İSTANBUL/İZMİR - Tutsak yakınlarının İstanbul Adliyesi önünde başlattığı Adalet Nöbeti polis işkencesine rağmen 12’nci haftasında da kararlılıkla oturma eylemi ile devam etti. Nöbete saldıran polis, içinde annelerin de olduğu 4 kişiyi işkence ederek gözaltına aldı, işkence gözaltı aracında da sürdü. 

 

Hasta ve infazları yakılan tutsaklar için tutsak yakınlarının İstanbul’da başlattığı Adalet Nöbeti haftalardır uygulanan işkence ve baskıya rağmen 12’nci haftasında Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde devam ediyor. Bu haftaki nöbete, Silivri 3 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak olan Yakup Akman’ın annesi Fince Akman ile Afyon T Tipi Cezaevi'ne sürgün edilerek tek kişilik koğuşta tutulan Xemgin Karakaş'ın annesi Cemile Karakaş katıldı. Eylemcilere, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yaşlılar ve Emekliler Meclisi üyesi Meryem Güneş, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kartal İlçe Eşbaşkanı Aygül Sincar ve ilçe yöneticileri destek verdi.

 

Oturma eylemi

 

Nöbet öncesi çok sayıda polis ve gözaltı araçlarıyla adliye önü ablukaya alındı. Eylemciler uzun süre adliye karşısındaki kafenin önünde oturma eylemi gerçekleştirdi. Tutsak yakınlarını ablukaya alan polisler, her hafta olduğu gibi bu hafta da Kağıthane Kaymakamlığı'nın Adalet Nöbeti’ni yasakladığı belgeyi “gerekçe” göstererek eylemlerini gerçekleştirmelerine izin vermeyeceklerini belirtti. Polisler ayrıca oturma eylemlerini sonlandırmamaları durumunda ikinci “uyarılarında” annelere “müdahale” edeceklerini söyledi. 

 

Sandalyeler bahane edilerek annelere saldırdılar!

 

Oturma eyleminin sona erdirilmesi için eylem sürerken zabıtalar kafeye gelerek, çalışanlara annelerin kafede oturduğu sandalyelerin toplamasını, toplamadıkları takdirde de ceza kesecekleri tehdidinde bulundu. Annelerin sandalyelerden kalktığı esnada ise çok sayıda polis saldırı gerçekleştirdi.

 

Annenin elleri arkadan bağlandı

 

Bu esnada konuşan nöbet eylemcisi Fince Akman, “Biz sadece tutuklu bulunan çocuklarımız için burada açıklama yapmak istiyoruz. Ve şu anda sadece oturduğumuz halde her hafta polis tarafından darp edilerek gözaltına alınıyoruz” dedi. Ardından polisler annelere saldırarak işkence ile gözaltına aldı. İşkence edilen Fince, polisler tarafından elleri arkadan bağlanarak ve sıkılarak gözaltı aracına götürüldü. 

 

Aracın içinde işkence 

 

Bu esnada gazetecilerin çekim yapması da engellenerek alandan uzaklaştırıldı. Gözaltı aracının yoldan geçtiği esnada ise gözaltına alınan 4 tutsak yakınının polislerce işkenceye maruz kaldığı görüldü. Tutsak yakınları aracın camlarını yumruklarken, polisler de ağır işkence uyguladı. 

 

İşkence yalnızca annelere…

 

Gözaltına alınan Fince Akman, Cemile Karakaş, Aygül Sincar, Meryem Güneş’in Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü öğrenildi. Öte yandan haftalardır tutsak yakınlarının eylemleri dışında adliye önündeki hiçbir eyleme engellemede bulunulmuyor. Hasta tutsaklar için yapılmak istenen eyleme ise her hafta polis saldırıyor. 

 

İzmir 

 

İzmir’de ise, Adalet Nöbeti 72’nci gününde adliye önünde devam etti. Nöbetteki aileleri HDP Narlıdere ve Balçova ilçe yöneticileri destek verdi. Tutsak yakınları, “Ji girtiyên nexweş re azadî (Hasta tutuklulara özgürlük)” yazılı önlükler giyerken, sık sık “Bijî berxwedana zindana” sloganını attı.

 

'Tecrit insanlık suçudur'

  

Burada konuşan HDP Narlıdere İlçe Eşbaşkanı Bayram Sefiroğlu, tecridin insanlık suçu olduğunu belirterek, “Zindanlarda tutulan hasta tutsakların mağdur edildiği bir ortamda tecride karşı beraber mücadele etmek zorundayız. Bizde sizin bu direnişinizi selamlıyoruz ve sizinle direniyoruz” dedi.

 

HDP Balçova İlçe Yönetim Kurulu üyesi Yusuf Durmuş da, hasta tutsakların anayasal hakları olan özgürlüğüne kavuşması gerektiğini belirtti. Tutsakların tecrit edilmesi ya da hastalıktan öldürülmesini beklemenin insani olmadığını vurgulayan Yusuf, “Bir an önce buna son verilmeli. Hasta tutsaklar serbest bırakılmalı” diye konuştu.

 

'Geri adım atmayacağız'

 

Son olarak konuşan Adalet Nöbeti’ndeki tutsak yakını Sultan Yağmekan ise şu ifadeleri kullandı: “Çocuklarımızın özgürlüğü, adaletin sağlanması için eylemdeyiz. Hasta olan tutuklar tahliye olana kadar geri adım atmayacağız. Çocuklarımız Kürt olduğu için bu kadar zulüm görüyor. Çocuklarımızla görüşemiyoruz, haber alamıyoruz. Durumlarını merak ediyoruz. Çocuklarımıza yemek verilmiyor, gönderdiğimiz paralar verilmiyor. Telefonla konuştuğumuzda dakikaları dolmadan kesiliyor. Geceleri gözümüze uyku girmiyor. Vicdanları olsaydı çocuklarımıza bu zulmü yaşatmazdılar. Çocuklarımız üzerindeki zulmü kabul etmiyoruz. Taleplerimiz karşılansın, hak ihlalleri ortadan kaldırılsın. Sabrımız kalmadı, adaletin bir an önce sağlanmasını istiyoruz.”