Gözaltılara tepki: Galatasaray’dan asla vazgeçmeyeceğiz!

  • 16:23 27 Mayıs 2023
  • Siyaset
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri'nin mücadeleye başlamalarının 28’inci yıl dönümü ve eylemlerinin 948’inci haftasında bir kez dana polisler tarafından ters kelepçe ile gözaltına alınmalarına ilişkin yapılan açıklamada, “Galatasaray Meydanı bizim kayıplarımızın mezarıdır. Biz asla Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz. Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın” mesajı verildi. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, Cumartesi Anneleri’nin gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle her hafta düzenledikleri ilk eylemlerinin 28’inci yıl dönümü ve eylemlerinin 948’inci haftalarında Galatasaray Meydanı’nda polisler tarafından ters kelepçe ile bir kez daha gözaltına na alındı. Gözaltılara tepki göstermek için Beyoğlu’nda bulunan dernek binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya Cumartesi Anneleri / İnsanları, çok sayıda kayıp yakını ile insan hakları savunucuları katıldı.
 
’28 yıldır söylüyoruz!’
 
Basın metnini İHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Şevin Çelik okudu. Hakikat ve adalet arayışı için Galatasaray Meydanı'nda başlattıkları eylemlerinin bugün 28'inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Şevin, “28 yıldır söylüyoruz, devletin zorla kaybetme politikası kişinin yok edilmesi ile sınırlı kalmaz. İşlenen suçu ispatlayacak izlerin ve tüm kanıtların yok edilmesi ile devam eder. Bu yüzden suça ve geçmişe işaret eden her türden söz ve eylem yasaklama ile karşı karşıya kalır” sözlerini kullandı.
 
AYM kararı yok sayılıyor: Keyfiliğin hükümranlığıdır!
 
Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin engellemesi ve gözaltına alınmalarının tüm bu nedenlerden kaynaklandığını söyleyen Şevin, engellemelere rağmen gözaltında kaybedilenlerin hatırlanması için Galatasaray Meydanı’na çıkmaktan vazgeçmeyeceklerini bir kez daha yineledi. Eylemlerine dair Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), “müdahale, engelleme ve gözaltı yapmanın hukuka aykırı olduğu” kararı olduğunun da altını çizen Şevin, “Hukukun, iktidar ve idare üzerindeki mutlak üstünlüğü yok sayılıyor. AİHM'e göre mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne götürme ve aynı zamanda mahkemece verilen kararın uygulanmasını isteme haklarını da kapsar. Dolayısıyla kesinleşmiş ve bağlayıcı bir AYM kararının yerine getirilmemesi, davaya konu ihlalin devam etmesi yanı sıra, mahkemeye erişim hakkının da ihlalidir. Kısacası hukukun reddidir, keyfiliğin hükümranlığıdır” ifadelerini kullandı. 
 
‘Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin!’
 
Cumartesi Anneleri olarak bu ”hükümranlığı” kabul etmeyeceklerine dikkat çeken Şevin, taleplerini şu şekilde sıraladı:
 
"*Gözaltında kaybedilenlerin akıbetleri açıklansın.
 
*Gözaltında kaybetme suçunun failleri üzerindeki cezasızlığa son verilsin, adalet sağlansın.
 
*Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin.
 
*Türkiye, imzalamaktan kaçındığı Birleşmiş Milletlerin Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme’yi imzalasın, onaylasın ve uygulasın.
 
*Galatasaray’daki keyfi yasağa son verilsin."
 
Son kayıp kalana kadar vazgeçmeyecekler
 
Ardından 21 Mart 1995’te gözaltına alınan ve 58 gün sonra işkence ile katledilen bedeni Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunan Hasan Ocak’ın abisi Hüseyin Ocak konuştu. 28 yıl önce Galatasaray Meydanı’nda başlattıkları adalet mücadelesini sürdürdüklerini paylaşan Hasan, kayıplarının bulunması ve faillerin yargılaması için adalet arayışlarının devam edeceğini ifade etti. Hasan, “Bizim için adaletin sağlanması birkaç kişinin yargılanması değil. Yaşadığımız bu coğrafyada bir daha gözaltında kayıp yaşanmaması isteğimiz ve mücadele kararlılığımızdı. Ama görüyoruz ki devlet kendi geçmişiyle yüzleşeceğine tam tersi sessimizi kısmaya çalıştı. Özellikle 2018 yılında 700’üncü haftamızda büyük bir baskıyla yakınlarımız gözaltına alındı. O günden bugüne nerede olursa olsun, Türkiye sınırları içerisinde düşüncelerimizi ifade etme özgürlüğümüz elimizden alındı. Bizim Arjantin’de Plaza de Mayo Anneleri’nden devraldığımız  mücadele, ‘bırakılan mücadele kaybedilen mücadeledir’. Bizim de son kaybımız kalıncaya kadar mücadelemiz devam edecek” diye belirtti.
 
‘Cumartesi Anneleri’nin heykeli Meydana dikilecek’
 
Daha sonra ise 1995 yılında evlerinin önünden 3 sivil polis tarafından götürülen ve 28 yıldır kayıp olan eşi Fehmi Tosun’un bindirildiği aracın plakasını alsa da yıllardır yaptığı tüm girişim ve başvurulara rağmen hiçbir dönüş alamayan Cumartesi Annesi Hanım Tosun söz aldı. Birçok kayıp yakını gibi kendi çocuklarını Galatasaray Meydanı’nda büyüttüğünü dile getiren Hanım, “Dönemin başbakanı, şimdinin cumhurbaşkanı olan Erdoğan bizi çağırıp, ‘Sizin sorununuz benim kabinemin sorunudur’ diyen kişi şimdi bize Galatasaray Meydanı’nı yasaklıyor. Galatasaray Meydanı bizimdir, bizim kalacak. Cumartesi Anneleri’nin heykeli Galatasaray Meydanı’nda dikilecek. Ya bize bir mezar taşı göstereceksiniz ya da annelerin heykelini oraya dikeceksiniz. Biz sesimizi Galatasaray Meydanı’ndan dünyaya duyurduk. Biz Berfo Anne başta olmak üzere tüm annelere söz verdik. Son kayıplarımız  bulununcaya kadar biz bu mücadeleden vazgeçemeyeceğiz” şeklinde konuştu. 
 
‘Meydan kayıplarımızın mezarıdır’
 
18 Eylül 1980 yılında Bingöl’de kaybedilen Hüseyin Morsümbül’ün yengesi Ayten Morsümbül de, “Hüseyin, yemek yerken annesinin gözleri önünde götürüldü ve bir daha geri gelemedi. Annesi oğlunu ararken yaşamını yitirdi. Şu an Hüseyin’in mezarı Galatasaray Meydanı’nda, Fatma annenin ise Bingöl’de.  Bu yüzden Galatasaray Meydanı bizim kayıplarımızın mezarıdır. Biz asla Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz. Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın” sözleriyle seslendi.