'Efrîn halkının emeğini gasp etmek helal mi?'

  • 13:12 15 Aralık 2023
  • Siyaset
 
ANKARA - DEM Parti Wan Milletvekili Gülderen Varlı, Ticaret Bakanına, “Efrîn halkının hakkını, emeğini, ağacını gasp etmek helal mi?" diye sordu. Gülderen Varlı, “Kürt cenazelerini kutu ve kargoyla gönderen ve Allah’ın verdiği canı yerde sürükleyen bu yönetimin helali bizim helalimiz olamaz. Kayyımların gaspı, irade gaspı, halkın alın terine göz koyma, artan faizler, haram değil mi?” diye sordu. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Meclis Genel Kurulunda görüşülen, Ticaret Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı kuruluşların 2024 Yılı Merkezi bütçe görüşmelerine dair söz aldı.
 
Adalet Nöbetindeki anneleri selamladı
 
Genel kurulda konuşan DEM Parti Wan Milletvekili Gülderen Varlı, hak ve özgürlüklerin baskı altında olduğu, demokrasinin askıda olduğu bir ülkede ticaretin gelişmeyeceğinin aşikar olduğunu söyledi. Bütün ülkede tecridin uygulandığı böylesi bir dönemde hakikatleri konuşmak zorunda olduklarını kaydeden Gülderen, İmralı’da var olan tecrit uygulamasına karşı cezaevlerinde tutsakların açlık grevinin 19’uncu gününde olduğunu hatırlattı. Gülderen ayrıca Wan, Amed, Mersin, İstanbul ve Adana’da adalet nöbeti sürdüren anneleri de selamladı.
 
‘Türkiye ekonomisi tekelci bir ekonomidir’
 
Türkiye’de hem siyaset hem de ekonomide muaazam bir tekelleşme olduğuna dikkat çeken Gülderen, adına Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen sistemle güç ve iktidar birlikteliğinin zirveye taşındığını ifade etti. Gülderen, “Siyasetteki tekelleşmeye paralel bir biçimde ekonomide de tekelleşme, tabiri caizse coşmuştur. Türkiye ekonomisi tekelci bir ekonomidir. Bir tarafta muazzam sermayesiyle şen kahkahalar atan bir avuç sermayedar vardır. Diğer tarafta 7 bin 500 lira emekli maaşı alan, 11 bin 402 lira reva görülen on milyonlarca asgari ücretli vardır. Ekonomideki bu tekelci tablonun sorumlusu sermaye yanlısı AKP-MHP iktidarıdır. Ticaret Bakanlığı’na bağlı Rekabet Kurumu ise bu tekelci ekonomi gerçeğine karşı kılını kıpırdatmamaktadır. Tekelci sermayeye karşı önlem alacağına, esnafla, KOBİ’yle uğraşmaktadır. Görevinin bilincinde değildir” dedi.
 
Helal Kurumu
 
Rekabet kurumuna bağlı bir kurumun olduğunu bu kurumun isminin ise, “Helal Kurumu” olduğuna değinen Gülderen, “Bu kurum yerli ve yabancı kuruluşlara ‘helal sertifika’ vererek ülkeye büyük gelir getireceği iddiasıyla faaliyete başlatılmıştır. Merak ediyoruz, helal nedir, haram nedir? Kime göre helal, kime göre haram? Bunlar nesnel kriterler değildir. Gasp edilen ve başkasının hakkının alındığı ürünler helal değildir. Bunu hepimiz biliyoruz. Helal ürün üreten ve helallik üzerinden kendini var eden kuruma ve bakana soruyoruz: ‘Efrîn’den getirilen zeytin ve zeytinyağı ya da kökünden söküp paketlenen ağaçları ne yaptınız?’ Efrîn halkının hakkını, emeğini ağacını gasp etmek helal mi? Bakın Efrîn üzerinden yapılan talan diğer ülkelerin de gündeminde. Türkiye'nin Efrîn'den alınan zeytinleri işleyerek Avrupa Birliği ülkelerine sattığı İsviçre Parlamentosu'nda bile konuşulmuş, tartışılmıştır. Yapılan bu ticaret helal ürün ve helal ticaret mi oluyor sayın bakan, var mı bir cevabınız?” diye sordu.
 
‘Helal Kurumu bu bütçeyi nasıl helal ediyor?’
 
Gülderen sözlerine şunları ekledi: “Diğer yandan Ticaret Bakanlığı; Kasım 2022-Temmuz 2023 tarihleri arasında Türkiye’nin toplam zeytinyağı ihracatının bir önceki sezonun aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 240 artarak, 136 bin 500 ton olduğunu açıkladı. İklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklar ve kuraklık sebebiyle dünyada zeytinyağı üretimi yapan İspanya Yunanistan, Portekiz ve Tunus’ta düşüş yaşanırken; Türkiye’de tam tersine zeytinyağı üretimi ikiye katlanmış, ihracat yüzde 240 artışla rekor kırmıştır.  Buradan sormak istiyorum, Zeytinde 'yok' yılı olmasına rağmen bu rekor nasıl gelmiştir? 20 milyondan fazla zeytin ağacının olduğu Efrîn’in zeytinyağının bu rekora katkısı ne kadardır? İsraf, yolsuzluklar, iftiralar, işkence, şaibeli TÜİK verileriyle beraber helal kurumu bu bütçeye nasıl helal diyor?
 
Haram yönetimin helali bizim helalimiz olamaz
 
İnsanların en helali, en kutsalı olan yaşam hakkını, düşünme hakkını, rızkını gasp eden, değerlerini yok etmeye çalışan ve helal olan haklarını yok sayan bir haram yönetiminin helali bizim helalimiz olamaz. En başta anadilimi engelleyen, Kürt cenazelerini kutu ve kargoyla gönderen ve Allah’ın verdiği canı yerde sürükleyen bu yönetimin helali bizim helalimiz olamaz. Kayyımların gaspı, irade gaspı, halkın alın terine göz koyma, artan faizler, haram değil mi? Hani faiz haramdı? Bunu siz diyordunuz? Yakalandığınız haklılık hastalığıyla beraber bunları siz yapınca mı helal oluyor? İktidarın ticari faaliyetleri, Kürt coğrafyası söz konusu olunca ya ödenek olmuyor ya da güvenlik sorunu var denilerek yatırım yapılmıyor.”