı, halkın yaşamını değil kendi bekasını, barışı değil savaşı tercih eden bu siyaset ve zihniyet ölümlerin ve yıkımın sorumlusudur” ifadeleri kullanıldı.

 

‘Hükümet istifa etmelidir’

 

İktidarın bilerek ve isteyerek katliama göz yumduğu dile getirilen açıklamada, bilinçli olarak seferberlik ilan edilmediği, yardımların engellendiği, sınırda askerler tarafından bekletildiği kaydedildi. Ülkenin başına gelen en büyük felaketin tek adam rejimi olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bütün yetkileri kendisine bağlayan, kurumların özerkliğini ortadan kaldıran bu saray rejimi, bu katliamın altında imza attı. Derhal bu hükümet, cumhurbaşkanı istifa etmelidir. AFAD, Kızılay başkanları başta olmak üzere bütün yöneticileri istifa etmelidir. Bu depremde sadece sınıfta kalmadılar, bu cinayetin aynı zamanda ortağı konumundalar.”

 

‘Dayanışma devam etsin, fırsatçılığa ortak olmayın’

 

Bölgede, çadır battaniye, soba, yiyecek, giyecek ilaç ve hijyen malzemesi ihtiyacının devam ettiğine yer verilen açıklamada, bu ihtiyaçların acilen karşılanması için seferber olma ve devleti kamu kaynaklarını bunlar için kullanmaya zorlama çağrısında bulunuldu. Açıklamada, “Başka ilçelere göç eden depremzedeler barınma sorunuyla karşı karşıya. Barınma sorununu çözmenin asıl yükümlüsü bu iktidardır, devlettir. Bu iktidarın yozlaştırdığı bu düzenin bir parçası olmayın, kira artırımına gidenler, fahiş bir şekilde kira arttıranlar, sizler bu vicdansızlığa ortak olmayın, eğer tarihe ve çocuklarınızın kalbine bir parça temiz girmek istiyorsanız fırsatçılığa ortak olmayın. Dayanışmaya ortak olun” denildi.

 

Açıklama, sloganlarla sona erdi.