İranlı sosyolog Sara: Kadınlar devletin ideolojisine karşı çıktı

  • 12:35 25 Kasım 2022
  • Güncel
 
ANKARA - Ankara Barosu’nun 25 Kasım kapsamında düzenlediği panelde  konuşan İranlı Sosyolog Sara Baheriirad, ”İranlı kadınların verdiği mücadele idrak edilemeyen bir mücadele. Kadınlar devletin ideolojisine ve keyfi uygulamalarına karşı yasakları, moda kavramını yeniden oluşturarak karşı çıktı” dedi.
 
Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Ankara Barosu Gelincik Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bir panel düzenledi. Ankara Barosu Eğitim Merkezi konferans salonunda yapılan panelin ilk oturumu “Dünyada ve Türkiye’de Kadın Hareketi ve Güncel Politikalar” başlığı ile başladı. Panele pek çok kadın ve sivil toplum örgütü (STÖ) katılım sağladı.
 
‘Altılı Masa’nın kadın politikası yok’
 
Panelde ilk olarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr. Serpil Sancar söz aldı. Sancar, Türkiye’de ve dünyada kadın sorunlarının nasıl evrensel siyasetin konusu olduğuna ve buna rağmen kadınların nasıl siyasetten dışlandığına değindi. Serpil, Türkiye’nin seçim sathına girdiği bu dönemde de kadın temsilinin önemine değinerek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) bir yana diğer partilerde kadın temsiliyetinin yetersiz olduğunu söyledi. Bununla beraber Altılı Masa’nın da kadın temsiline yönelik bir vaatte bulunmadığına ve buna yönelik bir politika duyurmadığını belirten Serpil, Saadet Partisi’nin söz konusu ittifak içerisindeki etkisine değindi.
 
‘İranlı kadının mücadelesi idrak edilemez’
 
Serpil’in ardından söz alan İranlı Sosyolog Sara Baheriirad, İran’ın tarihsel sürecinde kadının konumuna ilişkin tarihsel bir bilgilendirme ile konuşmasına başladı. Devrimden sonra İranlı kadınların kapanmadığını, kapatıldığını ve kapanmamak için mücadele verdiğini belirten Sara, “Eril kültür yine kadının bedenine müdahale ederek onu metalaştırdı. Hicabı kamusallaştırdılar. Kadın durur mu? Durmaz. O yıllarda binlerce kadın sokağa çıkarak buna hayır dedi. Ama devlet eğer çalışmak istiyorsan kapanmak zorundasın dediler. Peki bu mücadele neden sonuç vermedi? Batının bize yaptığı en büyük kötülük İran-Irak savaşının yapılması. Bu savaştan sonra kadının özgürlüğü lüks ve gereksiz bir konu olarak görüldü. İran ikiye ayrıldı, bir tarafı kadınlara bir tarafı erkeklere ayrıldı. İranlı kadınların verdiği mücadele idrak edilemeyen bir mücadele. Kadınlar devletin ideolojisine ve keyfi uygulamalarına karışı yasakları moda kavramını yeniden oluşturarak karşı çıktı” ifadelerini kullandı.
 
Avrupa’nın sözde söylemi: İranlı kadınların yanındayız
 
Jîna Emînî’ye değinen Sara, süren protestoların yaş ortalamasının 22 tutuklamaların ise 15 olduğunu belirtti. Buna rağmen protestoların devam etmesini “cesaretin simgesi” olarak değerlendiren Sara, Avrupa ülkelerinin çıkarları dolayısıyla İranlı kadınlara destek vermediğini belirten Sara, “Onlardan tek isteğimiz İran’a geldiklerinde saçlarını açmalarıydı. Ama onlar gelip manto giydiler, imzalarını attılar ve gittiler. Sonrasında ise ‘İranlı kadınların yanındayız’ dediler. İranlı kadınlar bedel ödüyor ve ölüyorlar” diye konuştu.
 
‘Hepimiz muhalefet olmalıyız’
 
Son olarak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer söz aldı. Türkiye’de kadınların kazanılmış haklarının geriye götürüldüğünü belirten Gamze, kadın cinayetlerinde yürütülen cezasızlık politikasının da katilleri cesaretlendirdiğini belirtti. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması konusuna da değinen Gamze, “Bu sadece kadınların değil herkesin tereddüt etmesi gereken bir konu. Bir gecede bir anlaşmadan hukuka aykırı şekilde çıkılması bundan sonra ne olacağını, kimlere hangi hukuksuzlukların uygulanacağını gösterir. Bu noktada bu muhalefet görevini hepimiz üstlenmeliyiz.25 Kasım’ın gerçek bir kutlama gününe dönüşeceğine olan inancımla, kadın mücadelesinin tüm zorluklara rağmen başarıya olacağına olan inancımla daha özgür günlerin geleceğine inanıyorum.”  diye konuştu.
 
JINNEWS ve MA muhabirlerine yönelik baskılar hatırlatıldı
 
Panelin birinci oturumu dinleyicilerin soruları ve katkıları ile devam etti. Ankara Barosu’ndan bir avukatlar, kadın hareketinin seçime ve sandığa sığıp sığmayacağını sordu. Bununla beraber Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS’in kadın muhabirlerinin tutuklandığı hatırlatılarak, kadın mücadelesi üzerindeki baskılara ilişkin sorulara yer verildi.