Katledilen kadınlar için anma etkinlikleri

  • 15:11 15 Kasım 2024
  • Güncel
HABER MERKEZİ  - TJA ve DEM Parti Kadın Meclisi öncülüğünde, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında katledilen kadınlar anıldı. 
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla İzmir, Wan ve Amed'de katledilen kadınları andı. 
 
İzmir  
 
TJA ve DEM Parti İzmir Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasında 17 Haziran 2021’de katledilen Deniz Poyraz’ı andı. DEM Parti İzmir il binası önünde bir araya gelen kadınlar, “Özgür ve eşit yaşamda ısrarcıyız. Erkek- devlet şiddetine karşı isyandayız” yazılı pankart ile “Deniz Poyraz isyanımızdır”, “Zaman Denizler olmak zamanı” ve “Deniz için adalet, herkes için adalet” yazılı dövizler taşındı. Kadınlar sık sık “Jin jiyan azadî” ve “Deniz Poyraz isyanımızdır” sloganlarını attı. Anmaya siyasetçi Sebahat Tuncel, DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk ve çok sayıda kadın katıldı.
 
‘Biz jin, jiyan, azadî’yi istiyoruz’
 
Burada konuşan Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, kadınların yaşam olduğunu ve bu sebeple de katledilen kadınların ölümsüz olduğunu ifade ederek “Sakın kadınları yok edeceklerini sanmasınlar. Kadınlar katledildikçe, kadın mücadelesi büyüyor” dedi. Deniz Poyraz’ı katleden failin birilerinden cesaret alarak bu katliamı gerçekleştirdiğini söyleyen Fehime Poyraz, katliam esnasında polislerin önlem almadığını hatırlattı. Fehime Poyraz, polislerin o sıradaki tavrına tepki göstererek “Ona, Deniz Poyraz’ı neden suçsuz yere katlettin diye sorabilirdiniz. Tebrik ettiniz onu. Bana, babasına, Kürt halkına ‘Başınız sağ olsun’ diyebilirdiniz. Ama demediniz, katili savundunuz. Biz kadınların ölmesini istemiyoruz. Biz jin, jiyan, azadî’yi istiyoruz” dedi.
 
Failler cezasızlık politikalarıyla ödüllendiriliyor
 
Ardından konuşan DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, kadınların her yerde şiddetle karşı karşıya kaldıklarını ve şiddet uygulayanların cezasızlık politikaları ile ödüllendirdiklerine dikkat çekerek, “Bir kadın kendi geleceği kurmak istediğinde ve mücadeleye girmek istediğinde onun karşısına bir tetikçiyi koyar ve ona ödül gibi ceza verir. Hala soruyoruz, Onur Gencer’i Suriye’de kamplara gönderen kimdir? Onur Gencer’in bu cinayeti yapması için bu imkanları ona sağlayan kimdir?” ifadelerine yer vererek halen Deniz Poyraz’ı katilinin azmettiricilerinin bulunmadığını söyledi.
 
‘Barış istiyorsak yapılması gereken gerçekle yüzleşmek’
 
Daha sonra söz alan TJA aktivisti Sebahat Tuncel de Deniz Poyraz’ı yalnızca bir kişinin katletmediğini vurgulayarak Deniz Poyraz’ın, Kürt ve kadın düşmanı politikalar nedeniyle katledildiğini belirtti. Deniz Poyraz’ı katleden failin arkasındaki güçlerin hala açığa çıkarılmadığını ifade eden Sebahat Tuncel, bu güçlerin özgür ve eşit bir yaşam kurulduğunda açığa çıkarılabileceğini sözlerine ekledi. Sebahat Tuncel, “Eğer gerçekten Türkiye’de barış sağlanabilirse o zaman daha önce 2013-2015 yılları arasında Sayın Öcalan’la yapılan diyalog ve müzakere sürecinde de masada olan hakikatleri aydınlatma, hakikat ve adalet komisyonların kurulması önerisi eğer günümüzde barış süreci sağlanırsa bu komisyonlarla gerçekler ortaya çıkarılacaktır. Eğer gerçekten barış istiyorsak yapılması gereken şey budur, gerçekle yüzleşmek” diye belirtti.
 
‘Özgür bir yaşam yaşayacağız, bunun için bir yol bulacağız’
 
Sebahat Tuncel, tüm kadınlara çağrıda bulunarak, “Bize dayatılan bu zulme dur demek, erkek egemenliğine dur demek, cinsiyetçiliğe, milliyetçiliğe dur demek hepimizin görevidir. Bu sadece örgütlü kadınların sorunu değildir. Eğer hepimiz bunu yapabilirsek iktidarlar bu kadar kolay yönetemezler. Bu kadar kolay gerçeği gizleyemezler. O yüzden hepimize sorumluluk düşüyor. Deniz katledildiğinde, alelacele mahkeme yapıldı ve Onur Gencer’e ceza verildi ama arkasındaki güçler açığa çıkarılmadı. Bu vesileyle bir kez daha iktidara çağrıda bulunuyoruz. Deniz Poyraz başta olmak üzere politik cinayetlerde sorumlu olan devlet içerisindeki kişilerin sorumluluğunun açığa çıkarılması için sorumluluk üstlenmeye çağırıyoruz. Biz kadınlar olarak da bunun olması için mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Özgür bir yaşam yaşayacağız, bunun için bir yol bulacağız. Başka bir çaremiz yok” şeklinde konuştu.
 
Anma, sloganlarla sona erdi. 
 
Wan 
 
TJA ve DEM Parti Wan Kadın Meclisi, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Wan’ın Tûşba ilçesine bağlı Seyrantepe Mahallesi’nde bulunan kimsesizler mezarlığında bulunan göçmen kadınlar için anma programı düzenledi. Anmaya Barış Anneleri Meclisi ve DEM Parti ilçe yöneticileri katıldı.
 
‘Yeni bir yaşama tutunmak için göç yollarına düştüler’
 
Anmada konuşan DEM Parti İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt, 25 Kasım kapsamında bir araya geldiklerini belirtti. Göç yollarında yaşamını yitiren mülteci kadınları andıklarını ifade eden Gülşen Kurt, “Sizin de bildiğiniz gibi emperyalist güçlerin maalesef özellikle Orta Doğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde çıkardıkları savaşlardan kaynaklı insanlar yaşamlarını arkalarında bırakarak bu savaş ve şiddet ortamından başka bir yaşama tutunmak için göç yollarına düşmektedirler. Göç yollarında en çok mağduriyet yaşayanlar yine kadınlar ve çocuklar olmakta. Bilindiği üzere Wan bir sınır kenti bu nedenle göçmenlerin de geçiş güzergahı olmaktadır. Yeni bir yaşama tutunmak için çıktıkları yollarda çoğu göçmen yaşamını yitirmekte. 
 
Özellikle göçmen ve mülteci kaçakçılarının araçlara kapasitenin üzerinde yolcu almaları, yaşanan trafik kazaları, yine 2020 yılında Wan’da yaşanan feribot kazasında 68 mülteci yaşamını yitirdi. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere birçok mülteci yaşamını yitirdi. İktidarın göçmen ve mülteci politikalarına yönelik sağlıksız koşullar neticesinde maalesef ülkede birçok göçmen mağdur durumda. Özellikle hukuki boyutta ciddi sorunlar yaşamakta. Toplanma kamplarında geri gönderme kamplarında yaşadıkları taciz, tecavüz, şiddete bakıldığında hukuki anlamda sahiplenilmediklerini göstermekte” dedi.
 
Açıklamanın ardından anma programı sona erdi.  
 
 
Amed
 
Rezan (Bağlar) Belediyesi "Sözümüz bitmedi. Şiddeti birlikte durduracağız" kampanyası kapsamında Newroz Parkı arkasında bulunan alanda katledilen kadınlar için fidan dikimi etkinliği gerçekleştirdi.  Rezan Belediyesi Kardelen Kadın Merkezi öncülüğünde gerçekleşen etkinliğe, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi ( DEM Parti) Amed İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, DEM Parti Rezan ilçe yöneticileri Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Wan’da şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Rojîn Kabaş’in ailesi ve çok sayıda kadın katıldı.
 
Etkinliğe katılanlar, katledilen çocuk ve kadınların hikaye ve resimlerinin olduğu dövizleri taşıdı. Etkinlikte sık sık “ Jin jiyan azadî” sloganları atıldı.
 
‘Kadın cinayetleri politiktir'
 
Ağaç dikme etkinliğinde konuşan önce konuşan DEM Parti Rezan Eşbaşkanı Aygün Taşkıran, şiddete karşı farkındalık yaratmak adına bir araya geldiklerini söyledi. 25 Kasım vesilesiyle Rezan Belediyesi’nin Rojin Kabaiş şahsında tüm kadınları andığını ifade eden Aygün Taşkıran,  kadın katliamlarının politik olduğunu belirtti. Aygün Taşkıran, “Biliyoruz ki kadın katliamları, politiktir. Eril zihniyetin bu yaklaşımlarını kınıyoruz. Nasıl ki Rojin’in katledilmesi politik ise 8 yaşındaki Narin'in katledilmesi de politiktir. Nasıl ki Gülistan Doku'nun katilinin ve akıbetinin yıllarca bulunmaması politik ise katledilen Evin Demirtaş, Hilal Kar’ın ve birçok kadının katledilmesi de politiktir” dedi.
 
‘Katledilen kadınların sesi olacağız'
 
Ardından söz alan DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, 25 Kasım’da bütün kadınların meydanlarda alanlarda “biz de varız demesi gerekiyor” diyerek şu ifadeleri kullandı: “Kadınların bu politikayı kabul etmiyoruz diyerek seslerini haykırmaları gerekiyor. Çünkü biz sessiz kaldıkça bu politika kendini yaşatacaktır. Bu politikanın yaşamaması için bizim ses çıkarmamız lazım ve  artık kurban verecek kızlarımızın, kadınlarımızın, kız çocuklarımızın olmadığını haykırarak diyoruz ki ‘Jin, jiyan, azadî.’ Katledilen kadınların hesabını soracağız ve asla durmayacağız. Her alanda sesleri olacağız. Bu sesin içinde, bu sistem boğulacaktır.”
 
‘İzin vermeyeceğiz’
 
Sonrasında söz alan Rojin Kabaiş’in annesi Aygün Kabaiş ise kızının mutlu bir şekilde Wan’a gittiğini, kızını uğurlarken her anını çektiğini ve bu anlarda ne kadar mutlu olduğunu görebildiğini söyledi. Aygün Kabaiş, kızının ölümünün  “suya atlayıp intihar etti” denilerek kapatılmaya çalışıldığını ama buna asla izin vermeyeceklerini ifade etti.
 
Rojin Kabaiş’in ablası Mizgin Aytaş ise, kendilerinin ve Rojin’in sesine ses olunması ve katillerin bir an önce bulunmasını istedi.
 
Yapılan konuşmaların ardından fidanlar dikildi. Dikilen fidanlara katledilen kadınların isimleri verildi.