Kadınlar Sakarya Meydanı’ndan seslendi: Rojava’ya bin selam!
- 20:49 25 Kasım 2022
- Güncel
ANKARA - Sakarya Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar polis engeline rağmen, “Erkek devlet şiddetine itaat yok isyan var” mesajı verirken, eylemde Şebnem Korur Fincancı için hazırlanan pankart, içeri alınmadı. Kadınlar hep birlikte Rojava’da direnenleri selamladı.
Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Sakarya Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemin yapılacağı alan polisler tarafından kapatılırken, alana girmek isteyenler polis arama noktasından geçirildi. Hazırlanan pankartların birçoğu polisler tarafından alana alınmadı. “Jin jiyan azadî” sloganları ile alana giren kadınlar, “Erkek devlet şiddetine itaat yok isyan var” pankartının yanı sıra “Hayat kısa kadınlar serhildan”, “Özgür kadın özgür toplum”, “Bize sürtük diyen yasa anayasa yapamaz”, “Gücümüzü korkumuzdan aldık”, “Diktatörlüğe karşı direnen İranlı kadınlara selam olsun”, “Yasalar sokakta yazılır”, “Saçların saçlarımda uzuyor Mahsa” yazılı dövizler taşıdı. Kadınlar ayrıca İran’da katledilen Jîna Emînî ve Güney Kurdistan’ın Silêmanî kentinde katledilen Nagihan Akarsel’in fotoğraflarını da taşıdı.
Polis Şebnem Korur Fincancı pankartını yırttı!
Alana LGBTQ dövizleriyle girmek isteyen 5 kadın gözaltına alınırken, Tıp Öğrencileri Kolu’nun (TÖK), kimyasal silahlarla ilgili bilimsel değerlendirmeleri gerekçe gösterilerek tutuklanan Şebnem Korur Fincancı için taşıdıkları pankart içeri alınmadı. Polis, "Elinizdeki pankart suç unsuru, suçlu pankartı” sözlerini sarf etti, gözaltı tehdidinde bulundu. Direnen kadınların elindeki "Şebnem Hocaya Özgürlük" pankartı polis tarafından yırtıldı. Kadınlar alanda " Şebnem hoca onurumuzdur, isyanımızdır" sloganları attı.
Kürtçe slogan engellemesine ‘Jin jiyan azadî’ yanıtı
Kürtçe slogan atmak isteyen kitleye polis bir kez daha engellemeye çalıştı. Kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganları ile engellemeye tepki gösterdi. Alana “İran’dan Afganistan’a, Kürdistan’dan, Türkiye’ye feminizm ateşi sönmeyecek” pankartı ile girmek isteyen 6 kadın da gözaltına alındı. Pankartın içeriği bahane edilerek gözaltına alınan kadınlar TEM Şube’ye götürüldü.
Gözaltına alınanlara ilişkin kadınlar, Kürtçe, Türkçe ve Arapça “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Selam Selam Rojava’ya bin selam” sloganları attı. Ardından Platform adına Kürtçe ve Türkçe hazırlanan basın metni okundu.
‘Kadınları yargılayanlar, katillere kol kanat geriyor’
Kadınların, dünyanın dört bir yanında direndiği bir sürecin yaşandığı belirtilen açıklamada, devletin ise her türlü şiddet aracıyla artan saldırıların faili olduğu vurgulandı. Geçtiğimiz 25 Kasım'dan bu yana 376 kadının erkek şiddetiyle katledildiği ifade edilen açıklamada, “Kadın mücadelesini her alanda yargılamaya çalışanlar, kadın ve LGBTİ+ katillerine kol kanat geriyor. Gülistan Doku bin 56 gündür kayıp! Gülistan’ın nerede olduğunu sormaktan, etkin bir soruşturma istemekten vazgeçmiyoruz. İpek Er’in, Nadira’nın, Ceren’in faillerini de failleri cezasızlıkla ödüllendirenleri de tanıyoruz! Özsavunma hakkını kullanan Nevin Yıldırım’ı, Fikriye Özbek’i unutmuyoruz! Kadın cinayetlerini olağanlaştırmaya çalışan erkek adalete itaat yok isyan var demek için bugün burada, sokaklardayız! Yaşamak istiyoruz diyen kadınlara sokakları yasaklayanlar, aynı sokaklarda şeriat propagandası yapanların, nefret yürüyüşüne çıkanların güvenliğini sağlıyor. Gözaltılarla, tutuklamalarla kıramadıkları kadın iradesini, hapishanelerde çıplak aramayla, işkenceyle, tecritle kırmaya çalışıyorlar” denildi.
‘Aile değil kadınız’
İran’da özgürlüğü için mücadele eden kadınlar için isyanın büyütüldüğüne işaret edilen açıklamada, şunlara yer verildi: “İran’da, Türkiye’de dünyanın her yerinde yaşamlarımızı karartmak isteyenlere karşı ‘jin jiyan azadî’ çığlığını bir kartopu gibi büyüterek erkek ve devlet şiddetine karşı itaat yok isyan var demek için sokaklardayız! Kadını aileden ibaret görenler; boşanmaları zorlaştırıp, Aile İrşad Büroları eliyle kadınları susmaya zorluyorlar. Aileye hapsedilmeyi reddediyoruz! Bizler aile değil kadınız. Tarikat yurtlarında çocuklar istismara maruz bırakılırken çocukları korumayanlar, bugün aileyi koruma adı altında nefret yürüyüşleri düzenliyor.”
‘Cinayetlerin nedeni olarak kadınları gösterdiler’
Açıklamada, TBMM Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Komisyonu toplantısına katılan kadın örgütlerinin AKP’lilerin tepkisiyle karşılaştığı dile getirilirken, devamla şunlar belirtildi: “CEDAW Komitesi 82’nci oturumuna katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, kadın ve LGBTİ+’ların yaşadıklarına ilişkin tozpembe bir tablo çizdi. AKP Milletvekili Öznur Çalık başkanlığında hazırlanan TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu raporunda, kadına yönelik şiddetle ilgili; ‘utanma, başvuru mekanizmalarını bilmeme, erteleme, faile şans verme ve toplumsal baskılar’ gibi nedenler gösterildi. Özetle; ‘Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ diyen Erdoğan’ın izinden gidenler, kadına yönelik şiddetin nedeni olarak yine kadınları gösterdi. Daha birkaç gün önce TBMM Genel Kurulu’nda, kadına yönelik şiddetin Meclis tarafından araştırılmasına ilişkin öneri AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Kadına yönelik şiddeti cezasızlıkla ödüllendirenlere itaat yok isyan var.
Kadınlar hala eşit işe eşit ücret alamıyor!
İktidarın erkek devlet ittifakı, kadın emeğini değersizleştirerek emek sömürüsünü her geçen gün daha da derinleştiriyor. Kadınlar için esnek ve güvencesiz çalışma biçimi kalıcı hale getirilirken, kadının kariyeri çocuk doğurmaya indirgeniyor. Bakım emeğini kadınların doğal sorumluluğuymuş gibi örgütleyen cinsiyetçi politikaları reddediyoruz. Kadınlar hâlâ eşit işe eşit ücret alamıyor, iktidar ise hâlâ Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi olan ILO 190’ı imzalamıyor.
En temel ihtiyaçlara bile ücretsiz ulaşamıyorlar
Açıklanan 2023 bütçesinde sadece savaş ve güvenlik harcamalarına ayrılan pay 2022 bütçesini ikiye katlıyor. Diyanete 7 ayrı bakanlıktan daha fazla bütçe veriliyor. İktidarın savaşı ve sermayeyi besleyen ekonomi politikaları yoksulluğu her geçen gün daha da derinleştiriyor. Mülteci kadınlar ucuz işgücü olarak son derece ağır emek sömürüsüne maruz bırakılıyor, ayrımcı politikalarla hedef haline getiriliyor. AKP MHP ittifakının iktidarda kalabilmek uğruna ısrar ettiği savaş politikalarına, kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalara karşı yaşamı ve barışı savunuyoruz. Kadınlar en temel ihtiyaçlarına bile ücretsiz ulaşamıyor. Kürtaj yasağı, kadınları merdiven altı yerlerde kürtaj olmaya mecbur bırakarak yaşamlarını tehdit ediyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 2 bin kadın rahim ağzı kanserinden yaşamını yitirirken, HPV aşısı hâlâ ücretsiz yapılmıyor. Sağlık hakkımızı gasp edenlere itaat yok isyan var. Engelli kadınlar sürekli cinsiyetçi ve sağlamcı politikalarla ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Eşit, erişilebilir engelsiz bir yaşam istiyoruz.
Erkek egemen dünyadan alacaklıyız
Erkek şiddetine karşı yaşamını savunan, savaşa karşı barışın sesini yükselten kadınlar, kadınların gündemini haberleştiren gazeteciler tutuklanıyor, kampüslerde taciz, tecavüz faili hocaları barındırmayan üniversiteli kadınlar yurtlarından atılıyor. Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz üzerinde kurulmak istenen eril tahakküme, bizi susturmak isteyenlere itaat yok isyan var demek için sokaklardayız! Biz kadınlar, kadına yönelik şiddetin her türlüsü ile mücadele ettik, etmeye devam ediyoruz. Bugün burada, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde erkek ve devlet şiddetine karşı sesimizi bir kez daha yükseltiyoruz. Umutsuzluğu birlikte yok edip, cesareti kenetlenen ellerimizde hissediyoruz. İtaat etmiyoruz, kırıntı değil hayatı istiyoruz. Erkek egemen dünyadan alacaklıyız, bu yüzden bugün sokaklardayız.”
Kadınların eylemi halaylar ve “Jin jiyan azadî” sloganları ile sona erdi.