Siyasetçiler 25 Kasım’a hazır: Şiddeti örgütlü mücadelemizle yok edeceğiz

  • 10:53 24 Kasım 2022
  • Güncel
 
Marta Sömek 
 
İSTANBUL - 25 Kasım’a ,“Jin jiyan azadî” şiarı ve örgütlü mücadeleleri ile hazır olduklarını söyleyen siyasetçi kadınlar, “Doğal, sıradan, kader’ kelimelerine sığdırılan şiddetin, örgütlü kadın mücadelesi ile yok edileceğine eminiz” diyerek tüm kadınları yarın 25 Kasım alanlarına çağırdı.
 
Dominik Cumhuriyeti'nde faşist Rafael Trujillo hükümetine karşı mücadele yürüten Sosyal Değişim Hareketi’nden Mirabal Kardeşler, hedef gösterilmelerinin arından 25 Kasım 1960 tarihinde tecavüz edilerek katledildi. Dominik Cumhuriyeti’nde büyük bir yankı uyandıran bu katliamın ardından Mirabal Kardeşler’in mücadelesini devralan halk, direnişe geçerek bir yılın sonunda diktatörlüğü devirdi. O günden bu güne ise erkek devlet şiddetine karşı bulundukları her yerde mücadeleyi, direnişi ve özsavunmayı büyüten kadınlar, Mirabal Kardeşler’in direniş meşalesini alarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü karşılıyor.
 
Kadınların 25 Kasım günü bir araya gelmek için belirlediği adreslerden biri de İstanbul, Taksim Tünel. Günler öncesinden hazırlıkların yapıldığı eylem için yarın saat 19.00’da “Özgürlüğümüz için susmuyoruz, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz. Erkek devlet şiddetine itaat etmiyoruz” sloganıyla buluşacak olan kadınların şiarı ise “Jin jiyan azadî” olacak. 
 
25 Kasım’da Taksim Tünel’de olacaklarını belirten siyasetçi kadınlar ajansımıza konuştu. 
 
Bu yılki sloganları ‘Jin jiyan azadî’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Kadın Meclisi üyesi Pınar Türk, “Uzun yıllardır kadın özgürlük mücadelesi yürüten biz kadınların dilinde slogan olan ve son zamanlarda da İran’da Jîna Emînî’nin katledilmesinden sonra tüm dünyanın şiarı olan, tüm dünya kadınlarının diline gelen ‘Jin Jîyan Azadî’ sloganı bizim bu yılki 25 Kasım şiarımızdır” dedi. HDP Kadın Meclisi üyeleri olarak ,“Jin Jîyan Azadî” sloganının dünden bugüne ve bundan sonraki süreçlerde de kadın özgürlük mücadelesinin bir simgesi olacağını düşündüklerini belirten Pınar, “Bu çerçevede de bu 25 Kasım’da özgürlüğümüzü, bedenimizi ve tüm taleplerimizi dile getireceğimiz bir yıl olmasını istiyoruz. Bu seneki 25 Kasım şiarımız da ‘Jin jiyan azadî’, kadın yaşam özgürlük. Ama biz bunun Kürtçe şiarını kullanarak ‘Jin jiyan azadî’ demek istiyoruz” sözlerini kullandı.
 
‘En büyük özsavunmamız örgütlülüğümüz’
 
25 Kasım kapsamında belirledikleri ana başlıkları paylaşan Pınar, “Kadın yoksulluğu bizim başlıca politik gündemlerimizden bir tanesi olacak. Aynı zamanda da kirli savaş politikaları, bizim 25 Kasım’a giderken bir politik gündemimiz olacak. Ve tabii ki kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele yöntemleri, araç, biçim ve sloganları politik gündemlerimiz arasında yer alacak. Göçmenlik meselesi de biz kadınların başlıca sorunlarından bir tanesi. Bu savaş politikaları, faşizm yöntemleri devam ettiği müddetçe her insan bir göçmen ve mülteci olma tehdidiyle karşı karşıya ne yazık ki” diye sıraladı. Öte yandan kadınların en büyük özsavunmasının örgütlülüğü olduğunun altını çizen Pınar, “Bizim için önceliğimiz örgütlenme meselesi. HDP Kadın Meclisi olarak bu dönemi örgütlenme süreci olarak ele alıyoruz. Öncelikli olarak yerellerde kendi meclislerimizi kurmak gibi bir hedefimiz var önümüzde. Kadın Meclisleri’ni kurmak tüm ezilen, sömürülen kesimlerle bir araya gelmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
 
Ortak mücadele için Taksim’e çağrı
 
Birlikte mücadele ederek bu süreci aşabileceklerini kaydeden Pınar, “Parti programımız gereğince de tüm ezilen, yok sayılan kimliklerin bizlerle beraber mücadele etmesini istiyoruz. Bizler de onlarla beraber mücadele etmek istiyoruz. Bizlerin mücadelesi zaten ortak, bir. Bu 25 Kasım’da da bu mücadeleyi ve çalışmaları birlikte yürüteceğimizi düşünüyoruz” sözleriyle tüm kadınları ve LGBTI+’ları Taksim Tünel’de gerçekleştirecekleri eyleme çağırdı.
 
‘Sokağa çağrı yapan hattan 25 Kasım’ı örgütledik’
 
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Meclis üyesi Tanya Kara da, “Bu seneki 25 Kasım çalışmalarımızda hiç kuşkusuz AKP-MHP faşist iktidarının erkek egemen politikaları karşısında kadına dönük çok ciddi bir saldırıyla karşı karşıyayız”  dedi. Tanya, bu temelde de SKM olarak AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarına karşı kadınlar olarak özgürlük mücadelelerini yükselten ve sokağa çağrı yapan bir hattan 25 Kasım’ı örgütlediklerini ifade etti. Bu dönemde kadına yönelik şiddeti arttıran birçok faktör olduğuna işaret eden Tanya, “Hiç kuşkusuz ki kadınların yaşam tarzlarına dönük müdahaleler, kazanılmış haklarına dönük saldırılar, kadın ve LGBTI+ düşmanlığı çok ciddi bir biçimde erkek-devlet tarafından kürsülerden yükseltiliyor. Dolayısıyla bizlerin de kadınlar olarak bugüne kadar uğruna mücadele ederek kazandığımız haklarımızı koruma ve bunlar için mücadele hattını sürdürme görüş açısına sahibiz” diye belirtti. 
 
Erkek-devlet şiddetine karşı örgütlü mücadele
 
25 Kasım’a giderken tüm kadınları örgütlü mücadeleye çağıran Tanya, şunları dile getirdi: “Kadınlar olarak sokakta en birleşik ve en geniş biçimde kadınların özgürlüğü ve aynı zamanda kadın özgürlük mücadelesini yükselten özneler olarak daha ciddi bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bu saldırı karşısında da en geniş ve birleşik cevabı vermek için mücadeleyi 25 Kasım’a giderken yükseltiyoruz. Kadınlar bu dönemi, bütün bu saldırılar içerisinde kadın olmaktan kaynaklı daha ağır biçimde yaşıyor. Biz tüm bunların içerisinde elbette örgütlü yani erkek egemen zihniyet bütün birimleri ve yapılarıyla karşımızda bu kadar örgütlüyken, bizler de Sosyalist Kadın Meclisleri olarak bu faşist erkek egemenliğine karşı kadınlar olarak kendi özgürlüğümüz için mücadele eden ve örgütlü bir mücadeleyi öne çıkaran bir hattan bu dönemi örgütlüyoruz. Erkek-devlet şiddeti, yoksulluğa karşı SKM’de örgütlen diyerek kadınlara bir örgütlenme çağrısı yapıyoruz aynı zamanda. Çünkü karşımızdaki örgülü erkek egemenliğine karşı örgütlü mücadelenin çok kritik ve hayati olduğunu düşünüyoruz.” 
 
‘Şiddet örgütlü kadın mücadelesi ile yok edilecek’
 
Türkiye İşçi Partili (TİP) Kadınlar üyesi Aslı Yapar ise, “Saray düzeninin kadına dönük her politik, ekonomik, sosyolojik söyleminin bir esaret ifade ettiğini biliyoruz. Bu ifade o kadar aleni ki, saklanan ya da dolaylı ifade edilen bir durum yok. Aleni olarak yerimizin evimiz, görevimizin çocuk doğurmak ve bakmak olduğu ifade edildi. Bu durumda son 20 yılda daha da artarak devam eden kadın düşmanı politikaların açık açık kadına dönük şiddeti her alanda meşrulaştırdığı görülmekte. Bu meşruiyeti kabul etmeden ve her defasında teşhir ederek yükselen ve güçlenen, örgütlü bir hat ana gündemimiz” ifadeleriyle erkek-devlet şiddetine karşı örgütlülüğü hedef aldıklarını belirtti. 
 
‘Sessiz kalmayacağız’
 
Aslı devamında, “Doğal, sıradan, kader’ kelimelerine sığdırılan şiddetin, örgütlü kadın mücadelesi ile yok edileceğine eminiz. İşten ilk çıkartılanlar, hem çalışıp hem ev içi bakım emeğini üstlenenler, çocuk bakmak zorunda olduğumuz için iş bile arayamayanlar, tuzluk uzatmadığımız için dövülenler, öldürülenler bize bu hayatı reva görenlere karşı sessiz kalınamayacağını hem 25 Kasım alanlarında hem de ‘Türkiye’de Sosyal Politikalar’ raporumuz çerçevesinde oluşturduğumuz kampanyalarla farkındalıkları sağlamaya, yükseltmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘Bütün kadınları 25 Kasım alanlarına çağırıyoruz’
 
“Şiddeti, Yoksulluğu, Saray Düzenini Yok Edeceğiz” şiarıyla 25 Kasım’a hazır olduklarını söyleyen Aslı, “Bütün kadınları bulundukları şehirlerde 25 Kasım alanlarına çağırıyoruz. Birlikte daha güçlüyüz” diye konuştu.